Cengiz Çakır: Orman yangınları (3)

Bu yazı kaleme alınırken bulunduğumuz yazlık sitenin bitişiğindeki çamlıkta yangın çıktı

Bu yazı kaleme alınırken bulunduğumuz yazlık sitenin bitişiğindeki çamlıkta yangın çıktı. Üç helikopter yakındaki denizden su alarak söndürme çalışması yapıyor. Göremediğimiz itfaiye araçlarının siren seslerini duyuyoruz. Aynı yerde 4 hafta önce de orman yangını çıkmıştı. Yanmış ve kuruma bulanmış ağaçlar, makilik alandaki çalıların göklere avuç açmış gibi duran isli sopaları kalmıştı geriye.  

 

Burası eskiden bir piknik alanıydı. Halkın kullanmaya alışkın olduğu plaj vardı. Hafta sonu denize girmek üzere günübirlik gelenlerin binek otomobilleri yolları ve ormana doğru uzanan her girintiyi doldurmuştu. Bindiğim belediye otobüsü araçların arasından geçemediği için başduraktan üç durak önce yolcuları indirdi ve geriye döndü.  Bu yoğunluğun bir tehlike yaratacağı belliydi. Korkulan oldu ve iki saat sonra yoğun bir duman bulutu ile siren sesleri birbirine karıştı. Oysa birkaç gün önce İzmir Valiliği ormanlık alanlarda piknik yapılmasını yasaklanmıştı.

 

80 çalışan, 4 arazöz ve 3 helikopterin katılımı ile yoğun bir çaba sonucunda yangın söndürüldü. Sık ve kurumuş bitkilerin fazla olduğu makilik alanda çıkan yangında 57 özel otomobil tamamen, 23 otomobil kısmen yanmıştır. Ertesi sabah alanı gezerek üzücü manzarayı gördüm ve fotoğraflarını çektim. Hüzünlü insanlar araçlarının içinde özel eşyalarını aramaktaydı. Yol üstüne park edilmiş araçlar daha çok hasar görmüştü. İnfilak eden araçlar yangına müdahaleyi güçleştirmiş, orman yangını akaryakıt yangınına dönüşmüştür.

 

Yangın şiddetlenip bir yazlık siteyi tehdit ettiği zaman, bitişik sitelerdeki -kulağı küpeli ve vücutları dövmeli- gençler bir araya gelip araçlarıyla yaşlı insanları ve evcil hayvanları güvenli yerlere taşımışlardır. Gençlerimizle övünmekte haklıyız.

 

Göreli olarak küçük ve çabuk söndürülen bir yangın olmasına karşın, milyonlarca liralık hasara yol açtığını tahmin ediyorum. Çevre üzerindeki etkileri dikkate alındığında yangından kaçınmanın önemi daha da büyümektedir.

 

Yetişkin bir ağacın tutuşması ve yanması kolay değildir. İlk tutuşan ve alevlenen şeyler, kuru otlar, yaprak ve çalılar, kağıt ve plastik gibi atıklar olabilir. Söndürülmeden atılan sigaralar, mangal, semaver gibi gereçler, cam şişe parçaları, taşıtların egsoz boruları, kopan elektrik telleri tutuşmaya neden olabilir. Orman ve makilik alanlardan geçen yolların etrafında güvenli bir şerit oluşturacak şekilde temizlik yapılması akılcı bir önlem olabilir.

 

Bunun yoğun bir emek gerektireceğini biliyorum. Yurdumuzda yeterince emekçi de var, emekli de. İmece kültürümüzü harekete geçirerek bu işi başarabiliriz. Herkes en yakın çevresinden başlamak suretiyle  çalışmaya katılabilir. Mayıs ayının sonlarında okullar kapanırken bir hafta sonu öğretmenlerinin gözetiminde çalışacak gönüllü öğrencilerden oluşan ekiplerle atıklar toplanabilir. Kahvehaneler ve lokaller can sıkıntısından patlayan genç ve dinç insanlarla dolu. Okey ve tavla oynamaya biraz ara verip ormanlık alanda gezinerek bu temizlik işini gönüllü olarak yapabilirler.

 

Çapa, kürek, dirgen, tırmık, çuval gibi basit nesnelerle halledilecek bir iş. Mesele akıl edip örgütlemeye bağlı. Ulaşım kamu araçlarıyla sağlanıp, katılanlara kumanya verilebilir. Açık alanda, bir şenlik ve yarışma havası içinde hafif bedensel çalışma herkese iyi gelir.

 

Tatile gittiğim yerlerde çoğu kez atıkları toplayıp çöp kutularına atarım. Denize gidip gelirken yaptığım bu iş birkaç gün zarfında sonuca ulaşır ve çevre temizlenmiş olur. 80 yaşına merdiven dayamış biri olarak benim bu çabamı gören bazı insanlar da etkileniyor ve çaba gösteriyorlar. Birilerinin etrafı temiz tutmaya gayret ettiğini görenlerden bazıları rastgele çöp atmaktan kaçınmaya başlıyor. 

 

“Keçi ormanın düşmanıdır” şeklinde eskiden beri zihinlere yerleşmiş yanlış bir kanı vardır. Orman deyince boyu 30-40 metreye varan ağaçlar anlaşılır. Yüksekliği bir metreye ulaşmayan keçi böylesi bir ağacın ne yaprağını, ne filizini, ne de kabuğunu yiyebilir. Keçinin yiyeceği otların ve çalıların yaprakları ile taze kısımlarıdır. Erişimin güç olduğu yerlerde bitki kalabalığını önlemek için uygun alanlarda küçükbaş hayvan otlatmaya izin verilmesi akılcı bir yaklaşım olabilir. Yanabilecek materyalin azaltılması, su ve besin tasarrufu sağlanması ve otlayan hayvanların gübresi ormana fayda sağlar. Böylelikle çok ihtiyaç duyduğumuz küçükbaş hayvan eti üretimi artar. Dondurma ve kaliteli peynir yapımında kullanılan keçi sütü çoğalır. Orman içi ve orman kenarındaki köylülere de bir geçim kapısı çıkar. Üzerinde durmaya değer sanırım.