Ali Mercan: Hermann’ın gördüklerini göremeyenler

8 Ağustos 2017 tarihli Aydınlık'ta "Türkiye'nin rotası Avrasya" başlıklı bir haber yer aldı.

8 Ağustos 2017 tarihli Aydınlık'ta "Türkiye'nin rotası Avrasya" başlıklı bir haber yer aldı. Haberin kaynağı Almanya'nın 350 bin satan Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesi. 7 Ağustos'ta çıkan haberi yazan Dr. Reiner Herrmann, İslâm Bilimci / İlahiyatçı. Ayrıca Türkiye, Ortadoğu ve IŞİD konularında kitapları mevcut. 1991-2008 yılları arasında İstanbul'da yaşadı. Türkiye'yi iyi tanıyor ve takip ediyor.

 

 

ALMANYA'NIN ETKİN GAZETESİ

 

FAZ gazetesi, Almanya'da Türkiye'yi en iyi izleyen gazetelerdendir. Ağırbaşlı bir gazete olarak bilinir. Biraz, eski Başbakan Helmut Schmidt'in yönettiği haftalık Die Zeit gazetesini andırmaktadır, Objektiftir, ciddidir. FAZ'dan Alman politikalarına aykırı yazılar beklenemez. Kontrol anlamında değil ama, savunduğu çizgi itibariyle öyledir...

 

Bay Herrmann'ın, Gülencilerin toplantılarına çağrıldığı ve Atlantikçi olduğu bilgileri var elimizde. Ancak biz FAZ'ın çizgisinden yola çıkarak, bir görüş oluşturabiliriz. Gazete muhafazakâr, Hristiyan Demokratik Birlik Partilerine yakın. Yani Alman hâkim sınıflarının ana akımının görüşlerini yansıtıyor. Bu açıdan gazetenin tutumundan, Almanya'nın Türkiye politikasını nasıl gözlediğini, değişimi nasıl değerlendirdiklerini anlayabiliriz.

 

 

OBJEKTİF BİLGİ VERİYOR

 

Gazetede Türkiye'nin rotasının Avrasya olduğu teslim ediliyor. Aslında 'Türkiye artık Avrasya'dadır' diye anlamak gerekir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği ülkelerin Çin, Rusya, Hindistan ve Kuveyt olması, Türkiye'nin Avrasya'ya yöneldiğinin kanıtı olarak gösterilmektedir. Erdoğan'a bakarak Türkiye'nin artık Avrasyacı olduğu tesbit ediliyor. Bunu Alman FAZ gibi Amerika da görüyor. Dr. Herrmann'ın Amerika'nın görüşlerinden tamamen bağımsız olduğunu düşünmeyelim. Dikkat çeken şudur, Dr. Herrmann bu tespitleri yaparken olumsuz bir dil kullanmamakta, objektif olarak bilgi vermektedir.

 

 

UYARICI BİR GÖZLEM

 

Burada dikkat çeken şudur: Avrupa'sı, Amerika'sı, Türkiye'nin Avrasya'da olduğunu tespit ediyor ve kabullenmek zorunda kalıyor, karşı çıkmıyorlar. Ama, Türkiye'de bunu anlamayanlar olduğu gibi, Atlantik paktından medet umanlar, hatta Kemal Kılıçdaroğlu gibi Atlatik'i imdada çağıranlar bile var. Avrupa-Almanya, Avrasya'ya giderken; Kılıçdaroğlu Mersin'e değil, tersine gidiyor.

 

Dr. Herrmann, diğer taraftan Erdoğan'ın Perinçek'e, Vatan Partisi'ne yaklaştığını görmektedir. "Perinçek on yıllardır Avrasyacı'dır, Erdoğan da oraya gelmiştir" diye yazmaktadır. Gelişmeyi doğru anlamak isteyen ve art niyetli olmayanlar için uyarıcı bir gözlem.

 

Gazete, Perinçek'in on yıllardır Avrasya'cı olduğunu belirttikten sonra, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesine aracı olduğunu, Alexander Dugin ile yakın ilişkileri olduğunu belirtiyor. Önceleri Avrupa'da Doğu Perinçek ve Partisi için "Ultra nationalistler" (Aşırı milliyetçi, ırkçı) nitelemesi yapılırdı. Söz konusu yazıda ise Perinçek'ten "Tanınmış bir aydın ve sol yönelişli Vatan Partisi'nin Lideri" olarak söz ediliyor. Sadece bu bile Türkiye'ye bakışın değişmekte olduğunu gösteriyor. Doğu Perinçek'le ilgili tutumun değişmesinin en önemli nedenleri, sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı kazanılan zaferin yarattığı saygınlık sayılabilir. Ancak daha da önemlisi Erdoğan'ın Almanya'yı "Nazi-Faşist" gibi saldırgan ifadelerine rağmen, Vatan Partisi ve liderinin düzgün tutum almasıdır. Kuşkusuz bu tutum dikkatten kaçmamıştır. Bize olan bakışları etkilemektedir.

 

 

AYDINLIK'IN HABERLERİ

 

Almanya Cumhurbaşkanı Steimeier'e yazılan mektup ve beraberinde Goethe'nin "Doğu Batı Divanı" adlı kitabının hediye edilmesiyle gösterilen tavır da buna eklenebilir. Aydınlık gazetesinin Almanya ile süren gerginlik sırasında "Ortamı germeyin" manşetinin yarattığı yumuşatmadır. Almanya ile yaptığımız analizlerde, ülkenin Avrasya'ya yöneldiğini, en büyük ticaret ortağının Çin haline geldiğinin altını sıkça çizmemiz takip edilmektedir.

 

 

ABD'DEN KOPARKEN

 

Türkiye'nin, stratejik bir bakışa ve Avrasya'daki kilit rolüne uygun politikalara ihtiyacı vardır. Almanya'nın içinde Atlantik - Avrupa kapışması sürüyor. Bilindiği gibi 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya Amerika'nın kucağında büyüdü. Süper NATO bu ülkede çok güçlü bir derin devlet kurdu. Şimdi ondan kurtulmaya çalışıyor. Atlantik'ten kopmaya götüren bu süreç kaçınılmaz olarak Avrasya'ya yöneliyor. Artık saflar ikiye inmiştir. Atlantik ve Avrasya! Amerika çökerken, ondan kopanların Avrasya'dan başka çalacağı kapı yoktur. Hem ekonomik, hem güvenlik; her bakımdan durum budur. Sorun bunu göremeyenlerde olsa gerek...

 

 

ÖZENLİ OLMALIYIZ

 

Bir diğer nokta: Kendisini "Sol" olarak tanımlayanlara göre, muhafazakârlar Türkiye’ye daha yakındır. Türkiye, koalisyonun büyük ortağını özenle ele almalıdır. Almanya - Türkiye ilişkilerinin düzelmesinde, Türkiye'nin rolü önemlidir. Bu işin anahtarı Türkiye'nin elindedir. Her iki taraf da Avrasya ortamında kader birliğine doğru yol alıyor. Günlük siyasette ve atılan adımlarda bunlara herkesin dikkat etmesi gerekmektedir. Politika geleceği görmekse, incelik de onun en önemli parçasıdır. Böylesine hassas bir dönemde, Türkiye'nin gelecekte en önemli müttefiki olacak olan Almanya'ya dikkat etmesi ve onunla ilişkileri daha da geliştirmesi gerekmektedir. Kaldı ki bugün de en önemli ticaret partnerimizdir. Ayrıca Almanya'da yaşayan 3,5 milyona yakın Türk vatandaşımızın da huzur ve güvenliği için bu gereklidir.