Köşe Yazıları Yorumsuz - 23 Ağustos 2020 Pazar

23 AĞUSTOS 2020, PAZAR
KÖŞE YAZILARI



1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Kesici, Altay,Yavaş,İmamoğlu gibi olmak”

 

BEN de milletimin ezici çoğunluğu gibi...
Düzenli ya da düzensiz hiç test yaptırmadım.Fakat ülkemizin bir genel müdürünün “Yaptırdığım düzenli testler sonucu COVID’e yakalandığımı öğrendim” diye tweet atmasından sonra...
Bu ülkede düzenli test yaptıran imtiyazlı bir kesimin olduğunu anlamış oldum.Düzenli testler yaptıranlar kategorisi...
Bizim sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir kitle olmamızın önündeki en büyük engeldir.
Bu düzene derhal son verilmelidir.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/kesici-altay-yavas-imamoglu-gibi-olmak-41593554



2-Dilek Güngör-Sabah
“Vatandaş için daha ekonomik olacak”

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 2017'de Enerji Bakanlığı döneminde 'Milli Enerji ve Maden Politikası'nda çizdiği strateji, Türkiye'nin sadece denizlerde doğalgaza ulaşmasını sağlamadı aynı zamanda ucuz maliyetle bu işlerin yapılmasının da önünü açtı. Daha önce Karadeniz'de uluslararası şirketlerle yapılan anlaşmalarda TPAO arama maliyetinin yüzde 50'sini karşılıyordu. En son Shell ile yapılan anlaşmada 360 milyon dolar arama maliyeti için sözleşme imzalanmıştı. Madison Oil, Petrobras, BP ile yapılan anlaşmalarda da benzer maliyetler söz konusuydu. Üstelik, arama faaliyetleri her ne kadar yüzde 50-50 ortaklığında sözleşme imzalansa da küresel şirketlerin tekelindeydi. Gemiler istedikleri zaman çalışmayabiliyordu. Örneğin, şu anda Akdeniz'de arama yapan birçok şirketin gemisi limanlarda bekliyor. Albayrak'ın çizdiği stratejiyle milli gemilerine kavuşan Türkiye, hem bu tür olumsuzlukları bertaraf etmiş oldu hem de yerli ekipman ve Türk mühendislerin çalışmalarıyla arama maliyetleri neredeyse 10'da bire kadar indirildi. Bugün TPAO'nun envanterindeki gemilerle yapılan sondajlarda bir kuyu açmanın maliyeti 16-20 milyon dolara kadar gerilemiş durumda…
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2020/08/23/vatandas-icin-daha-ekonomik-olacak-1598148316

 

 

3-Ergün Yıldırım-YeniŞafak
“Pedofiliye uzanan dişil isyan, Müslüman evin baştan çıkarılan kızı”

 

11 yaşındaki çocuğu ailesine karşı, Müslümanlığa karşı ve aileye karşı ayartan bu ahlaksız düşünce pedofiliye kadar işi vardırıyor. Beyaz bilinçaltında aslında Amy siyahtır, Müslümandır, göçmen köle kızdır. O nedenle onun üzerinde yaptığı utanmazlıkla birkaç şeyi birden gerçekleştiriyor. Müslüman, siyah ve çocuk kız aile ve evlerine isyan ettiriliyor. Evden ruhları ve gönülleri kaçıyor. Sonra “efendilerin” onlara paket program olarak ürettikleri rüyalara tav oluyorlar. Pedofiliyi yaymak ve meşrulaştırmak için aktör haline dönüyorlar. Cinselliğin utanmaz pazarlarını “rüya” diye lanse ediyorlar. Dini nikahlı evli genç ergenlere veba diyen düşünce, çocuğun seks objesi haline getirilmesine ne diyorlar acaba?
Netflix, bir dijital platform değil sadece. Bu yaptıklarıyla köleleştirme, sahte rüya pazarlama ve evi yıkma projesidir. Kız çocuklarını cinsellik temelinde teşhir etme sahnesidir. Lezbiyen, oğlancılık ve trans-cinsiyetten sonra şimdi de kız çocuklarını cinsel haz temelinde gösteriye çıkaran bir köle taciridir.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ergunyildirim/pedofiliye-uzanan-disil-isyan-musluman-evin-bastan-cikarilan-kizi-2056021

 

 

4-Taha Akyol-Karar
“Büyük müjde”

 

Doğal gaz keşfi üzerine Bakan Albayrak’ın ekonomik üslupla yetinmeyerek “ne doğu, ne batı, yeni eksen Türkiye” diye konuşması son derecede önemlidir.Sayın Albayrak siyasi aidiyet ve sadakat eksenimizin Türkiye olmasını kastediyorsa elbette böyledir. Fakat gaz bulunana kadar iktidar 18 yıldır böyle değil miydi?!18 yıldır Ak Parti iktidarının “eksen”i neydi? “AB projesi Cumhuriyet’ten sonra en büyük modernleşme projesidir” diye konuşurken eksen neydi?Batı’dan 220 milyar dolar yatırım sermayesi alırken iktidarın ekseni neydi?Bu “ne doğu, ne batı” söylemi, Nasır’dan, İran Devrimi’ne (lâ şarkiye, lâ garbiye), hatta Tito ve bir ölçüde Nehru’ya kadar, Üçüncü Dünyacı bir slogandır.Sayın Bakan’ın bu fevkalade önemli meseleyi açıklığa kavuşturmasına ihtiyaç var.
https://www.karar.com/buyuk-mujde-1581503

 


5-Mehmet Ocaktan-Karar
“Keşke kendi Ortaçağımızdan biraz ayrılabilsek”

 

Neyse ki sayıları az da olsa keman virtüözümüz Suna Kan ve piyanoda Fazıl Say, Güher & Süher Pekinel, Gülsin Onay, Hüsiyen Sermet ve İdil Biret gibi değerlerimiz yüzümüzü ağartmaya devam ediyorlar.Biliyorum ki birileri “Bunlar klasik Batı müziği alanındaki sanatçılarımız, peki bu ülkede Türk musikisini yok mu sayacağız, Dede Efendilere, Hacı Arif Beylere, Tatyos Efendilere, Münir Nurettinlere yolunuz uğramaz mı sizin hiç?”İşte esas mesele bu... Peki günümüzün insanları neden Dede Efendi’yi, Hacı Arif Bey’i dinlemiyor dersiniz?Çünkü onları bugüne taşıyacak, çağdaş müziğin enstrümanlarıyla günümüze taşıyacak sanat insanlarından mahrumuz. Kimse Türk musikisinin ruh ve kültürel iklimini zenginleştirerek, gerekirse yeniden yaratarak bugüne taşıma zahmetine katlanmıyor. Bırakın Dede Efendi’yi bu ülkede 20-30 yıl önce üretilen Türk sanat müziği ayarında yeni şarkılar bile üretilmiyor.
https://www.karar.com/keske-kendi-ortacagimizdan-biraz-ayrilabilsek-1581501

 

 

6- Aytunç Erkin- Sözcü
“Tek bir kuyu üzerinden rezerv açıklanmasının bilimsel bir değeri yok”


Petrol Mühendisi Necdet Pamir, 320 milyar metreküplük doğalgaz yatağı açıklamasını böyle değerlendirdi…“Tuna 1 kuyusu, Fatih Derin Su Sondaj gemisi tarafından halen delinmekte. Tek bir kuyu (tamamlansa bile) üzerinden, acele rezerv açıklanmasının bilimsel bir değeri yok. Bir rezervuarı tanımlayacak yeterli sayıda kuyu açılmadan… Bu kuyularda uzun süreli akış testleri yapmadan… Açıklanan rezerv miktarları tamamen kamuoyunda yanıltıcı etki yaratmakta.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/aytunc-erkin/tek-bir-kuyu-uzerinden-rezerv-aciklanmasinin-bilimsel-bir-degeri-yok-6001944/

 

 

7-Emre Kongar-Cumhuriyet
“Baskıcı rejimde demokratik cephe”

 

Birinci zayıf nokta, Demokratik rejimin virüslerinden biri olan ırkçılık siyaseti çizgisindedir: Türkçülük geleneğinden gelen İYİ Parti ile Kürtçülük geleneğinden gelen HDP’nin, bu cephe içinde “Demokrasiyi yeniden kurmak” hedefinde birlikte hareket etmeleri, iktidar tarafından istismar edilebilecek ilk noktadır. (İktidarın terör örgütü PKK ve milliyetçilik vurgusu bu noktadaki istismarın dışa vurumudur)İkinci zayıf nokta, yine Demokratik rejimin virüslerinden biri olan dinci siyaset eksenindedir: CHP’nin laiklik ilkesi ile, “Demokratik Cephe” içinde yer alan muhafazakâr partilerin özellikle de SAADET Partisi ile İYİ Parti’nin bazı kesimlerinin arasındaki farklılıklar da iktidar tarafından istismar edilebilecek ikinci noktadır. (İktidarın Ayasofya’yı ve Diyanet Başkanlığı’nı öne çıkarma hamleleri bu noktadaki istismarın belirtileridir.)“Demokratik Cephe”, Demokratik Rejimin düşmanları olan ırkçılık ve dincilik tuzaklarına düşmezse ilk seçimde başarıya ulaşacaktır.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/baskici-rejimde-demokratik-cephe-1760326

 


8-Bigehan Uçak- T24
“Yapmama seçimi ve ortak aday”


Partisiz, güçsüz, kabinesi İttifak’ın seçtiği partililerden oluşacak olan Abdullah Gül’e, üstelik "yapmama seçimine" giderken, aylar - yıllar öncesinden oy vermeyeceğini açıklamanın kapristen başka hiçbir manası yok. Ekonomik kriz, erken seçim ihtimalini güçlendirdikçe muhalefetin adayının kim olacağı da gündeme gelmeye başladı."Erken" değil de "baskın" bir seçim ihtimalini göz önünde bulunduran Kemal Kılıçdaroğlu, poker masasında kartı köşesinden kıvırıp bakarcasına Cumhuriyet’teki söyleşisinde Abdullah Gül adını ortaya attı, şimdi geriye çekilip tepkileri değerlendiriyor. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’a karşı çıkabilecek en güçlü isim ve yerel seçimlerden beri CHP’nin değil Millet İttifakı’nın başı olarak kendini konumlandıran Kılıçdaroğlu da bu gerçeğin farkında
https://t24.com.tr/yazarlar/bilgehan-ucak/yapmama-secimi-ve-ortak-aday,27752,

 

 

9-Cem Gürdeniz-Veryansın
“Karadeniz-Sakarya-Mavi Vatan”

 

Bugün hem iktidar hem muhalefet hem de emperyalizmin emrindeki Atlantik mandacıları yaşananlardan ders çıkarmalıdır. Unutulmamalıdır ki tarihin bugünkü kesitinde ülkemizde siyasi görüşü ne olursa olsun ulusalcı, vatanperver ve Atatürk takipçisi sessiz ve büyük bir çoğunluk vardır. Bu çoğunluğun temsil edildiği ana akım siyasi parti henüz yoktur. Bu çoğunluk devletin bekası, gönenci ve aydınlık geleceğine inanır. İçindeki Mustafa Kemal sabrını, dayanma ve direnme güdüsünü asla yitirmez, asla umutsuzluğa kapılmaz. İktidar partisi oy kaybetsin diye devlet gemisine bilerek zarar vermez; jeopolitik kayıplara tahammül etmez. Türk ekonomisine ve özellikle Özal’ın 24 Ocak tüketim ekonomisinden, Mustafa Kemal’in üretim ekonomisine geçmesine katkı sağlayacak enerji kaynaklarının mavi vatan diplerinden çıkarılmasını coşkuyla karşılar.
https://www.veryansintv.com/karadeniz-sakarya-ve-mavi-vatan