Ali Mercan: Almanya’nın İran atağı

Almanya’nın, İran’a ihracatı 2015’te 2 milyar avro iken, bir yıl sonra 2,5 milyar dolara yükseldi. Almanya’nın, İran’a ihracatının yakın zamanda 5 milyar avroya yükseleceği tahmin ediliyor. Çin ve Rusya’nın, İran’da etkinliğinin artması Batılı ülkeleri karşı karşıya getirdi. Amerika bundan rahatsız. Ambargoları tekrar gündeme getirmesi anlamlı. Bu da gösteriyor ki gelişme merkezi Asya’ya kaydı.


ABD, İran’a karşı askeri kozlarını elinde tutmaktan vazgeçmiyor ve savaş tehditlerini sürdürüyor. Almanya ise İran ve Suudi Arabistan arasında arabuluculuk yoluyla bölge sorunlarında ağırlığını koymak, savaş tehditleri yerine diyalog istiyor.

 

 

ALMANYA-İRAN İLİŞKİLERİ


Nükleer sorunlarda uzlaşılması ve yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte Batılı mü- teşebbisler İran’la ticari ilişkilerin çok ilerleyeceğini öngördüler. Almanya’da İran için uyuyan dev denildi. Öncelikle İran bu anlaşmadan sonra çok gelişmeye başladı. İran İstatistik Dairesi (GTAİ)’nin verdiği bilgilere göre daha önce GSMH yüzde 0,7 gelişme gösterirken 2016-17 döneminin üç çeyreğinde yüzde 7,2 artış kaydedildi. (www.gtai.de, 03.04.2017) IMF ise 2016-21 arası İran için yüzde 4,2 gerçek gelişme öngörüyor. (FAZ, 04.04.2017)


Almanya’nın, İran’a ihracatı 2015’te 2 milyar avro iken, bir yıl sonra 2,5 milyar dolara yükseldi (Yüzde 25 artış). Alman Ticaret ve Sanayi Odası (DİHK), 2017’de yüzde 30 artış öngörüyor. DİHK önümüzdeki 3 yılda Almanya’nın İran’a ihracatının 5 milyar avroya yükseleceğini hesaplıyor. (www.dihk.de, 28.03.2017)

 

 

İRAN GELİŞİYOR


Ambargoya rağmen İran gelişmeye devam etti, yeni alanlar inşa etti, ayrıca Türkiye, Güney Kore, Hindistan, Çin gibi yeni ihracat alanları kazandı. Özellikle Çin ile ekonomik ilişkiler çok gelişti. Rusya’nın, İran’a çok yönlü etkisi buna eklendi. Suriye krizinde Rusya-İran ilişkileri çok yönlü olarak ilerledi. Rusya’ya, İran’da üs kullanma imkânı, ekonomik ortaklıklar, İran petrol ve gaz yataklarında pay sahibi olmak, Rus Demiryolları (RZD), Basra Körfezi’nden Hindistan’a uzanan bir demiryolu inşa projesi gibi alanlar açıldı.


Çin ve Rusya’nın, İran’da etkinliğinin artması Batılı ülkeleri karşı karşıya getirdi. Amerika şimdiye kadar olduğu gibi, İran’a karşı askeri müdahale tehdidini tekrarlamaya devam ediyor. İran’ı bölgesinin en büyük istikrarsızlık etkeni olarak ilan ediyor.

 

 

BERLİN DİPLOMASİ TARAFTARI

 

Washington’un askeri saldırı kozuyla şantaja devam ederken, Berlin diplomatik araçlar kullanmaktan yana bir profil veriyor. Almanya, İran’ın kaydettiği gelişmelerle birlik ortaklıklarının çok daha fazla geli- şeceğini hesabettiler, ancak Rusya ve Çin etkeni nedeniyle tam istediklerini alamadılar. (Aslında önümüzdeki bir kaç yıl için 10 milyar avro ihracat öngörülmüştü.) Bu durum Almanya’nın, İran’a karşı tavrında önemli bir olumsuzluk yaratmadı.

 

Alman Politikasın’da etkin olan Hamburg Körber Vakfı’nın Bergdorf yuvarlak masa toplantıları 13 Mart’ta Riad’da, 15 Mart’ta ise Tahran’da gerçekleşti. Etkili politikacı ve dış politika uzmanlarının katıldığı bu yuvarlak masa toplantılarında çözüm önerileri üretilir. 13-15 Mart’taki toplantılarda “yakın ve ortadoğunun istikrarı için Avrupa hangi taleplerle nasıl bir rol oynayabilir? Başka bir deyişle hangi alanlarda işbirliği mümkündür?” Özellikle Suudi Arabistan ve İran çelişmesinde diyalog arayışı ağırlıklı konu oldu. (164. Bergdorf yuvarlak masası, www.koerberstiftung.de)

 

  

AVRASYA’NIN YÜKSELİŞİ BELİRLEYİCİ

 

Toplantıda Suudi Arabistan ve İran temsilcileri yanında, Alman Dışişleri ve Başbakanlık yetkilileri, Alman Dış Politikasını oluşturan vakıflardan Alman Bilim ve Politika Vakfı Müdürü Volker Pathers, AB Dış İlişkiler Hizmetleri Genel Sekreteri Helga Schmidt, Süddetsche Zeitung’tan Stefan Kornelius. “Ortadoğu’da şu sıralar bir yarılma-patlama mümkün görülmüyor. Ne Berlin tarafından, ne de savaşla tehdit eden Washington’a rağmen.” Amerika’nın Suriye’ye attığı Tomahawk füzelerinin Almanya’da reklâm amaçlı olduğu şeklinde yorumlanması boşuna değilmiş. (G-F-P, 05.04 2017)

 

  

GÜÇ ATLANTİK’DEN KAYIYOR

 

Almanya (AB) ve İran ilişkileri de gösteriyor ki bütün uluslararası gelişmeler dünyanın ağırlık merkezinin Atlantik’ten Avrasya’ya kaymasıyla şekillenmektedir. Amerika (Ve İsrail’in) Suriye saldırısı ve İran’ı bölgede en büyük istikrarsızlık unsuru olarak hedef alması Atlantik Paktını bir arada tutamıyor. Atılan füzeler ve kamplaşmaya bakmayın, Amerika yalnızlaşmaya devam ediyor.

 

Olguları bütün ilişki ve çelişkileriyle birlikte görerek anlayabiliriz. Avrupa’nın yalpalaması geçici, Avrasya’ya yönelmesi kaçınılmazdır. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Amerika ve İsrail’in peşinden savrulması aymazlığın ötesinde boş bir beklentidir.