Ali Mercan: NATO’dan ayrı AB ordusu kuruluyor

Elmar Brok, ‘Biz Avrupalılar, güvenliğimizi kendi ellerimize almalıyız, Avrupa ülkeleri Silahlı Kuvvetleri kaynaşmalıdır’ dedi

Ordunun ilk adımı olarak bütün askeri olanakları birbirine bağlayacak lojistik zinciri ve bir ana karargâh kuruluyor. Almanya’da koalisyonun büyük ortağı CDU’nun dış politika sözcüsü Elmar Brok, ‘Biz Avrupalılar, güvenliğimizi kendi ellerimize almalıyız, Avrupa ülkeleri Silahlı Kuvvetleri kaynaşmalıdır’ dedi

 

13 Kasım 2017’de Avrupa ordusu kuruluşu açıklandı. NATO’dan bağımsız Avrupa ordusunun kuruluş adımları için Aralık ortası düğ- meye basılıyor. Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Avrupa ordusu için talimatın gönderildiğini bildirdi.

 

AB’nin 23 Savunma ve Dışişleri Bakanı, 13 Kasım günü Brüksel’de toplanarak bir savunma işbirliği (PESCO-Permanent Structured Cooperation) anlaşması imzaladılar. Almanya Savunma Bakanı Leyen “Bugün Avrupa için büyük bir gündür” dedi. Anlaşmanın amacı üye ülkeler arasında savunma gücü, işbirliği ve seri hareket yeteneğini geliştirmek. Bakan Leyen, bu adımı Avrupa ordusunun takip ettiğini de sözlerine ekledi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini de “Bugün Avrupa savunması için yeni bir sayfa açıyoruz” dedi.

 

Tarihi bir gün olarak açıklanan bu anlaşma, AB’nin Atlantik’e başkaldırmasının somut bir ifadesidir.

 

PESCO’yu Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Hırvatistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya ve İsveç imzaladılar. Diğerleri inceleme aşamasındalar. Alman Savunma Bakanlığı, 20 Avrupa ülkesinin, Avrupa Daimi Savunma İşbirliği, PESCO’ya katılacağını açıklamıştı. (www.bmvg.de 07.11.2017)

 

 

RUSYA VE ÇİN DE DAHİL EDİLMELİ

 

“Küreselleşme dönemi son bulduğunda AB dağılırsa bu, Almanya’nın da sonu olur.” Bu saptama Almanya 2040 araştırmasını yapan Alman Dış Politika Topluluğu (DGAP) sözcüsü Mölling’e ait. Möling’e göre Almanya, Rusya ve Çin gibi yükselen ülkeleri gelişme süreçlerine dahil etmelidir. Uluslararası alanda bütün gelişmelerin Avrasya-Atlantik saflaşması çerçevesinde geliştiği artık herkesin malumudur. Avrasya kavramı yaygınlaşmadan önce “Dünya çok kutupludur” deniyordu. Bu görüş de Amerika merkezli dünyayı dışlayan bir içerik taşı- yordu.

 

Atlantik merkezinden bağımsız askeri güç Avrasya-Atlantik ekonomik kutuplaşmasının askeri ayağıdır. ABD’nin Avrupa’ya karşı ekonomik savaşları ve misillemelerinin Trump yönetimiyle artmasından sonra bu hazırlıklar hızlandı. 2017’yi bitirmeden Avrupa ordusuna başlanmış oluyor. AB ordusu konusunda tereddüt edenlerde ikna olmaya başlamışlardır. Tereddütlerin gevşek ve etnik parçalanmalara, bölünmüş bir Avrupa isteyen ABD’den geldiği biliniyor.

 

Ordunun ilk adımı olarak bütün askeri olanakları birbirine bağlayacak lojistik zinciri ve bir ana karargâh kuruluyor. Almanya’da koalisyonun büyük ortağı CDU’nun dış politika sözcüsü Elmar Brok, “Biz Avrupalılar, güvenliğimizi kendi ellerimize almalıyız, Avrupa ülkeleri Silahlı Kuvvetleri kaynaşmalıdır” dedi.

 

 

AVRUPA ORDUSU FİKRİ ESKİYE DAYANIYOR

 

Avrasya Magazin (Eurasische Magazin) dergisi yazarı Christian Hoffmann-Plesch, Avrupa ordusu fikrinin eskilere dayandığını, ancak şimdi gerçekleştiğini yazdı. 1950’li yılların başında Fransa kendilerine ait bir ordu ve “Avrupa Savunma Birliği” önermişti. 70’lerde kuruluş tartışmaları sırasında “AB kendi ordusu olmadığı sürece tamamlanmış sayılmaz” görüşü yaygındı. 2013’ten sonra artık dananın kuyruğu koptu: ABD yeni nükleer silahlarını Avrupa’ya konuşlandırdı ve gizli dinleme örgütüyle milyonlarca yurttaşı, Avrupa’nın ekonomik ilişkilerini ve Almanya şansölyesini gizlice dinledi.

 

PESCO katılımcıları ellerindeki olanakları savunma ortaklığı EDA (European Defence Agency)’ya bildirecekler. Bütün adımlar içinde en önemli kısım bir kumanda merkezidir. Bu merkez, Atlantik’in saldırı paktı olan NATO’ya karşı, Avrupa’nın kendi kaderini ellerine almasını güvenceye alacaktır. “Avrupa’nın ortak savaşlarının” sevk ve idare merkezi olacaktır. Atlantik’in dünya hakimiyeti için en önemli dayanağı da böylece kesin olarak kaybedilmiş oluyor, ABD iyice yalnızlaşıyor.

 

 

AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ RUSYA İLE BİRLİKTE OLUR

 

AB, üyelerini PESKO için öngörülen askeri paylarını aksatmamaları ve arttırmaları konusunda uyarmaktadır. Bu ve benzeri tedbirler, birliğin askeri otonomisini sağlama almak; yani ABD’ye askeri bağımlılıktan kurtulmak içindir. Ayrıca Avrupa askeri güçlerinin ulaşımı için bir ağ kurulması (Transeuropaen Network for Transport, TEN-T) da kararlaştırıldı. AB Savunma Komisyonu Başkanı Violeta Bulc, askeri amaçlar uğruna imtiyaz istedi ve “NATO çerçevesinin dışına çıkılmalı, ana karargâh Almanya’da konuşlanmalıdır” dedi.

 

Özetle: Avrupa silahlı kuvvetleri için düzenli ve yükselen maddi katkı, güçlü stratejik otonomi, komisyonun NATO’dan bağımsız karar alabilmesi, askeri ulaşım için kara ve demiryolu, hava ve su yolu, liman ve havaalanları bağlantıları kurulmalıdır. Silahlı kuvvetler özel izin vb. olmadan Avrupa içinde serbestçe hareket edebilmelidir.

 

Alman Savunma Bakanlığı resmi sitesinde (www.bmvg.de) 09 Kasım 2017’de “NATO’da dönüşüm (NATO im Umbruch)” başlıklı bir açıklama yayınlandı. Bu diplomatik ifade açıkça NATO’yu dışlayan bir görüştür. Almanya Başbakanı Angela Merkel ilk seçildiği dönemde “NATO’da reform yapılmalı, Avrupa’nın güvenliği Rusya ile birlikte ele alınmalıdır” demişti. Yani, özellikle Almanya’nın Atlantik’ten bağımsızlık yönelimi çok gerilere gitmektedir. Ancak bunun içerdeki NATO’ya bağlı derin devlet, terör ve istihbarat örgütleri nedeniyle zor ve karmaşık bir süreç olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar var.

 

 

SAVUNMANIN MOTORU ALMANYA

 

AB ordusunun NATO çerçevesinde bazı işbirliği olanaklarını dışlamadığı da belirtiliyor. NATO üyesi Polonya, Finlandiya, Hollanda, Norveç gibi deniz kuvvetleri üzerinde daha önceki anlaşmalara göre Almanya’nın kumanda önceliği olacaktır. Böylece, bütün Avrupa kıtası çapında Avrupa askeri gücü için en geniş katılım ve cephe kurulmuş olacak. Bunlar içinde Finlandiya, Avusturya, İsveç, İsviçre gibi ülkeler de Avrupa askeri gücüne katılma sinyalleri vermişlerdi. Bu en geniş Avrupa askeri cephesinin, özellikle de AB’ye katılmamış ülke güçlerinin, fiilen Almanya kumandası altında olacağının altı Alman Bilim ve Politika Vakfı SWP tarafından kalınca çiziliyor. (www.bmvg.de 29.06.2017)

 

Alman Savunma Bakanlığı, AB ordusunun halkın talebi olduğunu, bu alanda aktifleşmeleri gerektiğini belirtti. Bakanlığa göre Berlin ve Brüksel, bu askeri adımların faturasını karşı- layacak. 24 Eylül Almanya genel seçimleri sırasındaki gözlemlerde de belirttiğimiz gibi, halk arasında Amerika, özellikle Trump karşıtlığı artmıştır. Politik gelişmelere ilgisiz sanılan Alman ve Avrupa halklarının da Atlantik liderliğine karşı tepkilerini gösterdiği gözlemcilerin tespitleri arasında yer alıyor. Buna ek olarak Almanya’nın Türkiye’ye karşı tavrındaki en dikkate değer değişiklik, PKK ve kuyruğundaki sahte sol terör örgütlerinin üstünü çizmesidir. Atlantik kalemşorları ve PKK taraftarlarının yoğun eleştirilerine uğrayan ARD’nin Panorama programı yapımcıları, duruşlarına sahip çıktılar ve PKK’nın Türkiye ve Almanya’da da terör örgütü olduğunun yinelediler.