Köşe Yazıları Yorumsuz - 28 Ekim 2020 Çarşamba

28 EKİM 2020, ÇARŞAMBA
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Sedat Ergin-Hürriyet
“Türk Rus ilişkileri bir kez daha stres halinde”

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerde yakın zamanlarda tarafların ciddi bir şekilde çatıştıkları, karşı karşıya geldikleri pek çok kriz yaşandı. Geçen şubat ayı sonunda İdlib’de yaşanan çatışmalar bunun en uç örneğiydi. Buna karşılık girilen bütün türbülanslarda her seferinde Erdoğan ile Putin arasında bulunan uzlaşı formülleriyle bu krizler bir şekilde atlatılabildi. ‘Çatışarak işbirliği yapmak ve rekabet etmek’ şeklinde nitelendirebileceğimiz kendine özgü bir ilişki modeli yerleşiyor Ankara ile Moskova arasında.
Bakalım bundan önceki krizlerde yerleşen bu kalıp Güney Kafkasya konusunda da kendisini tekrarlayacak mı? Türkiye ile Rusya bu aşamada bir uzlaşı noktasına yakın gibi görünmüyorlar. Galiba bir süre nefeslerimizi tutmamız gerekecek.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/turk-rus-iliskileri-bir-kez-daha-stres-testinde-41647725

 

2-Abdulkadir Selvi-Hürriyet
“Gülen Enver Altaylıyı Gül’e danışman yapmak istemiş”

Enver Altaylı’nın mektubunda Gülen’e bir de teşekkür var.
Altaylı, “Bu vesile ile zat-ı âlinize benim Cumhurbaşkanı nezdinde görev almam konusunda gösterdiğiniz gayret sebebiyle teşekkür etmek isterim” diyor.
Mektupta yazılanların bir kısmının sonuçlarını yukarıda paylaştım. Ancak Enver Altaylı’nın Gülen tarafından “Cumhurbaşkanı nezdinde” görev alması için girişimde bulunulup bulunulmadığı konusunu ise bilmiyorum. Onu ancak o tarihte Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül aydınlatabilir. Enver Altaylıgeçmişte Özal ve Demirel’e danışmanlıklar yapmış birisiydi. Yeniden Cumhurbaşkanlığı’nda görev almak istemesi hayatının doğal akışına aykırı değil. Ama dönemin Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül, Fetullah Gülen’in doğrudan ya da imamları aracılığıyla Enver Altaylı’nın Cumhurbaşkanlığı’nda görev alması konusunda bir girişimi olup olmadığını açıklamalı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/gulen-enver-altayliyi-gule-danisman-yapmak-istemis-41647713

3-Nedim Şener-Hürriyet
“Büyük oyunun şifrelerini savcılık çözecek”

Benim anlamadığım, Akşener’in, Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olup olmadığını sormak için neden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı arama ihtiyacı hissettiği...
Çünkü Buğra Kavuncu Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı bir kurumda görev yapmıyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde herhangi bir görevi de yok.
İkinci önemli konu, MİT’ten aldığı söylenen cevap...Akşener’in Ümit Özdağ’a söylediğine göre Hakan Fidan ile yaptığı görüşmesinde, “Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğuna dair bilgi yok” cevabı verilmiş.Burada şu ihtimaller söz konusu: Birincisi, MİT Buğra Kavuncu hakkında elindeki bilgiyi vermedi.İkincisi, MİT siyasetçilerin bu konudaki sorularına cevap vermek gibi bir görevi olmadığı için ve siyasi bir tartışmaya sebep olmamak adına “Bilgi yok” dedi.Üçüncüsü, Ümit Özdağ’ın söylediği gibi, “Akşener hakkında da FETÖ soruşturması olduğundan” elindeki bilgiyi paylaşmadı.“Bilgi yok” demek MİT açısından Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü KATİAD isimli dernekte üye ve yönetici olduğunu bilmemek demek,“Bilgi yok” demek Milli İstihbarat Teşkilatı, eski MİT mensubu olan dayısı Enver Altaylı ile ilgili hiçbir şey bilmiyor demektir.Peki bu mümkün mü?MİT’in, Buğra Kavuncu’nun dayısı Enver Altaylı ile ilgili yalnız iç değil yurtdışı bağlantıları hakkında da en ince ayrıntısına kadar bilgi sahibi olduğundan kimsenin şüphesi yoktur sanırım.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/buyuk-oyunun-sifrelerini-savcilik-cozecek-41647708

4-Salih Tuna-Sabah
“Yeni dünyanın eşiğinde”

Yepyeni bir dünyanın eşiğindeyiz artık.O 90'lı yıllardaki tek kutuplu dünya uzun sürmedi. Putin Rusya'yı toparladı, Çin de ABD'yle boy ölçüşebilecek ekonomik güç haline geldi.Geçen günkü Aydınlık'ta yayımlanan yazısında Aleksandr Dugin ABD'deki başkanlık seçimi hakkında şöyle diyor: "Gözümüzün önünde Amerikan çikolatası kırılıyor diyor... Bu artık sadece seçim kampanyası değil, tam teşekküllü bir İç Savaş'ın ilk aşaması..."
Türkiye, Soğuk Savaş dönemi fırsatını yazık ki heba etti. Gereksiz tartışmalarla (sağsol, seküler- dindar) boşu boşuna enerjisini tüketti.Artık yeni bir dünyanın eşiğindeyiz.
Bu fırsatı heba etme lüksümüz yok.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/10/28/yeni-dunyanin-esiginde

 

5-Kerem Alkin-Sabah
“Ekonomiye güvenin 6 koşulu”

Güvenilir' bir ekonominin inşasının, ekonomiye 'güven' duyulmasının öncelikli koşulu ise, 'güçlü' ve 'sürdürülebilir' bir ekonomi oluşturmaktan geçer. 'Güvenilir' ve 'sürdürülebilir' bir ekonominin sac ayaklarını da 6 temel başlıkta sıralayabiliriz: Güçlü doğal kaynaklar, güçlü fiziki sermaye ve altyapı, toplam nüfus ve işgücü, yüksek nitelikte insan kıymetleri, teknoloji üretme kapasitesi ve güçlü hukuk sistemi. Türkiye, bu 6 başlıkta da, dünyada sayılı 'şanslı' ülkeler arasında yer alan, Avrasya'da bu konuda ilk üçte yer alan bir ekonomi. Bu nedenle, küresel virüs salgını sonrası, Türkiye dünyanın sayılı 'üretim merkezi'nden birisi olarak, küresel tedarik zincirindeki rolünü katlayan bir ekonomi olmayı sürdürecek.
Ülke ekonomisine 'güven' duyulmasının, 'sürdürülebilir' bir büyümeyi yakalamanın 6 temel koşulu olan yukarıdaki başlıklar adına, her gün yeni bir önemli haberi gündemimize alıyoruz. Ülkemizin yerüstü ve yeraltı kaynaklarına yönelik yeni düzenlemeler, hidrokarbon imkânlarımız ve madenlerimiz için yeni atılımlar, 405 milyar m3'lük doğalgaz rezervi, genç ve nitelikli insan kaynağımız ve işgücümüz; dünyanın önde gelen yatırımcı ülkeleri ve şirketleri, Türkiye'nin 'güvenilir liman' tedarikçi ülke olmasının fazlasıyla farkında olarak, Türkiye'ye yönelik yeni yatırım hamlelerini radarlarına almaktalar.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/10/28/ekonomiye-guvenin-6-kosulu

 

6-Maharrem Sarıkaya-Habertürk
“Türkiyelileşmede uzlaştılar”

Bunun üzerine HDP yönetimi, Bilgen ile görüşmek için Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ile bir milletvekilini görevlendirdi.Aktarıldığına göre cezaevinde yapılan görüşmede Bilgen’e şu mesaj iletilmiş:“Farklı konulardaki görüşlerini açıktan dile getirmene saygı duyuyoruz, ama parti ile ilgili eleştirilerini bize iletmenin önünde bir engel yok…”Görüşmede partinin Türkiyelileşme adımlarının daha görünür olacağına ilişkin mesaj da iletilmiş.Nitekim dün HDP Grup toplantısı ve sonrasında TBMM Genel Kurulu’nda Hatay’ın İskenderun ilçesinde önceki gün yaşanan bombalı eyleme dönük tutum net ortaya konuldu.HDP Grubunda söz alan Eş Genel Başkan Mithat Sancar konuşmasına yaşanan olayla başlayıp ekledi:“Dün akşam İskenderun’da acı bir olay yaşandı. Tesellimiz çok fazla zararın ortaya çıkmaması ve can kaybının yaşanmamış olmasıdır. Canlı bomba saldırısı olduğu söyleniyor. Bunu en sert şekilde kınıyoruz.” Ardından da TBMM Genel Kurulu’nda Grup Başkanvekili Oluç söz alıp bombalı eylemi en sert şekilde kınadıklarını açıkladı.HDP’de bir süredir devam eden “Tersine Türkiyelileşme”tartışmasının, Eş Genel Başkan Sancar’ın da öteden beri bilinen “Türkiyelileşme” yönünde ilerlemesi kararıyla sonuçlandığını söyleyebilirim.Ancak unutulmamalı ki geçmişte Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş da bu yönde epey uğraştı.Bakalım bu kez bu yönde ilerleme sağlanabilecek mi?
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2850412-turkiyelilesmede-uzlastilar


7-Necdet Ersenel- YeniŞafak
“Ankara Bakü ittifakından Rusya mı rahatsız ABD mi”

Putin, iki ülke arasında ciddi anlaşmazlık konusu olan alanlarda -örneğin Kırım- dahi konunun üzerinde hiç durmadığı gibi, Rus hariciyesinin genetik kodlarında yazılı ‘septik diplomasi’ kabulleri yüzünden Kremlin’den hiç işitilmemiş “güveniyoruz” kelimesini dahi kullandı; “Türkiye ile çalışmak güvenli. Türkiye’yle olan görüş ayrılıklarından kaygı duymuyoruz”!.. Rusya, bir önceki yazımızda paylaştık, Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya’da görünürlüğünün yükselmesinden tabii memnun değil. Esasen Ankara hazırdaki kriz yüzünden aktif olmuş da değil. Mesela, Pakistan’la başlayan, Kazakistan’la devam eden ve Özbekistan’a ulaşan Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ziyaretleri de bu bağlamda ele alınmalı.,
https://www.yenisafak.com/yazarlar/nedretersanel/ankara-baku-ittifakindan-rusya-mi-rahatsiz-abd-mi-2056634

 

8-Taha Akyol-Karar
“Çin mallarını boykot edelim mi”

Bırakın Çin’i, bizim hükümetimiz mesela Putin’e hiç “birkaç yüz bin Suriyeliyi de siz alın dedi” mi? Ankara Avrupa’ya yüklenirken Çin’e neden ses çıkarmıyor? Elbette içinde bulunduğumuz ağır iktisadi sıkıntılar yüzünden! Batı ülkeleriyle bozuşurken Çin’le de bozuşmanın manası yok! Çin’le biraz swap yapıyoruz! Belki kredi de alıyoruzdur?
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/cin-mallarini-boykot-edelim-mi-1587533

 

9-Aytunç Erkin-Sözcü
“İktidar ABD ile hesaplaşmak istiyor mu”

Çok ilginç değil mi? Siz… Size yakın genç bir gazeteciye, 2018'de, ‘Yö­nünü Şaşıran Ok: FETÖ, Kılıçdaroğlu ve arkadaşları' kitabını yaz­dıracaksınız… Bu kitabı her platformda dağıtıp, övecek­siniz… İzmir'de fotoğraf­larla sergi açıp, CHP'nin örgütle olan bağını anla­tacaksınız… Ve bunun adı fikir özgürlüğü olacak… Ama… Sizin aleyhinizde, bir kitap yazılacak ve siz kitabı toplatacaksınız…SONUÇ: İktidar, baş düşmanın Amerika olduğu­nu net bir şekilde görme­diği sürece Enver Altaylı ve onun çizgisindekiler­le hesaplaşamaz! Kork­mayın, yüzleşin!
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/aytunc-erkin/iktidar-abd-ile-hesaplasmak-istiyor-mu-mitci-enver-altayliyi-bir-de-boyle-okuyun-6100683/