Cengiz Çakır: Taşımacılık

"Kanımca en az üretim kadar önemli olan taşıma konusunun planlanmasıyla önemli bir tasarruf sağlanacaktır"

1990 öğretim yılında Tokat Ziraat Fakültesi’nde konuk öğretim üyesi olarak görevlendirilmiştim. Bir rahatsızlık nedeniyle hastaneye yatmam gerekti. Ortamın özelliğini göz önüne alarak, hizmetlilerden birine kapalı şişede içme suyu aldırdım. Aklımda yanlış kalmış olabilir ama şişenin üzerinde sanırım “ŞAPŞAL” yazıyordu ve su plastik şişeye İzmir’de doldurulmuştu. Görevim gereği sık sık İzmir’den Tokat’a gidip geldiğim için iyi biliyorum, karayolu ile gidildiğinde aradaki mesafe 1000 kilometre idi ve otobüsle 14 saatte ulaşılıyordu. “Bu kadar uzun mesafeye su gibi hantal bir ürünü, ithal malı petrol kullanarak taşımanın ne alemi var?” diye düşünmüştüm.

 

 

TOKAT’A İZMİR’DEN MUĞLA’YA TOKAT’TAN

 

Ziraat Fakültesi öğrencilerine çevredeki tarıma dayalı sanayi işletmelerini göstermek üzere düzenlediğimiz bir inceleme gezisinde Tokat’ta “AYVA SUYU” gibi bir ad taşıyan içme suyu dolum tesisi olduğunu görünce şaşırmıştım. Bir süre sonra tatilde Muğla tarafına gitmiştik. Gökova dolaylarında bir benzin istasyonundan su satın aldığımda Tokat’tan getirilmiş bu marka altında satılan su olduğunu hayretle gördüm. Özetle, sanki bir kamyona İzmir’den su yükleyip Tokat’a gönderiyoruz, Tokat’tan yine su yükleyip Muğla’ya veya İzmir’e geri gönderiyoruz.

 

 

VAN’A AYRAN İKİ BİN KM UZAKTAN

 

2000-2002 yıllarında, kendi isteğim üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde ders vermek üzere görevlendirilmiştim. Ziraat Fakültesi bünyesindeki bir pilot süt işletmesinin ve Özalp ilçesindeki Dönerdere Kooperatifi’nin ürettiği ayranlar vardı. Üniversite yerleşkesindeki kafeteryada satılan ayranın üzerinde “TİKSESLİ” gibi bir marka vardı ve Trakya’daki Lüleburgaz’dan geliyordu. 2000 kilometreye varan bir yerden, ayran gibi hantal bir ürünü, ithal malı petrol kullanarak taşımak akıl kârı bir iş mi? Doğu illerini hayvancılık merkezi olarak biliriz. Buraların ayranı yok mu içmeye?

 

O yıllarda Muş’ta özelleştirme yoluyla alınan süt fabrikası, girişimci tarafından modernize edilmiş ve kapasitesi artırılmıştı. Çevrede yeterli süt üretimi olmadığı için yanı başındaki TİGEM Alpaslan işletmesinin verdiği 1,5 tonluk sütle 2 günde bir 3 ton süt işlemekteydi. Zaman zaman Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, Suriye sınırında olan TİGEM’in Ceylanpınar işletmesinden süt getiriyordu. Bu kadar uzaktan hammadde taşınması elbette maliyeti artıracaktır.

 

 

SAMAN 750 KM MESAFEDEN

 

Geçen yıl Manisa’nın Yunt Dağı’nda modern bir süt hayvancılığı işletmesini ziyaret etmiştik. İlgililere kaba yemleri nasıl tedarik ettiklerini sordum. Samanı 750 kilometre uzaktaki Aksaray’dan getirdiklerini söylediler. Bir süt ineği günde 30 kilogram dolayında yem yer. Bunların çoğu saman, çayır otu, mısır silajı gibi kaba yemdir. Adı üstünde kaba ve hantal oldukları için bu tür yemlerin uzun mesafelere taşınması ekonomik olmaz. Yemler pahalı diye ağlaşanlar çok. Kaba yemleri kendisi yetiştirmeyen üreticilerin hayvancılıktan kâr etmesi beklenemez.

 

Konya’da üretilen tahıllar Toprak Mahsülleri Ofisi’ne satılır. İzmir Alsancak limanındaki silolara taşınır. Denizli’de bulunan yem fabrikası bu tahılı satın alır ve karma yemi üretir. Bu yemleri de İzmir Karaburun’daki bir hayvancılık işletmesine satar. Bu örnekle bir tahıl çuvalının ne kadar yol kattetiğine, aynı yollarda gidip geldiğine dikkati çekmek istiyorum.

 

 

MALİYET ARTIYOR

 

Askerlik görevimi ulaştırma sınıfında yedeksubay olarak yaptım. Hatırladığım kadarıyla bir askeri malzemenin “ters nakliyatı” suç oluşturur. Bu akılsızca taşımalarla biz de petrolü, emeği ve zamanı boşuna harcıyoruz. Araçları ve yolları eskitiyor, maliyeti artırıyoruz.

 

İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerimizin yaş meyve sebze ve gıda ihtiyacının karşılanması muazzam bir taşımacılık hizmetini gerektirmektedir. Akaryakıt üzerindeki ÖTV ve KDV vergileri hem tarımı ürünlerinin üretim maliyetini hem de pazarlama maliyetini artırmaktadır.

 

Ben tarımla ilgili örnekler vermeye çalıştım. Kereste, çimento, demir, seramik gibi inşaat malzemeleri, tekstil hammaddeleri, ticaret gübreleri, tarım ilaçları, makineler ve akaryakıt gibi pek çok malın nakliyesinde benzer durumlar yaşanmaktadır.

 

Çok kıt olan dövizlerimizi akılcı kullanmak zorundayız. Kısa bir süre sonra karşımıza çıkacak devasa sorunları ancak akılcı bir planlama yaparak aşabiliriz. Kanımca en az üretim kadar önemli olan taşıma konusunun planlanmasıyla önemli bir tasarruf sağlanacaktır.