Soner Polat: İnsanlık ölürken Yemen ve Türkiye

"Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan (SA) devleti tarafından vahşice katledilmesi Yemen’deki insanlık ayıbını yeniden dünya kamuoyunun gündemine soktu"

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan (SA) devleti tarafından vahşice katledilmesi Yemen’deki insanlık ayıbını yeniden dünya kamuoyunun gündemine soktu.

 

 

ÖLEN 90 BİN ÇOCUK!

 

Birleşmiş Milletler (BM)’e göre Yemen’de 14 milyon insan açlık riski altında yaşıyor. Savaş suçlarında neredeyse dünya rekoru kırıldı. SA’nın başlattığı, dört yıldır süren savaşta, çoğunluğu açlıktan 90 bin kadar çocuk öldü. SA-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) koalisyonunun uyguladığı kara, deniz ve hava ambargosu açlıktan ölümü yaşamın bir parçası haline getirdi. Ama Suudileri arkadan iten, milyarlarca dolarlık silah satan, zaman zaman çatışmalara doğrudan müdahil olan ABD-İngiltere ikilisi bu insanlık düşmanlığının ve katliamın baş sorumlusudur.

 

 

BM’YE GÖRE SOYKIRIM MI?

 

SA-BAE şer ikilisi sistematik ve organize olarak tarım alanlarını, sulama şebekesini, çiftçileri, büyük ve küçükbaş hayvanları, balıkçılık sahalarını, yiyecek depolarını ve gıda ile ilgili endüstri tesislerini hedef aldı. Yemen’in ziraat altyapısını çökertmek ve halkı aç bırakmak için her yola başvuruldu. Balıkçı teknelerinin yarıdan çoğu vuruldu. BM’nin soykırımla ilgili sekiz alt başlığına bakarsak, bunlardan birisi de gıda altyapısının kasıtlı olarak hedef alınmasıdır. Şer ikilisi gıdanın yanında temiz su kaynakları ve sağlık tesislerini de hedef aldı. Okullar, kültürel tesisler ve ulaştırma şebekesi de saldırılardan nasibini aldı. Fark yaratan büyük askeri kaynaklara, ABD ve İngiltere’nin desteğine rağmen Yemen’de askeri bir üstünlük sağlayamayan SA-BAE koalisyonu, savaşı ancak insanlık suçları işleyerek sürdürebildi. Doğrudan kırsal alanlarda ve şehirlerde gıda sistemi ve bunların dağıtım şebekesini hedef aldı.

 

 

HER 100 KİŞİDEN 43’Ü AÇ!

 

Şer ikilisi harbin başlangıcında Mart 2015’ten Ağustos 2015’e kadar askeri hedeflerle savaştı. Ancak sonuç alamadığını görünce, harbe savaş suçları kapsamına girecek faaliyetlerle devam etti. Sivil yerleşim alanlarını bombalama vakayı adiye oldu. Gıda üretimi büyük ölçüde düştü. Her 100 kişiden 43’ü fiilen aç! İnsanlığın ayaklar altına alındığı bu kirli savaşta şer ikilisi hedef istihbaratını büyük ölçüde ABD ve İngiltere’den aldı. Fransa’nın bu insanlığa karşı savaşta ellerini ovuşturarak SA’ya silah sattığını da hatırlatalım. Ayrıca pek günyüzüne çıkmasa da Fransa’nın Yemen’e karşı yürütülen ekonomik savaşa önemli katkılar sağladığını biliyoruz.

 

 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

 

BM’nin güya tesis ettiği barış ve işbirliği düzeni ve düzeni emanet ettiği BM Güvenlik Konseyi (BMGK), gerçekte sorunların ana kaynağıdır. Görüldüğü gibi, BM kriterlerine göre soykırım kapsamına alınabilecek savaş suçları, bizatihi üç daimi üye (ABD, İngiltere, Fransa) tarafından teşvik edilmiş ve desteklenmiştir. Diğer iki üye Çin ve Rusya’nın pasif tutumu nedeniyle BM düzeninin iflas ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yemen’deki insanlık suçlarına ortak olan BM’nin varlık nedeni ortadan kalkmıştır. Ülkeler dünyayı bu beş ülkenin tahakkümünden kurtarmak için çareler aramalıdır. İslam dünyası küresel hukuk düzleminde bütünüyle korumasızdır. Müslümanların bütün kaynakları, çeşitli oyunlarla yağmalanmaktadır. BM bu yağmaya meşruiyet kazandırmaktadır.

 

Yemen’deki savaş suçlarının asli sorumluları SA Veliaht Prensi Muhammet bin Selman ve BAE Veliaht Prensi Muhammet bin Zayed’dir. Her ikisi de Filistin davasına ihanet etmiş, bu ülkedeki ABD-İsrail mezaliminin önünü açmıştır. Siyasi cinayetleri ile bilinen bu ikilinin doğrudan MOSSAD/CIA kontrolünde olduğuna inanılmaktadır. Bu ikili İslam dünyasının başına gelen en büyük beladır. Bu ikilinin diğer ortak yönleri azılı birer Türk ve Türkiye düşmanı olmalarıdır.

 

SA-BAE ikilisi Suriye’deki 30 bin PKK teröristinin maaş dâhil her türlü masrafını karşılamaktadır. ABD’nin ülkemize karşı kuracağı 12 gözlem istasyonunun bütün masraflarını üstlenmiştir. Ayrıca PKK’ya destek için fiilen Suriye’ye asker göndermeye başlamıştır. Suriye’de ABD ve Fransa askerlerinin PKK ile iç içe yaşadığını biliyoruz. İngiltere bu sorunda geleneksel olarak ABD’nin yanındadır. Kaderin garip bir cilvesi olarak Yemen’de soykırım kapsamında nitelenebilecek insanlık suçlarına bulaşan beş ülke (ABD, İngiltere, Fransa, SA ve BAE) bu kez teröristlerle kol kola girerek Türkiye’nin karşısına çıkmıştır.

 

Ama unuttukları konu Türkiye’nin Yemen olmadığıdır. İmparatorluk geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti, insanlık suçlarına bulaşmış, bütün ahlaki değerlerini kaybetmiş bu beş ülkeye de haddini bildirecek bilek ve yürek zenginliğine sahiptir.