Köşe Yazıları Yorumsuz - 24 Ağustos 2020 Pazartesi

24 AĞUSTOS 2020, PAZARTESİ
KÖŞE YAZILARI



1-Ahme Hakan-Hürriyet
“Herşeye rağmen hala bir ortak noktamız var 30 Ağustos”

 

30 Ağustos, bu milletin her ferdinin anlamını çok iyi bildiği ve kapı gibi arkasında durduğu en büyük zaferimizdir. Hangi görüşten olursa olsun, hangi ittifakın içinde yer alırsa alsın, hangi partiyi desteklerse desteklesin...
Bu milletin her ferdi, 30 Ağustos için canını verir canını.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/her-seye-ragmen-hala-bir-ortak-paydamiz-var-30-agustos-41593893



2-Osman Müftüoğlu-Hürriyet
“Maske bir numaralı mesele”

 

Geçen haftaki maske teftişi raporunun özetini başlıkta verdim. İstanbul’da da Bodrum’da da haziran başında gösterilen maske uyumundan eser yok. Ya maskeler “kolye olup” boyunlara asılmış ya da kişiyi takım kaptanı haline getirip kola “pazubent” şeklinde iliştirilmiş durumda. Maske isyanını sadece sokaktaki vatandaşta gözlemlesem neyse. İstanbul’da da Bodrum’da da ziyaret ettiğim müesseseler hatta çok yıldızlı restoran ve otellerde de ciddi bir maske uyumsuzluğu var. O koca koca ve çok yıldızlı restoranların çoğu, üstelik sadece maske meselesini de boş vermiş değiller. Ne kapıda ateş kontrolü yapıyorlar ne de masalar ve sandalyeler arasında olması gereken sosyal mesafe kurallarına uyum gösteriyorlar. İşte bu nedenle mesele sadece Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın meselesi olmaktan çoktan çıkmış, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy’un da devreye girmesi gereken acil bir problem haline gelmiş. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi, bilim insanlarımız virüsün eni boyu, genetik huyu, virüse etkili ilaçlar ve aşılar kadar toplumu maske takmaya özendirecek tavsiyeler konusuna da kafa patlatmak zorundalar.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/maske-bir-numarali-mesele-41593886



3-Kerem Alkin-Sabah
“320 Milyar m3 le 5 olumlu sonuç”

 

AHaber ve APara'nın Çin muhabiri Sadi Kaymaz'ın hafta sonu paylaştığı bir bilgi, enerjide dışa bağımlı Çin'in, Sovyetler Birliği'nin baskısını ensesinde hissettiği günlerde, 1950'lerde Heilongjiang Eyaleti'nde, sonradan Daqing (Büyük Kutlama) olarak adlandırılacak bölgede, Çin'e 2000'li yılların başına kadar 'enerjide kendi kendine yetebilme' noktasında büyük imkan sağlayan petrol rezervi keşfiyle 'kalkınma hikayesi'ni bütünüyle değiştirdiği gerçeğidir. O gün Sovyet teknisyenler, Moskova'nın emriyle çalışmalardan çekilir. Bugün, kendilerine 'çekilme' telkini yapılan iki AB vatandaşının, Türkiye lehine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı talep ederek, sondaj çalışmalarına katılmayı sürdürdüklerini Bakan Dönmez'den büyük bir mutlulukla öğrendik.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/08/24/320-milyar-m3le-5-olumlu-sonuc



4-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Zor dönemi müjdelerle geçmek”

 

Faiz artırımına zorlayan temel neden, sermaye hareketlerinin tersine dönmesinin de etkisiyle rezervlerin azalmasına karşılık, ekonomideki normalleşme sonucu cari açığın artması. Döviz gelirimiz azalırken ihtiyacımız artıyor. Bunun için büyümenin frenine hafifçe dokunuldu. Döviz ihtiyacımız frenlenmeye çalışılıyor. Kur atağına karşı önlemlerden biri bu. İşe de kısmen yarıyor.
-Daha iyi sonuç almanın diğer yolu ise dış kaynak bulmak. Bu da swap veya dış borç şeklinde olabilir.
-Döviz gelirlerinin kalıcı şekilde artırılması ise biraz zaman alacak. Öncelikle pandeminin geçmesine bağlı. İhracat toparladı ama turizm ile hizmet gelirleri düşük. Sorun da buradaki döviz kaybından kaynaklanıyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2781659-zor-donemi-mujdelerle-gecmek



5-Çetiner Çetin-Habertürk
“İstanbul Mafyanın hesaplaşma merkezi olmamalı”

 

Mutabakat Hükümetinin İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın anlaşmayı memnuniyetle karşılaması ve hükümetinin Mısır ile ilişkileri geliştirmeye hazır olduğunu ifade etmesi, Sarrac’ın Sisi’ye teşekkür etmesi elbette bölgesel dengeler gereği önemli.Ancak yukarıda söz ettiğim baş döndürücü diplomasi trafiği ile Trablus hükümetinin aklının çelinmesine izin verilmemelidir. Bu nedenle Türkiye’nin görüşünün belirleyici olması için bölgedeki çalışmalarına hız vermesi gerekmektedir.Savunma Bakanı Akar ve Katar Savunma Bakanı Halid el Attiye, UMH Başbakanı Fayez el Sarrac’la bir anlaşma imzaladılar. Kulislerden aldığım bilgilere göre, bu anlaşma sayesinde Misrata Limanı’nın bir kısmının 99 yıllık bir işletme yetkisi garantisi altında Türkiye’ye verilmesi planlanıyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/cetiner-cetin/2781623-istanbul-mafyanin-hesaplasma-merkezi-olmamali

 

 

6-Mustafa Karaalioğlu-Karar
“Eksen nasıl olunur nasıl olummaz”

 

Ne var ki bu meselenin bir yönüdür. Listede olanlara bakılırsa, rezervi trilyonlarla ölçülen ülkeler nasıl eksen olamıyorsa ve tarihi yeniden yazamıyorsa hatta fakirlikten kurtulamıyorsa; bir metreküp doğalgazı dahi olmayan, adı listeye bulunmayan birçok ülke pekala eksen olabiliyor. Hiçbir ülke “sadece” doğal zenginlikleri yüzünden büyük ve güçlü olamaz. Büyük ülke olmak, eksen olmak öncelikle büyük teknoloji, büyük sanayi, büyük inovasyon, büyük hukuk ve büyük eğitimle mümkündür. Böyle olduğu için de dünyanın doğal kaynaklar listesi yukarıdaki gibidir ama zenginler listesi, en büyük ekonomiler sıralaması bambaşkadır. Türkiye’nin ekonomik darboğazı sürüyor. Yeterince üretememe, teknolojide geri kalma, kaliteli işgücü eksikliği ve liyakata bağlı verimsizliği yani yapısal problemleri yerinde duruyor. Doğalgaz da petrol de bunlara çare değil… Sevinelim, mutlu olalım, asla küçümsemeyelim ve yeni rezervler için umut besleyelim ama gerçekçi olmayı sakın ihmal etmeyelim.
https://www.karar.com/eksen-nasil-olunur-nasil-olunamaz-1581632

 

 

7-Yıldıray Oğur-Karar
“Sevinmiyorlar diye sevinmek”

 

Doğalgazda Rusya, İran ve Azerbaycan’a bağımlıyken, kendi doğalgaz rezervlerimizi bulduğumuzda bunun neden “Doğu-Batı ekseninin Doğu lehine değişimi” anlamında geldiğini, bu kadarlık doğalgaz rezervinden nasıl olup da “Doğu ve Batı ekseni değil Türkiye ekseni”ne varıldığı anlaşılamadı, ülkenin eksenini değiştirme merakı, ortada somut bir kazanım varken, afaki sloganlara devam edilmesi ağızlarda ekşi bir tat bıraktı.Bunlardan biri yüzünden sevincine gölge düşenler “sevinemediler” diye sevinçle parmak gösterildiler. Gazın çıkarma maliyetini sorgulayanlar, tek kuyunun yeterli olup olmadığını sorma cesaretini gösterenler ise doğrudan hazımsızlar listesine yazıldılar.Çünkü artık iktidara yakın bazı kesimleri birlikte sevinmek değil, karşıt görüştekilerin kötülüğünü, hainliğini teşhir etmek heyecanlandırıyor. İlk refleks kapsamak değil, dışlamak, çekmek değil itmek. Bunu ülkemiz için üzülerek, ah ederek değil, gizleyemedikleri büyük bir heyecanla yapıyorlar. Neredeyse bazı insanların sevinememelerine seviniyor gibiler.Belki de insanların sevinememesinin sebebi de tam olarak budur.
https://www.karar.com/sevinmiyorlar-diye-sevinmek-1581640

 

 

8-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“Libya ateşkesinin hedefi ne”

 

ABD, petrol bölgesini denize açmak için Libya’nın ortasında askerden arındırılmış bir bölge istiyor ve Türkiye’yi de buna zorluyor.Bu, Türkiye’nin işine gelir mi? Soru işaretli! Çünkü bu merkezdeki bölge, Libya’yı ikiye, hatta üçe bölme riski taşımaktadır.Libya’nın bölünmesi ise en çok Türkiye’nin aleyhinedir. Çünkü Ankara ile Trablus’un imzaladığı deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması, coğrafi olarak ters tarafta kalmaktadır. Yani Türkiye’nin denizden komşusu Trablus değil, Tobruk’tur. O nedenle artık önümüzdeki mesele şudur: Türkiye açısından Libya’daki ateşkes; ABD’yle işbirliği yapılırsa bölünmeye, Rusya’yla işbirliği yapılırsa bütünlüğe ilerler...
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/libya-ateskesinin-hedefi-ne-1760554

 

 

9-Ardan Zentürk-Star
“Gücünü sakla zamana oyna”

 

Çünkü, Rusya, bu mücadelede, Avrasya kavramını ABD-AB hattındaki Atlantik emperyalizmine karşı alternatif gören siyasi akımın aksine, ABD’nin yanında yer alacağını gösteriyor. Hindistan-Çin sınır çatışmasından hemen sonra Yeni Delhi’ye gelişmiş savaş araçlarını derhal satması, buna karşılık Çin’le yapılan S-400 anlaşmasını askıya alması dikkat çekici…
Çin’in 1960’larda Sovyet-Çin sınır çatışmasına yol açan Rusya’nın nüfusu az, toprakları çok geniş Uzakdoğu bölgesine bugüne kadar yaklaşık 600 bin Çinliyi ticaret anlaşmaları çerçevesinde kaydırması Moskova tarafından “jeostratejik saatli bomba” olarak değerlendiriliyor.
Çin’in son olarak, Çing Hanedanı döneminde Çin toprağı olan ve 1860 Pekin Anlaşması çerçevesinde Rusya’ya bırakılan Vladivostok bölgesine dönük “geri alma manevraları” gerginliği tırmandırmış durumda.Sonuç itibariyle çok geniş bir coğrafyada 6.5 milyon Rusya vatandaşı, sınır hemen öte yakasında yerleşik 110 milyon Çinliyle yaşıyor.
Şu sözü her zaman önemsemişimdir: Rusya’nın Avrupa’da güçlü, Asya’da güçsüz olması küresel dengeler açısından büyük sorundur.
https://www.star.com.tr/yazar/gucunu-sakla-zamana-oyna-yazi-1567499/

 

 

10-Orhan Uğuroğlu-Yeniçağ
“Bahçeli gaza neden gelmedi”

 

Cumhuriyet yazarı kardeşim Mustafa Balbay CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sordu:- "Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili en azından yol yöntem konusunu netleştirmezseniz başınız çok ağrımayacak mı?" Kılıçdaroğlu tam da yazılarımda sık sık vurguladığım gibi şu karşılığı verdi:"Şu anda bir ittifakın içindeyiz. Cumhurbaşkanı adaylığı gündeme geldiğinde önce ittifak içindeki partilerin genel başkanları ile konuşuruz. Burada iki yol var: - Her parti kendi adayını mı çıkaracak,
- Ortak aday mı çıkacak?
Bu tercihe göre aday belirleriz.
Bunun da öncesinde nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz sorusuna ortak bir yanıt bulacağız.
Cumhurbaşkanı devletin başı olarak birleştirici, temsil sorumlulukları alan bir konumda olmalı.
Asıl icracı başbakan olmalı.
Bugünkü sistemin yanlışları yaşanarak da görüldü. İyi anlatabildiğimizde toplum bizim önerimizi tercih edecektir..."
Bahçeli ve Erdoğan'ın İYİ Parti'ye ve Meral Akşener'e yaptıkları, "Yuvaya dön" çağrısına karşılık Kılıçdaroğlu Millet İttifakı olarak rövanş için şöyle bir çağrı yapsa:
- "Sayın Devlet Bahçeli, 2 yıllık cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi vatandaşın sorunlarına yanıt vermiyor. Ülkenin iç ve dış sorunları giderek ağırlaşıyor. Yeter bitsin bu çile, haydi muhalefet cephesine katılın…"
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bahceli-gaza-neden-gelmedi-56637yy.htm

 

 

11-Fikret Bila-T24
“Eksen kayması”

 

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ve Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolundan oluşan eksenden, dini-muhafazarkârlığa dayalı, Osmanlı'nın yükseliş dönemlerini yeniden yakalama hayali içinde, tekrarlanması mümkün olmayan tarihin derinliklerine yönelmiş bir eksen kaymasından söz edilebilir.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/eksen-kaymasi,27774