Pınar Gül: Gün bu gündür

"Haydi kadınlar, görev bizi bekler"

8 Mart’ın ortaya çıkışı ve tarihsel süreci yerine, bugün kadınların örgütlenmesi ve önümüzde duran sorunların çözümleri üzerinde değerlendirmeler yapılmalıdır.

 

Kapitalizmin topluma dayattığı her şeyin tüketilir olduğu bu sistemde 8 Martlar da hediyelerin alınıp verildiği, kısmen sevgililer günü gibi romantikleştirildiği bir tüketim biçimine dönüştürüldü. Çeşitli organizasyon firmalarının eğlenceler tertip ettiğini kadınların da buna rağbet ettiğini de görüyoruz. Bütün bunların yanı sıra çeşitli kadın örgütlenmelerinin irili ufaklı eylemlerine de tanığız. Kadınlara uygulanan şiddet taciz ve tecavüzü, PKK ile mücadele çerçevesinde belediyelerin kadın meclislerindeki çalışmalara el konulması ve OHAL ile birleştirip ortaya karışık ve sonucunda nasıl bir öneride bulundukları pek de anlaşılamayan Avrupa Birliği fonlarını hâlâ beslenme için yedekte tutan bazı eylemler de yapılıyor. Her toplum önündeki sorunu çözmek için odaklanır. Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin’de Zeytin Dalı Harekâtı’yla aslında Amerika ve Amerika’nın ürettiği ve donattığı terör örgütleri ile savaşırken PKK’lı belediyelere el konmasındaki ve bu belediyelerin kadın çalışmalarının engellenmesindeki hukuksuzluk, bireylerin cinsel tercihlerine göre nasıl örgütlenmesi gerektiği gibi konular toplumun gündeminde olmayan halktan kopuk çalışmalar. Ancak basın bunlara yer vermekte bir sakınca da görmüyor çünkü sistem kendisini tehdit etmeyen eylemleri teşvik eder.

 

 

MÜCADELE VE DİRENİŞ

 

Oysa biz kadınlar için 8 Mart mücadele, direniş günüdür. Kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarımız için mücadele ettiğimiz ve özgür, eşit bireyler olarak toplumun her noktasında var olmak, halkımızdan öğrenerek dimdik durmayı seçtiğimiz günlerdendir 8 Mart. Türk kadını tarihini ve tarihinden elde ettiği mirası 8 Mart gibi uluslararası günlerle birleştirerek özleştirir ve kendi 8 Mart ruhunu yine kendi toplumuna göre yeniden şekillendirir. Her yeni politikayı da tarihimizin ve ülkemizin dinamiklerini geleceğe dönük olarak ele alır.

 

Bugün 8 Mart, olağanüstü koşulların yaşandığı bu süreçte yeniden ele alınmalıdır.

 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin’e girmiş olması, Amerikan emperyalizminin bu bölgeden sürülüp atılması için bölgesel bir birliğin Astana sürecinin sağlanmış olması, giderek Suriye ile de bir köprünün kurulması mecburiyeti Cumhuriyet Devrimlerinin eritilmesi ile ve iktidarın gericiliği, toplumun cumhuriyet devrimlerine olan ihtiyacını elle tutulur hale getirdi, toplumun her kesiminde aydınlanma ihtiyacının arttı.

 

Yükselen Asya’nın, sadece Bir Kuşak Bir Yol projesinin bile genel olarak insanlığın, özel olarak ülkemizin gelişmesine hizmet edeceğini görmek vs...

 

Sayılanlar ülkemizin gündemindeki sıcak konulardır ve bu yıl 8 Mart’taki görevlerimizi de belirlemektedir. Görevimiz Mehmetçiğin yanında yer almak vatanın bütünlüğü ve milletin birliği konusunda toplumun vicdanı olup tüm milleti birleştirmektir.

 

Haydi kadınlar, görev bizi bekler.