Ali Mercan: AB ordusu faaliyete geçti

"AB yetkilileri her fırsatta yeni kurulan dünyada ortak savunma gücüyle yer alacaklarını ifade ediyor"

AB Komisyonu, resmileşen ortak ordu yapılanması kapsamında 17 farklı alanda askeri projeler kararlaştırdı. Avrupa sıhhiye komando ve lojistik destek yapılanmalarına geçiliyor. AB yetkilileri her fırsatta yeni kurulan dünyada ortak savunma gücüyle yer alacaklarını ifade ediyor


German Foreign Policy GFP) Bülteni’nin 11 Aralık tarihli yazısı aracılığıyla AB Birleşik ordusunun kuruluşu Almanya tarafından, daha önce de takvimi açıklandığı gibi resmen ilan edildi. Ordunun kuruluşuna ilk adımda 23 Avrupa Birliği üyesi imza atmıştı. AB ordusu ve bununla bağlantılı bütün faaliyetlerin idare merkezi PESCO (Permanent Struktured Cooperation) çalışmalarını hızlandırdı.


11 Aralık pazartesi günü itibarıyla Avrupa ortak askeri örgütlenmesine geçilmiştir. AB Komisyonu, Avrupa ordusunun kuruluşunun resmileşmesine bağlı olarak, ortak ordu yapılanmasına hizmet etmek üzere 17 değişik alanda askeri projeler kararlaştırdı. Almanya başta olmak üzere Avrupa sıhhiye komando yapılanmasına geçiliyor. Bu 2010’dan beri var olan hava ulaşım komando birlikleri yanında vazgeçilmez bir AB savaş elemanı olarak kabul ediliyor. Ayrıca Berlin, süratli müdahale yeteneğine kavuşmak için lojistik destek yapılanmasını geliştiriyor. Bu iki alanda zaten Almanya NATO içinde önemli roller almıştı. Almanya Savunma Bakanlığına göre Avrupa ortak savunma gücü sadece ABD karşısında “bağımsızlık” hedefine ulaşmış olmakla kalmayacak, aynı zamanda AB’nin uyumu ve kaynaşmasına da hizmet edecek.

 


ABD İLE KARŞI KARŞIYA

 

Uzun süredir hazırlıkları süren Avrupa ordusu ve NATO’dan ayrı ana karargah yapılanması son bir hafta içinde önemli açıklama ve çıkışlarla birlikte gündeme geldi. Amerika ziyaretinden dönen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel 5 Aralık günü Berlin Forumun’da ağırlığı dışişlerinden olmak üzere üst düzey politikacılara bir konuşma yaptı. Konuşma, ciddi basın organlarında ve GFP haberinde “Gabriel’in savaş ilanı” (Gabriels Kriegserklaerung) olarak bildirildi. Gabriel bu konuşmasında Birleşik Devletlerle ilişkilerde önemli konularda karşı karşıya geldiklerini açıkladı. Bu sorunlardan üç başlık şunlar:


Birincisi, Rusya ile Kuzey Hattı 2 projesi’nin inşasında Amerika’nın baltalayıcı tutumu. Amerikan yönetimi hep Almanya-Rusya iliş- kilerine müdahale ediyor ve son olarak önemli bir ticari ilişki alanı olan enerji alışverişini baltalıyor. Amerika Avrupa’nın gaz ikmaline müdahale ediyor. İkincisi ABD, imzalanan nükleer sözleşmeleri tanımayarak İran’ı hedef alıyor ve bu ülkeye karşı Ortadoğu’da cephe oluşturmaya çalışıyor. İran Almanya için önemli bir ticaret ortağıdır.

 


KAYBEDENLERİN ÇIKIŞI

 

Üçüncüsü de Trump Kudüs’ü İsrail’in Baş- kenti olarak tanımaya hazırlanıyor. (Bu konuşma Trum’ın açıklamasından bir gün önce yapılmıştı) Gabriel, bu girişimin bölgede yeni çatışmalara yol açacağını ve bu nedenle karşı olduklarını açıklamıştı. Aynı gün Brüksel’de Rex Tillerson’la bir araya gelen AB Dışişleri yetkilileri de Trump planına karşı olduklarını belirttiler. Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıma kararı Avrupa’da da sert açıklamalara ve protestolara yol açtı. Der Spiegel Dergisi’nin başyazısı bu girişimi “Kaybedenlerin çıkışı” olarak nitelendirdi. Başyazıda ABD’nin bu adımla iyice yalnızlaştığı, Arap müttefiklerini bile kaybettiği belirtilerek “Filistin sorunu Avrupalıların yüreğinde derin bir yaradır” görüşüne yer verildi.


Gabriel bu açıklamalarını şu noktalarla da güçlendirdi: Küresel düzende köklü değişiklikler oluyor. ABD’nin küresel hakimiyeti artık tarihe karışıyor. Boşluğu ilerleyen Çin ve Rusya dolduruyor.

 


AVRUPA YERİNİ ALACAK

 

Gabriel, Almanya (AB)’nın da çok kutuplu dünyada yerini alacağını ve bu rolü için bağımsız savunma gücünü örgütlediğini her fırsatta açıklamıştı.

 

Gabriel’in konuşmasından sonra GFP, 7 Aralık günü Münih Güvenlik Konferansı (MSC)’nın raporu üzerine bir yazı yayınladı (MSC, Dünyadaki güvenlik ve savunma politikalarının değerlendirildiği en önemli platform. Birçok yerde bu kuruluş NATO Güvenlik Konferansı olarak tanıtıldı): Raporu açıklayan yazının başlığı “Avrupa yol ayrımında (Europa am Scheideweg). MSC raporunda Avrupa’nın gelişmeler karşısında bir ateş çemberine alındığı ve savunma yeteneğini kaybettiği belirtilerek, AB askeri gücü çalışmalarının hızlandırılması çağrısı yapıldı. Çağrıda AB üyesi ülkelerin sadece ordunun kuruluşu için değil aynı zamanda modern savaş araç gereçlerinin geliştirilmesi için de yüksek savunma bütçesi ayırmaları gerektiği yer aldı. Silahlanma standartlarının zorunluluğunun belirtildiği rapor üzerine, aynı zamanda diplomat olan MSC Müdürü Wolfgang Ischinger şöyle dedi: “Hayati önemde adımlar atılıyor. Avrupa’nın savunmasını ABD’ye bırakmamız artık söz konusu olamaz”.