Yazının yayın tarihinin Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmesi dolayısıyla bütün okurlarımızın bayramını kutlarım. Cumhuriyet değerlerinin aşındırılmaya çalışıldığı bu zaman diliminde Atatürk’ün ve ülkemizin yüz akı sanatçılarımızın diliyle, tarıma verilen önemi dile getirmeyi yeğledim.
Atatürk’ün 1937 yılı TBMM’yi açış konuşmasında dile getirdiği tarım politikasına ilişkin esaslar önemlidir. Atatürk’ün bizzat yaptığı TBMM’nin açılış konuşmalarının sonuncusu olan bu konuşma, Atatürk’ün vasiyeti ve direktifi gibi yorumlanabilir. Bazı önemli hususlar aşağıda özetlenmiştir.
“Sayın milletvekilleri,
“Milli ekonominin temeli tarımdır. İşte bu nedenle tarımda kalkınmaya önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca erişmeyi kolaylaştıracaktır.
“Fakat bu önemli isteği uygun bir biçimde amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi çalışmalara dayalı bir tarım politikası belirlemek ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimi kurmak gereklidir. Bu politika ve rejimde, önemle yer alabilecek noktaların başlıcaları şunlar olabilir.
“Bir kez, ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır (Bravo sesleri, alkışlar). Bundan daha önemli olan ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir nedenle ve hiçbir şekilde bölünemez bir nitelik almasıdır (Alkışlar).
......
“Ülkeyi iklim, su ve toprak verimi bakımından tarım bölgelerine ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern, pratik tarım merkezleri kurulması gereklidir.
“Bugün devlet yönetiminde bulunan çiftliklerdeki ve bunların yönetimi içindeki diğer tarımsal sanayi kuruluşlarındaki bazı kişiler, tarımsal çalışmaların bütün alanlarında her türlü teknik ve modern deneylerini tamamlamış olarak, bulunduğu bölgelerde en faydalı tarım usul ve sanatlarını yaymaya hazır bulunmaktadırlar. Bu, bakanlık için büyük kolaylıklar sağlayacaktır. “Ancak, gerek var olan gerek bütün ulusal tarım bölgeleri için yeniden kurulacak olan tarım merkezlerinin kesintiye uğramadan tam verimli çalışmalarını; şimdiye kadar olduğu gibi, devlet bütçesine ağırlık vermeksizin, kendi gelirleriyle kendi varlıklarını yönetmeleri ve gelişmelerini sağlayabilmeleri için bütün bu kurumların birleşerek geniş bir işletme kurmalarını öneririm.
“Bir de, başta buğday olmak üzere, bütün gıda ihtiyaçlarımızla endüstrimizin dayandığı çeşitli hammaddeleri sağlamak ve dış ticaretimizin temelini oluşturan çeşitli ürünlerimizin ayrı ayrı her birinin üretimini artırmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarını azaltmak, hastalık ve zararlı böcekler ile uğraşmak için gereken teknik ve kanuni bütün önlemler zaman geçirilmeden alınmalıdır.
“Orman varlığımızın korunması gereğine ayrıca değinmek isterim. Ancak, bunda önemli olan, koruma kuralları ile ülkemizin çeşitli ağaç ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılaması gereken ormanlarımızı dengeli ve teknik bir biçimde işleterek yararlanma konusunu akıllıca uzlaştırmak zorunluluğu vardır. Buna, Büyük Kamutayın gereken önemi vereceğine şüphe yoktur.”
Atatürk döneminde tarıma verilen önemi vurgulayan, güftesi Behçet Kemal Çağlar, bestesi Ahmet Adnan Saygun’a ait olan “Ziraat Marşı”nın metni aşağıda verilmiştir.
ZİRAAT MARŞI
Sürer eker biçeriz güvenip ötesine
Milletin her kazancı milletin kesesine
Toplandık baş çiftçinin Atatürk’ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine
Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz
Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz
İnsanı insan eden ilkin bu say, bu toprak
En yeni aletlerle, en içten çalışarak
Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak
Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak
Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz
Biz yurdun özsahibi, efendisi, köylüyüz
Kuracağız özyurtta dirliği, düzenliği
Yıkıyor engelleri, ulus egemenliği
Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği
Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk benliği
Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz
Biz yurdun özsahibi, efendisi, köylüyüz
Güfte: Behçet Kemal ÇAĞLAR
Beste: Ahmet Adnan SAYGUN
Not: İkinci dörtlükte geçen say sözcüğü emek anlamına gelmektedir.
Marşı aşağıdaki linkten dinlemek mümkündür.
https://www.facebook.com/gurer.aykal/videos/ 1359901927420581/
SONUÇ:
Bugünkü teknik ve ekonomik imkânlar ve insan kaynaklarıyla, Türkiye’nin, kuru fasulyeden, susamdan, yağdan, samana kadar pek çok şeyi ithal etmek zorunda kalması utanç verici bir durumdur.
Tarım politikamız ulusal ihtiyaçlarımıza uygun olarak, tam bağımsızlık esas alınarak düzenlenmelidir.
Doğal, ekonomik ve toplumsal koşulların farklı olması yüzünden Türkiye’de tarımsal politikaların bölgesel farklılıkları göz önünde tutacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!