Köşe Yazıları Yorumsuz - 8 Eylül 2020 Salı

8 EYLÜL 2020, SALI
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Şeyhin sahtesi olur mu”

 

Yeni Şafak gazetesi, “sapık şeyh” olayına bodoslama daldı.İki gündür manşetlerinde sapık şeyhin rezaletlerini işliyor.Hem de yepyeni bilgilerle.İşte budur!Başına sarık sarıp yeşil giysiler giyen sapıklar, ancak dini hassasiyeti olan kesimlerden aldıkları okkalı tepkilerle gerileyeceklerdir.Çünkü bu tür tepkiler karşısında, “Dindar olduğumuz için kâfirler bizimle uğraşıyor” falan diyemezler.Gerekçesiz kalırlar yani.Yalnızlaşırlar.Cümle üretemez hale gelirler.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/seyhin-sahtesi-olur-mu-41605508

 

 

2-Mahmut Övür-Sabah
“Ak Parti mi ihvancı siz mi operasyon çekiyorsunuz”

 

Başta CHP'li siyasi aktörler ve Cumhuriyet yazarları olmak üzere ne zaman Mısır, Suriye ve Libya meselesi açılsa hep bir ağızdan aynı nakarat duyuluyor:"AK Parti İhvancı siyaset izliyor. Bu yüzden Esad ve Sisi ile görüşmüyor, buyüzden Libya'da İhvancı Sarrac destekleniyor." Siyasette ilke, yazarlarda da etik kalmadığı için artık yalan söylemenin de sınırı yok. Adam rahat bir şekilde Türkiye'nin sessiz devrimlere imza atan, vesayet rejimini sonlandıran en büyük partisi, AK Parti'yi "İhvancı" olmakla suçluyor.Oysa gerçek bunun tam tersidir. AK Parti çok daha büyük bir siyasi tecrübeye sahip ve başarmış bir partidir. Arkasında hatası ve sevabıyla müthiş bir Milli Görüş tecrübesi var. Ülkenin son 20 yılına damgasını vurmuş, o çizginin 21. yüzyıl versiyonu. Tarihle bugünü, Cumhuriyetle demokrasiyi buluşturarak yeni bir senteze imza atmış bir partidir.
İhvan'ın böyle bir geçmişi olmadığı gibi demokrasi tecrübesi de yoktu. AK Parti'yi İhvan'la aynı tutmak bilgisizlik değilse düşmanlıktır.
İhvan'ın böyle bir geçmişi olmadığı gibi demokrasi tecrübesi de yoktu. AK Parti'yi İhvan'la aynı tutmak bilgisizlik değilse düşmanlıktır.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2020/09/08/ak-parti-mi-ihvanci-siz-mi-operasyon-cekiyorsunuz



3-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“Güç ve zenginlik”

 

Onun yerine bağımsız ve güçlü bir Türkiye'yi seçtiğimiz daha doğrusu saldırılar nedeniyle seçmek zorunda kaldığımız için ekonomik baskı ve hatta Türkiye karşıtı düşmanlık kaçınılmaz oldu. İşte bu yüzden bağımsızlık pahalıdır diyoruz. Müreffeh bir sömürü ülkesi olmakla otonom bir ülke olmak arasındaki fark budur. Eğer gerçekten bağımsız bir ülke yani büyük bir Türkiye istiyorsak bunun ekonomik maliyetlerine de katlanmakzorundayız. Yoksa bize ait olmayan parayla Sırbistan, Yunanistan, Suudi Arabistan ve diğerleri ayarında bir ülke olmaya razıysak zaten o zaman bu tartışmaların bir önemi yok. Dolar da düşer sıcak para da artar. Ama Türkiye'yi kontrol altına alanlar zamanı geldiğinde onun kaderine de karar verirler. İster bölerler ister ezerler. Kaderimizi başkalarının ellerine teslim etmek istemiyorsak Türkiye'nin güvenli reel ve üretken ekonomisiniüretmek için bazı zorluklara göğüs germek zorundayız.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/09/08/guc-ve-zenginlik



4-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“O düğünün cezası 4 milyon 725 bin tl”

 

EĞER yasalar uygulanırsa, AK Parti Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman’ın oğluna yaptığı düğünden 4 milyon 725 bin lira para cezası alınması gerekir.Nedeni de açık; her vatandaşın uyması gereken üç yasa…Öncelikle Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun verdiği yetkiyle İçişleri Bakanlığı’nın 3 Eylül’de çıkardığı genelge cezaların hangi hallerde uygulanacağını kesinleştirdi.Buna göre, “Türkiye genelinde bir saat içinde tamamlanmasını zorunlu kıldığı nikah törenleri dışında ülke genelinde yemekli, oturmalı, eğlenceli düğünleri yasakladı...”Bunu yapanlar hakkında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci ve Kabahatler Kanunu’nun 32’nci maddelerinin uygulanacağını açıkladı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2796295-o-dugunun-cezasi-4-milyon-725-bin-tl

 

 

5-Hasan Öztürk-YeniŞafak
“Nur perdesine dolanmış şeref yoksunu şeyh bozuntusu üzerinden dindarları sopalamaya kalkışan hadsizler”

 

Salgından ölüme de, açlıktan ölüme de hayır. Bunun yolu da, her iki alanda aynı anda işe asılmaktan geçiyor. Birini diğerine feda etmekten değil.-Bütün bu nedenlerden dolayı ne ekonomiden, ne de sağlıktan vazgeçebiliriz. Birinden birini tercih edecek durumda değiliz. Böyle bir tercihi ilkbaharda yaptık ve sonucunu gördük. Tekrarlasak virüs yok olur sonuç değişir mi? Türkiye dahil ekonomilerin yeniden kapatılmasını beklemem.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasanozturk/nur-perdesine-dolanmis-seref-yoksunu-seyh-bozuntusu-uzerinden-dindarlari-sopalamaya-kalkisan-hadsizler-2056167

 

 

6-Yılmaz Özdil-Sözcü
“İstagram ülkesi”

 

Herkes çiçekler arasında.Herkes manzaralı yerde.Herkes ayağını denize uzatıyor.Herkes havalı.Instagramda hiç kimse toplu taşıma aracı kullanmıyor mesela, herkesin pozu en faça otomobillerin yanında, yatların önünde.Kimse varoşta oturmuyor.Fotoğraflara bak, sanırsın herkes Fransız riviearası'nda yaşıyor.Herkes imrenilecek hayatlar sürüyor.En mutlu görünmek artık, mutluluk.En önemli kariyer, en mutlu görünme statüsü.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/instagram-ulkesi-6027368/

 

 

7-Yaşar Hacısalihoğlu-Akşam
“kim dost kim düşman”

 

Bu noktada iki husus önemli. Birincisi; son dönemde yaşanan sürecin içeriği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gerçekliğin tespiti. İkincisi ise; birincisine bağlı olarak, kimin dost kimin düşman olduğu gerçeğinin tespiti. Çok eskiye inmeden özellikle 15 Temmuz’da ve sonrasında yaşadıklarımız ve Türkiye’nin buna ilişkin verdiği tepki ve mücadele süreci, dostun, düşmanın tarifinin kolaylaştırıcısıdır.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/prof-dr-yasar-hacisalihoglu/kim-dost-kim-dusman/haber-1107886

 

 

8-Talat Kırış-T24
“vatanseverlik-milliyetçilik”

 

Vatansever insan ülkesini ve bu topraklar üzerinde yaşayan vatandaşlarını, ırk, din dil, mezhep farkı gözetmeksizin sever. Milliyetçi, hem başka ülke insanına, hem de aynı topraklar üzerinde yaşayan, farklı etnik kökenden, farklı dinden, çoğunluğun dışındaki mezheplerden olan kendi vatandaşlarına kuşkuyla bakar
https://t24.com.tr/yazarlar/talat-kiris/vatanseverlik-milliyetcilik,27936

 

 

9-Aydın Engin-T24
“Meral Akşener’in kanlı düşmanları”

 

Akşener’in Demirtaş’ı yasal bir siyasal partinin önemli bir üyesi olarak değil, “kan davalısı” olarak gördüğünü ima etmesine hiç ama hiç şaşırmıyoruz. Anlaşılan, önümüzdeki seçimlerde kan davalılarından siyasal düzlemde uzak durup, CHP’ye oy veren sıkı Atatürkçülerle el ele tutuşup Erdoğan’ı koltuğundan indireceğini hesaplamış…
https://t24.com.tr/yazarlar/aydin-engin/asena-meral-aksener-in-kanli-dusmanlari,27938