Gözcü Gazetesi’nde 29 Mart 2005 günü Hüseyin Avuç kaleme almış… Makalenin başlığı, “Bu, Paşa’nın değil ulusun uyarısıdır!” Sayın Avuç, Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’nın sözlerini yorumluyor. Kundakçı Paşa şunu söylemiş: “Bayrak bir milleti temsil eder. Biz, rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımızın arkasından gider, onun altında savaşır ve ölürüz. Ona uzanan elleri kırar, dilleri keser kopartırız. Bunu da TSK değil, Türk halkı yapar. Kıbrıs’ta bayrağımızı indirmeye kalkanı nasıl aşağı indirmişsek, burada da (bayrağı) indirmek isteyenleri, indiririz.”
BAYRAK İNMEZ!
Sayın Avuç devam ediyor: “Kundakçı Paşa, bu uyarıyla günlerdir ellerinde Türk bayrakları ile (Mersin’de) sokaklara dökülen 7’den 70’e Türk vatandaşlarının hislerine tercüman oluyordu. Tepkisi çığ gibi büyüyen Türk halkının, içindeki hainlere vermek istediği mesajı veriyordu. Kundakçı Paşa’nın bu sözleri Türk ulusunun uyarısı olarak kabul edilmeli!”
MİLLİYETÇİLİK TÜRK İÇİN FEDAİ OLMAKTIR
Kıbrıs’ta uluslararası toplum adı verilen, iliklerine kadar Rum/Yunan yanlısı emperyalist eşkıyaların karşısına dikilmektedir milliyetçilik! Milliyetçilik, Doğu Akdeniz’de gelecek nesillerin de hakkı olan petrol ve doğal gaz yataklarının kavgasını vermektir. Milliyetçilik Ege’yi Yunan gölü haline getirmek isteyen Avrupa Birliği (AB) ile göğüs göğüse mücadele etmektir. Milliyetçilik, işgal edilen adalarımızı kirleten Yunan bayrağını söküp atmaktır.
Milliyetçilik, Irak ve Suriye’yi kan gölüne çeviren zalimlere korkmadan meydan okumaktır. Güney sınırlarımıza terör devletçiği yapıştırmak isteyenlerin boğazına sarılmaktır milliyetçilik! “Sentez mentez” deyip daha sonra 6 milyon Müslümanın vahşice öldürülmesini seyredenleri, buna uygun ortam hazırlayanları lanetlemektir milliyetçilik! Kerkük’e, Musul’a, Telafer’e, Dağlık Karabağ’a sahip çıkmaktır milliyetçilik! Bu toprakların şimdiye kadar görmediği en aşağılık hainleri kullanarak 15 Temmuz’da ülkemizi işgal etmeye kalkan ABD ve şürekâsına yılışmak yerine, “Başka kapıya!” diyebilmektir milliyetçilik!
THE TÜRKLER
“The Marmara” otelinin önünden geçerken, Türkçe’nin ırzına geçildiği için utancından önüne bakmaktır milliyetçilik! Türk milletinin egemenlik haklarını ve bağımsızlığını AB’ye devredenlere, “Dur bakalım; siz kim oluyorsunuz da kimin hakkını kime devrediyorsunuz?” diyebilmektir milliyetçilik!
Milliyetçilik, “Ermeni Soykırım Yalanı”nı emperyalist gayelerle piyasaya sürenlere karşı, masanın altına saklanmak yerine, onların topraklarında süngü hücumu yapabilmektir. Türk’ü borç batağında namerde muhtaç eden, ülkemizi ekonomik şantajlara açık hale getiren ve sadece küresel efendilerin çıkarına hizmet eden bu ekonomik düzene karşı çıkmaktır milliyetçilik! Milliyetçilik, en kestirme tanımı ile milli sınırlar içindeki pazara sahip çıkma, milli bir ekonomi talep etmektir.
Tarihte ilk kez adı “Türkiye” olan bir ülkeyi Türk milletine armağan eden, gelmiş geçmiş en büyük Türk milliyetçisi Atatürk’e sahip çıkmaktır milliyetçilik! Türk milletini refah ve mutluluk ile buluşturacak en kısa yol olan bilim ve teknikten, ne pahasına olursa olsun ödün vermemektir milliyetçilik! Milliyetçilik, savaşta, diplomaside, ekonomide, eğitimde ve her alanda herkesle rekabet edebilecek bir ruh zenginliğinde olmak demektir. Milliyetçilik bu toprakları, bu milleti, eğrisi ile doğrusu ile ölümüne sevmek demektir. Milliyetçilik, bu asil duygunun tarihsel köklerini teorileştiren ve halkla buluşturan Ziya Gökalp’leri, Yusuf Akçura’ları, Mahmut Esat Bozkurt’ları, Hüseyin Nihâl Atsız’ları ve daha nicelerini anlayabilmek demektir.
MİLLİYETÇİ DAMAR
Kimse kusura bakmasın! Eğer boş laf savaşlarını, klişeleri, şablonculuğu bir kenara bırakır ve milliyetçiliğin içini sosyal ve bilimsel verilerle doldurursak, yalın gerçek karşımıza çıkar. Milliyetçiliği bu yazıdaki gibi anlıyorsanız, ülkedeki tek milliyetçi siyasi örgütlenme Vatan Partisi’dir! İşte bu nedenle, başkaları gibi söz savaşı ustası olmayan ama bayrağı indirmeye çalışanları tereddüt etmeden indiren anıt milliyetçi Kundakçı Paşa Vatan Partisi saflarındadır.