Köşe Yazıları Yorumsuz - 9 Eylül 2020 Çarşamba

9 EYLÜL 2020, ÇARŞAMBA
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Nedim Şener-Hürriyet
“FETÖ devletin can damarında gezerken”

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 15 Temmuz’dan bu yana 20 bin dolayında ihraç gerçekleşti. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen “ankesörlü hat” araştırmasında bir o kadar daha isim belirlendi. TSK’daki FETÖ ile mücadele bu anlamda devam ediyor ve temizlik oranı ortalama yüzde 20 dolayında. Ancak sivil bürokraside bu oranın ortalaması yüzde 4-5’i geçmiyor. Yazımı bir soruyla tamamlayayım: TSK’da yüzde 20’yi, yargı ve mülkiyede yüzde 25’i, Emniyet’te yüzde 15’i aşan FETÖ temizliğinin sivil bürokraside yüzde 5’te kalması ve hâlâ yeni tespitlerin yapılması ne anlam taşıyor?Cevabı ben vereyim: FETÖ’nün sivrilmeden hâlâ devletin can damarlarında dolandığını gösteriyor, tam da FETÖ elebaşının dediği gibi...
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/feto-devletin-can-damarlarinda-gezerken-41606454



2-Salih Tuna-Sabah
“Usandık be kardeşim”

 

Dahası, 15 Temmuz'a "tiyatro" dedikten sonra Atatürkçü olsan ne olur olmasan ne olur! Aynı şekilde...Emperyalizme karşı çıkmadıktan sonra muhafazakar veya İmam Hatipli olsan ne olur olmasan ne olur! Olanca taşeronlarıyla birlikte müstevlilerin bu ülkede düşman bellediği kim, dost bellediği kim? Hiçbir şey muamma değil.
RAND Corporation'ın son raporu da ortada, Biden'ın malum konuşması da! Bunlardan hiçbir şey söktüremiyorsan, müstevli taşeronlarının hallerine / söylemlerine bak. FETÖ ve PKK hangi ittifaka umut bağlamış, hangi ittifaka ölümüne düşman, görmüyor musun? Her şey ayan beyan ortada.
RAND Corporation'ın son raporu da ortada, Biden'ın malum konuşması da! Bunlardan hiçbir şey söktüremiyorsan, müstevli taşeronlarının hallerine / söylemlerine bak. FETÖ ve PKK hangi ittifaka umut bağlamış, hangi ittifaka ölümüne düşman, görmüyor musun? Her şey ayan beyan ortada.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/09/09/usandik-be-kardesim

 

 

3-Şebnem Bursalı-Sabah
“Atatürk’ten Erdoğan’a tam bağımsızlık yolu”

 

30 Ağustos'u ve Büyük Taarruz ile başlayıp 9 Eylül ile taçlanan süreci askeri zafer yönüyle olduğu kadar, siyasi sonuçlarıyla da ele almak zorunludur. Çünkü bu büyük zafer, Türk milletinin varlığını, yaşama iradesini bütün dünyaya kabullendirdiği bir siyasi zemini de ortaya çıkardı. Bizi, Cumhuriyet'e, Lozan'a götüren sürecin iklimi, o günlerden oluşmuştu. Sadece o günleri değil, bugünleri de anlamamakta direnenlerin dönüp bir kez daha bakmaları gerekir bu sürece. "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen büyük liderden bugünlere "Kefenimle karşılarındayım" diyen ve sözde değil özde bu yola baş koymuş bir lider olarak Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletiyle tam bağımsızlık mücadelesi yine milletle devam ediyor...
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/sebnem-bursali/2020/09/09/ataturkten-erdogana-tam-bagimsizlik-yolu



4-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“Aşının yok satma nedeni”

 

Sağlık Bakanlığı bakmış ki tedarik zincirinde sorun yaşanıyor, “el mi yaman bey mi yaman”deyip, üreticinin depolarındaki tüm aşıları alıp bütün sağlık ocaklarına yollamış.Aşı yapılması gereken herkese de ücretsiz yapılmasını sağlamış.Böylece aşı olması elzem görülen 65 yaş üstündekiler ile kronik hastalığı bulunanların sorununun çözülmüş.,
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2797651-asinin-yok-satma-nedeni

 

 

5-Mensur Akgün-Karar
“Amerika ile iyi geçinmek”

 

Rusya ve Çin derseniz bana sistemleri, rejimleri, güçleri gereği alternatif değillermiş gibi geliyor. Zaman zaman zorda kalan devletler için dayanak noktası olabilirler. Ancak icraatları dayanışmadan ziyade sızmaya, zafiyetten yarar çıkartmaya yönelik. Zaten ne Rusya, ne de Çin Amerika’yı Suriye’den ya da başka bir yerden çıkartabildi, Irak’a, Libya’ya müdahale etmesine engel olabildi. Yaptırımların yükünü hafifletse dahi ortadan kaldırmaları, uygulanmamasını sağlamaları bildiğim kadarıyla mümkün olmadı.Bu yüzden Amerika dünyadaki pek çok devletin iyi geçinmek zorunda hissettiği bir ülke. Çok azı seviyor, siyasetine saygı duyuyor fakat iyi geçinmek için elinden geleni yapıyor
https://www.karar.com/amerika-ile-iyi-gecinmek-1584455

 

 

6-Yıldıray Oğur-Karar
“Bu zaten kapatılmış hali”


Bin yıllık gelenekleri olan tekkeler, tarikatlar hala yaşıyor. Yeraltında daha da güçlendiler. Bölündüler, parçalandılar, içlerinden kült yapılar çıktı. Hatta bu kapatma ve baskı politikaları sayesinde bir de onlara bugün Türkiye siyasetini doğrudan etkileyen, dört yıl önce en büyüğü darbe teşebbüsüne bile kalkışabilmiş dini cemaatler eklendi. Yani sonuç İsmail Kara’nın yazdığı gibi oldu: “Tekkelerin kapatılması, tasavvuf kültürünün kendine mahsus kanallarla devam etmekle beraber, yasaklar dolayısıyla alt seviyelere doğru seyretmesi sadece dindar çevreleri değil herkesi daha sınırlı ve katı kültürel, estetik, dini çevrelere, hatta imkanları daha az bir dile ve iletişim imkanlarına, daha dar bir dünyaya mahkum etti.”O yüzden son tarikat skandalı üzerine yeniden orijinal bir fikir ve çareymiş gibi tarikatlar kapatılsın, yasaklansın diyenlere hatırlatmak gerek.İşte zaten bu kapatılmış hali.
https://www.karar.com/bu-zaten-kapatilmis-hali-1584468

 

 

7-Emin Çölaşan-Sözcü
“Cezaevinde mutlu bir vatandaş”

 

Lütfen kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu yazıyı yayınlayınız.FETÖ den dolayı 25 aydır Balıkesir kapalı cezaevinde tutuklu bir inşaat mühendisi ve iş adamıyım. Yaklaşık 20 yıldır inşaat şirketim var ve bu alanda iş yapıyorum.Gazetenizi de sürekli olarak alıyorum.Sizin gibi güvenilir insanların toplumu yanlış bilgilendirmesi ve Sözcü gazetesinin yalan yanlış haberler yapmaması adına size yazıyorum.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/emin-colasan/cezaevinde-mutlu-bir-vatandas-6029327/

 

 

8-Oral Çalışlar-Posta
“Her derde deva dış güçler”

 

Sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatmış soruyorlar: “Kıbrıs meselesi?”… Cevap hazır, “dış güçler.”… Eğer ekonomi çıkmazda ise, “emperyal güçler...”karşılığını veriyor. Ayağına taş takılsa, bunu “dış güçlerin oyunu” sananlar var. Bir yakınım, çocukluğunda “dış güçler”i uzaylılar sanırmış. Bizimki de o hesap. Kafası kızan, morali bozulan, hesabı şaşıran “dış güçler” diyor ve rahatlıyor. “Bizim kedi kayboldu, bir türlü bulamıyoruz, kesin dış güçler bir şeyler yapmıştır” diye aramızda konuşuyoruz. Şaka bir yana bu hikayenin uzun bir geçmişi var. 12 Mart 1971 darbesinin ardından yargılandığımız davalarda uzun savunmalar yapmıştık. Bu uzun savunmaların birçoğu “emperyalizm” diye başlar, dış güçlerin işbirlikçilerine göndermelerde bulunurdu. Siyasi olarak suçlandığımız için, biz de siyasi karşılıklar vermeyi seçmiştik. Her türlü kötülüğün kaynağı tabii ki emperyalist dış güçlerdi...
https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/her-derde-deva-dis-gucler-2276016

 

 

9-Mehmet Tezkan-T24
“Muhalefetin kafasında milli ve yerli sopası”

 

Demek istiyorlar ki; AKP ve MHP (iktidar ve onu destekleyen parti) milli çıkarları savunduğuna göre, onlara muhalefet eden bütün partiler, eleştiren herkes küreselci projenin parçasıdır. Yani haindir. Daha da açarsak; 'Cumhur İttifakı'nı desteklersen millisin, yerlisin 'Millet İttifakı'nın yanında durursan küreselcilerin piyonusun. ABD'nin, Fransa'nın, Almanya'nın, Yunanistan'ın. İktidar kanadının muhalefete karşı bunların hepsi bir diye (CHP, İYİ Parti, HDP, DHKP-C, PKK ve FETÖ'yü aynı sepete koyarak) başlattığı kampanya tutmadı.
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-tezkan/muhalefetin-kafasina-milli-ve-yerli-sopasi,27947

 

 

10-Fikret Bila-T24
“CHP’nin tarihi sorumluluğu”

 

CHP, bu tablo karşısında Millet İttifakı'yla birlikte kuruluş yıllarında olduğu gibi Türkiye'nin hem demokratik, hem de ekonomik olarak yeniden inşası görev ve sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduğunu söylüyor. Bu görevi yerine getirmek için önümüzdeki seçimleri kazanmaya kilitlenmesi gerekiyor. Başarı şansı ise Millet İttifakı'nı dağıtmadan daha da güçlendirerek ve genişleterek yürüyebilmesine bağlıdır.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/chp-nin-tarihi-sorumlulugu,27941