Soner Polat: Nemesis’e karşı Themis

"Nemesis-2018’e katılan ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve AB, Türk kamuoyu farkında olmasa da ülkemize yönelik düşmanca bir eyleme destek vermiştir"

Nemesis serisi tatbikatlar 2014 yılında başladı. ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY), nam-ı diğer Haçlı-Siyonist ittifakı, beş yıl önce doğrudan Türkiye ve KKTC’yi hedef alan hava unsurlarının da katıldığı bu deniz tatbikatını başlattı. Avrupa Birliği (AB)’nin ilgili kurumları da Nemesis tatbikatlarına katılıyor.

 

 

TÜRKİYE VE KKTC HEDEFTE!

 

Türkiye ve KKTC niçin doğrudan hedef? Çünkü bu tatbikatın senaryoları, GKRY’nin 2003 yılında yasadışı olarak tek taraflı ilan ettiği, çeşitli ülkelerle sınırlandırma antlaşmaları yaptığı, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)’sindeki yasadışı faaliyetleri içeriyor. Peki, niçin ilan edilen MEB yasa dışıdır? Çünkü kuruluş antlaşmasına göre Kıbrıslı Türklerin onayı alınmadan Kıbrıs Cumhuriyeti uluslararası bir antlaşma yapamaz! Ayrıca BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (1982), MEB sınırlarının belirlenmesinde, hakkaniyet içinde, ülkeleri karşılıklı antlaşma yapmaya davet ediyor.

 

 

NEYİN İNTİKAMI?

 

Nemesis ne anlama geliyor? Yunan mitolojisinde Nemesis intikam tanrıçasıdır. Demek ki bu yıl daha geniş katılımla yapılan bu tatbikatın gizli hedefi Türkiye ve KKTC’den intikam almaktır. Neyin intikamı? Kıbrıs’ta şehit edilen çaresiz Türklerin mi? Mavi Marmara’da hunharca katledilen günahsız Türklerin mi? Bu yıl beşincisi yapılan Nemesis, her geçen yıl hem faaliyet hem de katılımcılar açısından genişliyor. Nemesis-2018’e ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Yunanistan, GKRY ve AB fiilen katıldı. Mısır, İtalya ve Ürdün ise gözlemci gönderdi. Burada bir husus daha dikkat çekiyor: Maalesef, Haçlı-Siyonist şer ortaklığının ayak işlerini yapan gönüllü Müslüman ülkeler de var. Bu tatbikata katılmasa da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’ni de bu listeye dâhil etmeliyiz.

 

 
TATBİKATLARIN HEDEFİ

 

Askerler bilir! Tatbikatlar, “Spor olsun!” diye yapılmaz. Her tatbikat tehdit olarak belirlenen somut bir durumun ortadan kaldırılması için mevcut imkânların denenmesi maksadıyla icra edilir. Zaten tatbikat direktiflerinde önce siyasi durum ortaya konulur. Tehdidin doğası yanlış anlaşılmayacak tarzda tarif edilir. Aynı zamanda AB üyesi olan GKRY gibi küçük bir ülkenin planladığı bir tatbikata bu kadar geniş bir katılım oluyorsa ve tatbikatın odak noktası yasadışı MEB ise verilen mesaj açık, net ve kesindir: “Türkiye ve KKTC’nin, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerini tanımıyoruz. Eğer Türkiye ısrarcı olursa, intikam tanrıçası Nemesis’in yerini biz alırız!”

 

 

YUNAN-RUM STRATEJİSİ

 

Yunan-Rum stratejisini de saptayalım: Gücünün sınırlarını bilen bu ikili emperyalist ülkelere ait enerji şirketlerine ihaleleri özellikle vererek, Türkiye’nin karşısına ABD, İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkeleri çıkarmayı planladı. ABD’yi parmağında oynatan İsrail’in geleneksel Türkiye karşıtlığını harekete geçirdi. Türkiye’ye önyargıyla bakan Müslüman ülkeleri kendi askeri gibi sahaya sürmenin altyapısını hazırladı. Bu stratejide ihtiraslı ikilinin belirli bir mesafe aldığını görüyoruz. Türkiye ise 2011 yılından bu yana tüm bu gelişmeleri seyretti. Cılız demeçlerle yetindi. Seçim bildirisinde çok yönlü dış politika vurgusu yapan AKP ile etkili ve sonuç alıcı bir deniz stratejisi geliştiremeyen çok yönlü (!) Dışişleri Bakanlığına soralım: “Yunan-Rum ikilisi bu kadar çok ülke ve uluslararası kuruluşu kendi davasının içine katarken, bu özel sorunda sizi destekleyen bir ülke var mı?” Her yerde olanın hiçbir yerde olamadığını öğrenmek için daha ne kadar zemin kaybedeceğiz?

 

 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

 

Nemesis-2018’e katılan ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve AB, Türk kamuoyu farkında olmasa da ülkemize yönelik düşmanca bir eyleme destek vermiştir. AB ve diğer ülkeler taraf olduklarını, Türklerin hak ve hukukunu yok saydıklarını net bir şekilde göstermiştir. Buradan çıkan en masum sonuç, Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege sorunlarında bu kesimleri asla ve kata muhatap kabul etmemesidir. Bu kesimlerden gelecek her öneri tuzaklarla dolu ve art niyetli olacaktır. Yunanistan ve GKRY ise geleneksel olarak Türk düşmanlığından beslenmektedir. Doğu Akdeniz’de Nemesis’in karşısına kendiliğinden, karşıtı olan Adalet Tanrıçası Themis’in çıkacağını sananlar yanılır. Adalet istiyorsak, ona ulaşacak siyaset ve stratejilere sahip olmalıyız. Themis’in nefes alabileceği bir atmosfer yaratmalıyız. Acaba, Türkiye niçin, tıpkı Yunanistan/GKRY gibi, rakiplerinin itiraz ettiği kendi hükümran deniz alanlarında benzer çok uluslu tatbikatlar planlamıyor? Çok yönlü dış politika mimarları (!) bu soruya cevap vermelidir...