Köşe Yazıları Yorumsuz - 30 Ağustos 2020 Pazar

30 Ağustos 2020, PAZAR
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“30 Ağustos’u en görkemli şekilde kutlamanın tam sırası”

 

- Almanya’nın bile kendisini “Yunanistan’ı kollar gibi” yapmak zorunda hissettiği şu ortamda...
- Avrupa Birliği’nin “Kim haklı, kim haksız” diye bakmaya tenezzül bile etmeden Yunanistan’ı savunma noktasında olduğu şu ortamda...
- Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkarmak niyetinde olduğunu ima etmeye başladığı şu ortamda...
30 Ağustos’u en görkemli şekilde kutlamak...Bütün bunlara karşı verilecek...
En güzel, en net, en etkili, en anlamlı ve en anlaşılır cevap olacaktır.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/30-agustosu-en-gorkemli-sekilde-kutlamanin-tam-sirasi-41598797



2-Dilek Güngör- Sabah
“Enerji Millileşiyor

 

Türkiye’nin ve dünyanın ilk entegre güneş paneli üretim fabrikasında yerlilik oranını %90’lara çıkaracaklarını belirten işadamı Kalyoncu, “Burası teknoloji üssü olacak” dedi
Türkiye savunma sanayisinde olduğu gibi enerjide de yerlilik oranında zirveye tırmanıyor. Yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin payı yüzde 70'lere yaklaşırken, güneş paneli üretiminde de yerlilik oranı yüzde 90'lara çıkacak. Dünyanın ve Türkiye'nin ilk entegre güneş paneli üretim tesisini hizmete alan Kalyon Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu ile Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası'nı ve Karapınar Güneş Enerji Santrali'ni konuştuk…
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2020/08/30/enerji-millilesiyor

 

 

3-Nurullah Gür-Sabah
“Para politikasında neoliberal anlayış değişiyor”

 

Merkez bankaları reel ekonomi ve vatandaşın dertlerinden kopuk bir para politikası anlayışı ile artık ilerlenemeyeceğini gördü. Sadece finans piyasalarının çıkarlarını gözeten neoliberal anlayış güç kaybediyor
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/nurullah-gur/2020/08/30/para-politikasinda-neoliberal-anlayis-degisiyor

 

 

4-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“Tarihi bölmek”


Son yıllarda ise akılalmaz bir şekilde yeni bir durum yaşanıyor.Önce sosyal medyada başlayan “tarihi bölme” çabasından söz ediyorum.Sanki o tarih herkesin atalarından gelen ortak tarihi değilmiş gibi davranış gelişiyor.Tek taraflı da değil, iki siyasal uçta aynı davranış hakim.Biri Anadolu’nun tarihini Osmanlı, diğeri Cumhuriyet ile başlatıyor; bu topraklarda öncesinde kimse yokmuş gibi sembolik rıza üretildi.Başarılı da olundu, 40 yıl düşünsem aklımdan geçmeyecek şekilde iktidar ve muhalefetin ayrışma zemini haline getirildi…Hükümet pandemi sürecini gerekçe gösterip, daha az katılımlı kutlanacağını bildirdi.Muhalefet ise bu Malazgirt kutlaması ve 15 Temmuz anmasını örnek gösterip, “Niye milli bayramlarda bu davranış?” sorusunu yöneltti.Sonunda 30 Ağustos Zafer Bayramı da ayrışmanın çekişme alanı haline dönüştü.
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2787774-tarihi-bolmek

 

 

5-Orhan Bursalı-Cumhuriyet
“Ve içimizdeki Sevrciler”

 

Hele Başkomutanlık Savaşı öncesinde, “Ordunun savaşacak gücü yok” dedikodularını yaydılar. Bu savaş öncesinde Meclis’teki faaliyetlerinin tümü, Atatürk düşmanlığıyla özdeştir.Özellikle okunması ve bilinmesi gerekir.
İlk Meclis’teki bu padişahçı ve hilafetçi gerici güçlerle bugün 30 Ağustos’u yasaklamaya kalkışan, padişahçı ve hilafetçi güçler arasında, önemli tarihsel paralellikler, ideolojik birliktelikler vardır.Keşke Yunanlar kazansaydı diyen ve Atatürk’e saldıran işbirlikçi satılmış şarlatanlara gösterilen büyük sevgi ve saygı, bu bağın da çok büyük işaretlerinden biridir.Türkiye millet olarak nereye yürüyor, bunlar nereye!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/ve-icimizdeki-sevrciler-1762045

 

 

6-Orhan Uğuroğlu-YeniÇağ
“30 Ağustos’u kazanan kutlar kaybedenler kutlamaz”

 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal diyor ki;"18 yıldır biz Cumhuriyetin kazanımlarını ve değerlerini yüceltiyoruz."Ben de diyorum ki;- Hayır, yüceltmiyor, köreltiyorsunuz…Ünal diyor ki;"15 Temmuz bir varoluş ve yok oluş mücadelesiydi."Ben de diyorum ki;19 Mayıs 1919'da Anadolu'ya ayak basmaktan,23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurmaktan,30 Ağustos 1922'de Büyük Taarruzu kazanmaktan,29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etmek, "varoluş ve yok oluş" değil midir?
Ünal diyor ki;"15 Temmuz'u bence milli bayramlarımızın karşısına koymak, Malazgirt'i 30 Ağustos'un karşısına koymak doğru değil.Ben de diyorum ki;Pandemi varken 15 Temmuz'u 3 bin aktivite ile Malazgirt'i de günlerce kutlamak, pandemi var diye 30 Ağustos'u yasaklamak hangi akla hizmettir?
Ünal diyor ki;"15 Temmuz kutlamaları da henüz daha 4. yılında olduğu için doğal olarak 15 Temmuz kutlamalarını erteleyemezsiniz. Diğer taraftan 15 Temmuz'u 4. senesinde kutlamamanızın toplumsal olarak başka sonuçları olur."Ben de diyorum ki;Hain darbe girişiminin hesabının AKP iktidarı tarafından verilmesi önemlidir, verilmemesi toplumsal sonuçlar doğurur…
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/30-agustosu-kazanan-kutlar-kaybedenler-kutlamaz-56690yy.htm

 

 

7-Orhan Tekelioğlu-T24
“Sanatta yerlilik mümkün mü? Abidin Dino arşivini karıştıtırken”

 

Yaşarken yayımlanmayan bir Abidin Dino yazısı ve Melih Cevdet Anday'ın Dino'ya yazdığı bir mektup bize "yerlilik" meselesinin nasıl ve hangi temelde tartışılması gerektiğini gösteriyor. Geleneksel kültürden yararlanmak sanıldığında çok daha zor olabilir
https://t24.com.tr/yazarlar/orhan-tekelioglu/sanatta-yerlilik-mumkun-mu-abidin-dino-arsivini-karistirirken,27842

 

 

8-Merdan Yanardağ-Birgün
“İslamcı hareketin-iktidarın açmazı”

 

Oysa Cumhuriyet’e ve kurulu düzene yönelik sol ve sosyalist eleştiri tarihsel olarak ilerici, kategorik bakımdan ise devrimci bir itirazdı. Cumhuriyeti aşarak onu ileriye taşıyacak biricik eleştiri de buydu. Ancak, bilindiği gibi Cumhuriyet’e yönelik tek eleştiri soldan gelen itiraz da değildi. Köklü bir gerici itiraz da vardı.Ülkenin sağlı sollu liberalleri ve kimi alık demokratları şimdi büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Türkiye’yi demokratikleştireceklerini varsaydıkları ve bu nedenle büyük destek verdikleri AKP (ve bir dönem Cemaat) iktidarının bir diktatörlük kurduğunu görmenin bir şaşkınlığı bu.. Diğer bir ifade ile aldatılmışlık duygusunun yarattığı derin bir hayal kırıklığı...
https://www.birgun.net/haber/islamci-hareketin-iktidarin-acmazi-313792

 

 

9-Cem Gürdeniz-Veryansın
“Büyük zafer, Yunanistan ve İtalya dünden bugüne”

 

Oluşan yeni ticaret rota aksı ile yeni jeopolitik ortak yaşam (Simbiosis) üzerinde çalışmamız gerekir. Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini ile İtalya’nın Mediterraneo Allargato (Geniş Akdeniz) doktrininin örtüşen çıkar alanlarını değerlendirmemizin zamanıdır. İtalya’nın BRI rotalarına ve ulaşım ağlarına ilaveten Türkiye İtalya ve Tunus/Libya üzerinden kurulacak yeni intermodal hatlar üzerinden Afrika’ya açılımın hızlanması kaçınılmaz olacaktır. Afrika’da Türk-İtalyan iş birliği gelecek için yeni fırsatlar sunacaktır. Bu kapsamda Türkiye, Karadeniz’de yeni bulunan Sakarya sahasında yabancı ortak arayışına girecekse Libya ve Doğu Akdeniz’de iş birliği potansiyelimizi göz önüne alarak İtalyan firmalarına çağrı yapabilir. Türk-İtalyan jeopolitik yaklaşımı gerçekte Türk karşıtı AB bloğunda olmasına rağmen, ABD’nin Türk tehdidini bahane ederek Yunanistan’da; Fransa’nın GKRY’de yaptığı askeri/siyasi yığınaklanmaya karşı bir denge sağlayabilir.
https://www.veryansintv.com/buyuk-zafer-yunanistan-ve-italya-dunden-bugune