Meltem Ayvalı: Savaşan kadınlar tarih yazacak

Yeni dünyanın kuruluşuna önderlik edenler kadının kurtuluşunu hazırlayacaktır. Sistemin çıkmazında debelenenler kadının ancak adını kullanır.

Bu yıl milli bayramlarımızı salgın koşullarına rağmen olağanüstü güzellikte kutladık. Çünkü savaşın içindeyiz. Vatan cephesinde ve sağlık cephesinde. Yeni bir döneme girdik, Atatürk Devrimi rotasında. 

 

Savaş ve devrim süreçleri kadının tarih sahnesine çıktığı dönemler olmuştur. Devrimlerin simgesi haline gelen Türk kadını eşsiz bir mirastan kuvvet alıyor. Dikkat edin, bu miras unutturulmak isteniyor. Sistem; kadını vatan, üretim, aydınlanma savaşının dışına itiyor. Siyasi mücadeleyi kadın için değersiz kılıyor. Üstelik bunu kadın adına yapanlar var ve kadının daha fazla ezilmesinin önünü açıyorlar.

 

Gücümüzü hatırlamak, görevlerimizi çıkarmak için kadının yakın dönem tarihine kısaca göz atalım istiyoruz. Bu tarih, Türkiye’nin uluslaşma ve çağdaşlaşma mücadelesi ile doğal olarak iç içedir. 

 

 

HÜRRİYET DEVRİMİ


Türkiye’de kadın çalışmaları esas olarak 1908 Hürriyet Devrimi ile başlıyor. Türk kadını ilk defa bu dönemde yükseköğrenim imkânına kavuşuyor. Medeni hukukun temelleri bu dönemde atılıyor. Büyük sıçrama ise cemiyetçilik ve basın faaliyetlerinde yaşanıyor. Jön Türklerin de teşvikiyle; yardım toplama ve kadınların eğitimi konularıyla ilgilenen, kadının hukuki ve siyasi haklarını savunan, kadını çalışma hayatına katmaya yönelik çok sayıda dernek açılıyor. Aynı zamanda 27 kadın gazetesi ve dergisi çıkarılıyor. Bu gelişmeler, Osmanlı’nın seçkin çevreleriyle sınırlı olsa dahi kadınların kültür seviyesini yükseltmiş, memleket meseleleriyle ilgilenmelerini sağlamıştır. Aynı zamanda bir örgütlenme birikimi yaratmıştır. Buralarda yetişen kadınlar Milli Mücadele döneminde miting kürsülerine çıkmıştır.

 

 

SAVAŞIN ROLÜ


1908 Devrimi sonrası kadın kazanımlarında savaşın ayrı bir rolü olmuştur. Balkan Savaşı’nda kadın siyasetle tanıştı. Müdafaa-i Milliye Osmanlı Hanımlar Cemiyeti tarafından Darülfunun Konferans Salonunda düzenlenen Kadınlar Toplantısına beş bin kadın katıldı, Osmanlı toplumu ilk kez kadın hatiplerle tanıştı. Değişik çevrelerden kadınları bir araya getiren toplantıda, Nakiye Elgün şunları söylüyordu: Bu vatan kadınların da vatanıdır. Milletin istikbaline kadının istikbali de dâhildir.

 

Birinci Dünya Savaşı ise erkeklerin cephede olması nedeniyle kadını evden sokağa, iş hayatına çekti. Kadınlar memurluk, esnaflık yapmaya başladı. Fabrikada çalışan kadın işçi sayısı arttı. Osmanlı Kadınlarını Çalıştırma Cemiyeti gibi kuruluşlarla kadınlara yeni istihdam alanları açıldı. Birinci Ordu Kadın İşçi Taburu bünyesindeki kadınlar cephe gerisinde askeri hizmete alındı. Savaş, kadını ve erkeğiyle toplumu seferber etti. 

 

 

MİLLİ MÜCADELEDE KADIN


Büyük zorluklara göğüs gererek yürütülen emperyalizme karşı kurtuluş savaşımızda düşman postalları altında en çok ezilen kadın oldu. Eşini, evladını kaybeden, yoksullukla boğuşan kadın diğer yandan büyük bir vahşetin, büyük bir zulmün mağduruydu. Ne kadar ezilirse ezilsin Türk kadını büyük kahramanlıklar sergiledi. Mondros Ateşkesinin ardından umutsuzluk ve bekleyiş döneminde gazetelere gönderdikleri yazıda; “Milli haklarımızı ve ismetimizi muhafaza edecek hükümet ve erkek yoksa biz varız” diyen, Kadıköylü kadınlar... İzmir’in işgali üzerine ilk kez miting kürsüsüne çıkarak en karanlık gecenin sabahını gösteren, dalga dalga milli heyecanı ve umudu yayan Halide Edipler, Şukufe Nihaller, Zekiye Hanımlar... Halkı isyana çağırdığı gerekçesiyle hakkında tutuklama emri çıkarılan, Anadolu’ya geçip askerlik yapan Münevver Saime... Telgraflarıyla dünya kadınlarını işgali ve zulmü protestoya çağıran, İstanbul gazetelerini zararlı yayınlara son vermeye davet eden Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti...

 

Türk kadınının kahramanlıkları ve erdemleri saymakla bitmez. Türk Devriminin her aşamasında kadının emeği vardır. Bunları nostalji olsun diye yazmıyoruz. Devrimci mirasımızı sahipleniyor, daha ilerisi için vazifeye atılıyoruz. 

 

Emperyalizme karşı kurtuluş savaşıyla kurulan Cumhuriyetimiz, kadının konumunda benzeri görülmemiş bir değişimi yaratmıştır. Yeni toplum, kadının hayatın her alanında var olma, hür ve eşit yaşama mücadelesini geliştirmiştir. Emperyalist sisteme bağlanmamızla birlikte işler tersine dönmüştür. İşte bugün, kadını aşağı iten sistemle her alanda savaşımız sürüyor. Savaşan kadınlar tarih yazıyor. Zor dönemlerde kadın yine kahramanlaşıyor. Üreten kadınlar değişiyor. Karamsarlığa sürükleyen değil güç ve umut veren kadınlar değiştiriyor. 

 

Özetle, yeni bir dünya kuruluyor. Yeni dünyanın kuruluşuna önderlik edenler kadının kurtuluşunu hazırlayacaktır. Sistemin çıkmazında debelenenler kadının ancak adını kullanır.