Cengiz Çakır: Korkuya yer yok

Mevcut üretim düzeyini korumak ve atıl kalan kaynaklarımızı yağlı tohumlar ve baklagiller üretimine yöneltmek durumundayız.

2015 yılında hazırlanan Türkiye Beslenme Rehberi yetişkin (18 yaş ve üzeri) bir insan için günlük miktar olarak aşağıda sıralanan besin maddelerinin tüketilmesini önermektedir. 

 

  • Süt ve süt ürünleri : 3 porsiyon (1 porsiyon: süt ve yoğurt 240 mililitre, peynir ise 60 gr)

 

  • Et ve et ürünleri: 1,5 – 2 porsiyon, Dörtte üçü et ve tavuk dörtte biri balık olmalıdır. (Porsiyon büyüklüğü et ve tavukta 80 gram, balıkta 150 gramdır. Haftada iki porsiyon balık, her gün 1,5 – 2 porsiyon et ve tavuk yenmelidir.)

 

  • Yumurta: Haftada 2,5 porsiyon (günde 36 gr) 1 porsiyon 2 adet yumurta (100 gr)

 

  • Kuru baklagiller ve yağlı tohumlar: Haftada 3 porsiyon günde 55 gr. Kuru baklagil

 

ve günde yarım ile 1 porsiyon (15-30 gr) yağlı tohum olmak üzere yaklaşık 70 gr.

(1 porsiyon pişmiş kuru baklagil 130 gr., sert kabuklular 30 gr, kabuklu yağlı tohum 40-60 gramdır.)

 

  • Taze sebze ve meyve: 2,5 – 3 porsiyon sebze, 2 – 2,5 porsiyon meyve olmak üzere, en az günde 400 gram tüketilmelidir. 1 porsiyon: Yeşil yapraklı sebzelerde bir büyük kase, diğerlerinde 1-2 kupadır. 1 porsiyon meyve bir adet küçük – orta boy meyvedir. Ortalama olarak 1 porsiyon sebze ve mevye 150 gramdır.

 

  • Ekmek ve tahıllar: Günde 3-5 porsiyon (150 – 250 gr) 1 porsiyon ekmek 50 gr, 1 porsiyon pişmiş pirinç, bulgur ve makarna 90 gramdır.

 

  • Sıvı ve katı yağ: Enerjinin yüzde 20 - 35'ini sağlamalıdır.

 

  • Şeker ve şekerli besinler: Enerjinin yüzde 10'dan azını sağlamalıdır.


Halkın yüzde 75'i önerilen düzeyde süt ürünleri tüketmemektedir. Kırmızı et, tavuk eti, yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumları kapsayan gruptaki besinleri yeterli düzeyde tüketmeyenlerin oranı yüzde 91'dir. Yeşil yapraklı sebzeleri yeterince tüketmeyenler yüzde 45 olup meyveleri yeterli tüketmeyenlerin oranı da yüzde 45'tir.

 

“Türk toplumunun temel gıda örüntüsü tahıl (çoğunlukla buğday), kuru baklagil ile sebze meyve tüketimine dayalıdır. Tahıl olarak ekmek, erişte, makarna, bulgur, kuru baklagil olarak mercimek, kuru fasulye ve nohut sıklıkla tüketilmektedir.” 

 

“19 yaş grubu bireylerde kişi başına günlük ortalama et ve et ürünleri tüketimi 69 gram, yumurta 24 gram, kuru baklagiller 9 gram, yağlı tohumlar 7 gram, süt ve süt ürünleri 189 gram, toplam meyve ve sebze 548 gram, ekmek ve tahıllar 277 gram, toplam yağ 33 gram, şeker ve şekerli ürünler ise 33 gramdır.” (Bkz.1)

 

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi sağlayacak bu diyetteki besin maddesi miktarlarını gün sayısı ve nüfusla çarparak ihtaiyaç duyacağımız toplam besin maddesi miktarlarına ulaşabiliriz. 

 

Bu verilere göre 90 milyon kişinin yıllık ekmek ve tahıl tüketimi 9 milyon tondan biraz fazladır. 1 kilogram buğdaydan 1 kilogram ekmek yapıldığı bilindiğine göre, en az 10 milyon ton ekmeklik buğdaya ihtiyaç vardır. Zayiat ve israf edilen de dikkate alınırsa rakam biraz daha yukarı tırmanır. Ama Türkiye mevcut koşullarda 20 milyon ton buğdayı üretebildiğine göre korkulacak bir durum yoktur. 


Mevcut üretim düzeyini korumak ve atıl kalan kaynaklarımızı yağlı tohumlar ve baklagiller üretimine yöneltmek durumundayız. Mercimek, nohut gibi baklagiller nadasa bırakılan alanlarda yetiştirilebilir. Bunların samanları hayvan besleme açısından çok değerlidir. Kaba yem olarak kullanılabilecek şeker pancarı posası, turunçgil kabukları, patates gibi tarla ürünlerinin artıkları da değerlendirilmelidir. Meralara sahip çıkılması ve ıslah edilmesi gerekmektedir. 

 

Tavukçuluk ve su ürünleri sektörünü korumalıyız. Küçükbaş hayvancılığı geliştirmeliyiz. 

 

Ticaret gübreleri üretiminde kendi ihtiyacımızı karşılayacak kapasiteye sahibiz. Fosfat Kuzey Afrika ülkelerinden, azotlu gübre için gerekli doğalgaz İran'dan temin edilebilir. Tohumculuk sektörümüz iyi durumdadır.Tarımsal üretim için 4 - 5 milyon ton motorin gereklidir. Petrol fiyatları düşmüş olup bu bir avantajdır.

 

Gıda ürünleri en değerli meta halini almıştır. Tarım kesimi, halkımızı besledikten başka ekonominin de lokomotifi olacaktır. Güneşimiz, toprağımız, suyumuz, alt yapımız var.

 

Çalışkan ve becerikli çiftçilerimizle işçilerimiz var. Onlara yol gösterecek teknik elemanlarımız var. Devletten destek, çiftçiden gayret, topraktan bereket gelecek. Böylelikle koronavirüsü de, ekonomik krizi de yeneceğiz. 100 yıl sonra emperyalizmi bir daha yenerek, tekrar dünyaya örnek olacağız.

 

(1) Kaynak: Ayla Gülden Pekcan, Türkiyenin Gıda Tüketim Profili ve Yeterliliği, Türkiye Ziraat Mühendisliği IX. Teknik Kongresi Bildiriler Kitabı – 2, Ocak 2020, s.549-560'dan özetlenmiştir. Teşekkürlerimi sunarım.