Soner Polat: Kıbrıs’ta vicdani ret rezilliği

"Hayal görmeyin! AB-D, adayı Rumlara teslim etmek istiyor"

Kıbrıs’ta Halil Karapaşaoğlu adlı kime ve neye hizmet ettiği bilinmeyen bir şahıs askerlikten kaçmak için vicdani ret talebiyle mahkemeye başvuruyor. Yargılandığı mahkemede 2 bin TL para cezasına çarptırılıyor. Buraya kadar her şey normal! Haber niteliği olan hiçbir şey yok! Ama bundan sonrası vahim üzücü ve düşündürücü! Kıbrıs Hükümeti adına yüz kızartıcı! Hükümet yangından mal kaçırır gibi derhal harekete geçerek “vicdani ret” yasası hazırlayarak, Meclis’e gönderiyor.

 

 

TÜRKİYE TÜRK’Ü NÖBETTE, KIBRIS TÜRK’Ü...

 

Hoppala paşam, Malkara, Keşan! Orada biraz durun efendiler! Ankaralı, Samsunlu, Mersinli, Aydınlı, Edirneli, Diyarbakırlı Türk çocuğu KKTC’ye gelecek, harekât koşullarında gece gündüz demeden sınır boylarında sizleri koruyacak, askerlik yükümlülüğü olan isteyen her KKTC vatandaşı “vicdani ret” diyerek hem de ülkeniz ateş çemberi içindeyken yan gelip yatacak! 10 dönüm bostan, yan gel Osman! Ve de Hükümet buna çanak tutacak! Biraz ayıp olmuyor mu? Bir ülke her şeyini borçlu olduğu Anavatanı’na böyle mi karşılık verir. Türkiye sizin için zamanında süper güçlerle köprüleri attı. Ambargolara maruz kaldı. Ama KKTC’ye desteğini hiçbir zaman kesmedi! “Vicdani ret” tezgâhının AB-D’nin sinsi bir projesi olduğunu biliyoruz. Hemen üzerine atlamak ne anlama geliyor?

 

 

TÜRKİYE VE TSK OLMASAYDI

 

Gerçeklerle yüzleşme cesaretiniz var mı? Hawai bağımsız iken burnundan kıl aldırmayanların, ABD hâkimiyetinden sonra ancak otellerde komilik yaparak geçinebildiğini biliyor musunuz? Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olmasaydı, hiçbiriniz o makamlarda oturamazdınız! Belki hayatta kalmayacak, belki de adayı terk etmek zorunda kalacaktınız. O afra tafralarınızı Türkiye ve TSK’nın varlığına borçlusunuz! Hükümet olarak, “Enonis, Grivas planları ve benzeri konulardan” hiç mi haberiniz yok! Tarihi olmayan, sadece bugünü yaşayan bir ülke dünyada var mı? Boş zamanlarınızda Kıbrıs tarihi okumanızı şiddetle salık veririm. Eğitim müfredatından, “Milli Mücadele Tarihi” derslerini çıkarak gençlerimizin geçmişle bağını koparırsanız, işte bu durumlara düşersiniz. Bari sizler sorunun değil, çözümün bir parçası olun!


 

KKTC’DE SİYASİ MANZARA

 

Hükümet mi? Ondan da bahsedelim. Dörtlü bir koalisyon var. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP-12 milletvekili), Halkın Partisi (HP-9 vekil), Toplumcu Demokrat Partisi (TDP-3 vekil) ve Demokrat Parti (DP-3 vekil) ülkeyi yönetiyor. Başbakan Tufan Erhürman aynı zamanda CTP’nin Genel Başkanı. CTP’yi anlatmak için Kofi Annan’ın şakşakçısı Mehmet Ali Talat’ın partisi demek sanırım yeterli olur. Serdar Denktaş bu Hükümetin Maliye Bakanı’dır. Herhalde büyük kahraman Rauf Dentaş’ın oğlu olduğunun farkındadır! Hükümet’in 50 üyeli Meclis’te 27 milletvekili var. Aslında seçimlerde en yüksek oyu 21 vekil çıkaran (yüzde 36,5 oy) ve vatanseverleri temsil eden Ulusal Birlik Partisi (UBP) aldı. Bir önceki seçime nazaran oyunu yüzde 10 artırdı. Ama her seçim döneminde olduğu gibi Batı ülkelerinin büyükelçileri, istihbarat örgütleri devreye girerek kıl payı UBP’nin kaybetmesine neden oldu. Büyük paralar akıttılar. Seçim sonrası Cumhurbaşkanı Akıncı fırsatı kaçırmadı!

 

 

VATANSEVERLERDEN BÜYÜK TEPKİ

 

UBP büyük bir sorumluluk sergileyerek tasarıya cepheden karşı çıktı. Genel Başkan Ersin Tatar’ın sözleri geniş yankı uyandırdı: “Tasarı sadece marjinal kesimlerin ve Rumların işine yarar. Rumlar iktidarı ile muhalefeti ile Türk ordusunu adadan çıkarmaya yemin etti. Böyle günlerde bu tür bir tasarı gündeme getirilir mi? Tasarı hem devletimize hem gençliğimize fitne ve fesat tohumları aşılamıştır.”

 

Kıbrıs Türkleri vatan görevlerini, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapmaktadır. Bu komutanlık bütünüyle KKTC makamlarına bağlıdır. Diğer bir ifade ile Türklerle, Kıbrıs Türklerinin askerlik hizmetinde görev farklılıkları bulunmaktadır. Hükümet herhalde bunun da ayırdındadır.

 

KKTC Hükümeti Yavru Vatan’da (Akıncı’nın “Kardeş Vatan” söylemine inat!) ikilik çıkarmaktan, vatandaşları arasında kargaşa yaratmaktan vazgeçmelidir. AB-D’ye yaranma çabaları beyhudedir. Annan Planı ve Crans Montana/Cenevre müzakerelerinde Rumlar oyunbozanlık yaptığı halde, AB-D Rumları sarıp sarmaladı. Uluslararası antlaşmaları bile ihlal ederek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni AB üyesi yaptı. KKTC’ye yönelik izolasyonlar ise olduğu gibi yerinde duruyor. Hayal görmeyin! AB-D, adayı Rumlara teslim etmek istiyor. Türkiye, sizin anavatanınız, tek gerçek koruyucunuzdur. Bunu kan dökerek, bedel ödeyerek ispat etmiştir. AB’den fonlananların kafaları fezada olabilir ama siz hükümetsiniz, ayaklarınız yere basmalı!