Köşe Yazıları Yorumsuz - 4 Temmuz 2020 Cumartesi

4 TEMMUZ 2020, CUMARTESİ
KÖŞE YAZILARI

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Havai fişekten vazgeçilemez mi?”

Bu yaz çok daha mı sıcak yoksa bana mı öyle geliyor?
- Maskeyle kıyafeti bütünleştirmek çok mu antipatik yoksa bana mı öyle geliyor?
- Athena Gökhan iyiden iyiye endazesini yitirdi mi yoksa bana mı öyle geliyor?
- Bu sene tatilin tadı pek çıkmıyor mu yoksa bana mı öyle geliyor?
- Doğu Perinçek bazen çıldırtmak için mi konuşuyor yoksa bana mı öyle geliyor? 
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/havai-fisekten-vazgecilemez-mi-41556928
  
2-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“Muhalefetin kardeş partilerine iyi eğlenceler”

Ama beni asıl üzen noktalardan biri de ülke yönetmeye talip insanların Netflix kültürüne kendilerini bu kadar kaptırmış olmaları. Herkes istediği şeyi seyreder, eyvallah. Ama ülkenin bunca gündemi varken Netflix'ten bu kadar beslenmeleri beni rahatsız etti. Netflix hem bir eğlenceliktir hem de küresel kültürel hegemonyanın bir mecrasıdır. Belli temalar özellikle belli bakışaçılarıyla sunulur.
Ve maalesef bilgi üretiminde çok geniş bir yer tutuyor. Özellikle başka kaynaklardan beslenmeyenlerin kafalarını ciddi anlamda formatlayacak bir yapı olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakınca da bizim muhalefetin vizyon ve görüşlerinin bu tür mecralarda şekillendiğini görmek bana anlamlı geldi.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/07/04/muhalefetin-kardes-partilerine-iyi-eglenceler 
 
3-Uğur Dündar-Sözcü
“Türkiyenin Mısırla askeri çatışmaya girmesi çok yanlış olur”

Tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ'dan Libya krizi konusunda çarpıcı yorumlarŞükrü Elekdağ, başlıktaki tespiti yaptı ve ekledi: “Ankara askeri restleşmeden kesinlikle kaçınmalıdır Böyle bir girişimin Türkiye'ye hem askeri, hem ekonomik bakımdan çok ağır bir bedel ödeteceği açık
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/turkiyenin-libyada-misirla-askeri-catismaya-girmesi-cok-yanlis-olur-5910142/
 
4-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“İçte ve dışta neo-Abdülhamitçilik”

İktidar açısından Abdülhamit’i savunmak ve ona eleştirilemez zırhı kazandırmaya çalışmak, kapsamlı bir politikadır ve doğrudan yeni rejim inşa hedefiyle ve o hedefe uygun yeni tarih yazımıyla ilgilidir…
TELE1 TV ve Halk TV’yi 5 gün kapatma kararları da, Cumhuriyet gazetesini kamu ilanlarını keserek cezalandırmaya çalışmaları da, OdaTV internet sitesini kapatmaları da, sosyal medyayı düzenleme adı altında muhalefetin sesini kesme çabaları da yeni bir tarih yapabilmeleri ve yazabilmeleri içindir…
Ancak yapamayacaklar! Tarihi elbette kazananlar ama “haklı olarak kazananlar” yapar!
Hem haklı değiller hem de kazanamayacaklar! 
Tarihi özgürlükçüler yapacak ve yazacak!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/icte-ve-dista-neo-abdulhamitcilik-1749331
 

5-Tunca Bengin-Milliyet
“CHP’de kıran kırana delege kapışması”

“Ben delegelere şunu söylüyorum: Partimiz İYİ Parti’ye 15 milletvekili gönderdi. Ne için? Demokrasi için. Temel Karamollaoğlu’na imza verdi, Doğu Perinçek’e bile imza verdi. Niye? Demokrasi yerine gelsin, çok adayla Cumhurbaşkanı seçimi olsun yani onlara imza verdiniz, bana mı vermeyeceksiniz diyorum. Sıkıntıya giriyorlar gerçekten. Biz onlara imza verdik, size nasıl vermeyeceğiz diyorlar ama bazıları vermiyorlar. Böyle garip bir duygulanım içerisinde bizim arkadaşlarımız ama ben bunun aşılacağını hissediyorum, görüyorum.”
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/tunca-bengin/chpde-kiran-kirana-delege-kapismasi-6251045
 

6-Serkan Fıçıcı- Akşam
“Seküler Dayak”

İki gözü, kolları, kalçası morarmış. Kollarını cam kesmiş. Gözünün içinde cam parçası kalmış olabileceği söyleniyor. İç acıtıcı... Bu şiddet karşısında sırf kendi tarafını koruma-kollama güdüsüyle suskunluğa gömülenlerin tavırsızlığı da ayrı mesele. Şarkıcı Gökhan Özoğuz “Tanıyanlar bilir, Ozan Güven yalnız değildir” diye twit atabildi. Ne yani? Ozan Güven o dayağı atarken Gökhan Özğouz da yanında mıydı? Zavallı kadını birlikte mi dövdüler? Bunu mu anlamalıyız? Ozan Güven’in yakın arkadaşı Cem Yılmaz ne dese beğenirsiniz: “Arkadaşım üzerinden ‘sen de bir şey söyle” isteğinizi anlamakla beraber, konu hakkında çok üzgün olmak dışında bir halim yoktur, yapmayın”.Tamam birader bozma moralini. Önümüzdeki dayaklara bakarız artık. Mutlaka kınayabileceğin uzaklıkta biri çıkıp bir kadını döver nasıl olsa.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/serkan-ficici/sekuler-dayak/haber-1090083


7- Mehmet Metiner- Star
“Seçimsiz ve yarışsız makamlar siyaseti bozar”

Avukatları tek bir baro düzenine icbar etmek, demokrasinin katliyle eşdeğerdir.
Hem demokratik çoğulculuktan ve çok seslilikten bahsetmek hem de tekçi vesayetçi baro düzenini savunmak çelişkinin dik alasıdır.
Demokrasi çoğunluk rejimi değildir diyenler ne hikmetse mevcut baro düzenini savunmak adına “Seçime girersiniz, çoğunluğu elde ederseniz siz istediğiniz gibi yönetirsiniz!” diyebiliyorlar.
https://www.star.com.tr/yazar/secimsiz-ve-yarissiz-makamlar-siyaseti-bozar-yazi-1555317/
 
8-Murat Belge-T24
“Avrasya’da Otokrasya ülkesi”

Bu, "kötü yasa çıkarma" olayından ibaret bir şey değil. Hukuk nosyonunu toptan kaybetmiş bir zihnin ürünü. "Yasa" denen şeyden anlaşılan "tek" tanım, düşmanlarıma karşı bir silah olması
https://t24.com.tr/yazarlar/murat-belge/avrasya-da-otokrasya-ulkesi,27253
 

9-Süleyman İrvan-T24
“Türkiye’nin AİHM zaferi”

Peki gerçekten İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı’nın raporunda iddia edildiği gibi Türkiye son 7 yılda AİHM önünde daha iyi bir performans mı sergiliyor? İnsan hakları ihlalleri azaldı mı? Tabii ki bu soruların cevabı başkanlığın raporunda yer almıyor. Onun için ben de AİHM raporlarını inceledim. 2019’dan geriye giderek son 7 yıla baktım. Önce Türkiye ile ilgili genel bir tablo vereyim.
https://t24.com.tr/yazarlar/suleyman-irvan/turkiye-nin-aihm-zaferi,27268