Köşe Yazıları Yorumsuz - 21 Kasım 2020 Cumartesi

21 KASIM 2020, CUMARTESİ
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“Transatlantik ilişkilerde yeni bir umut var mı”

Halbuki Obama çok daha etkin biçimde Amerikan merkezli bir siyaset takip ediyordu. Bunu da diğer NATO üyelerini pek küstürmeden yapıyordu. Biden dönemi de eğer Obama'nın tekrarı olacaksa Avrupalıların bu kadar sevinmesini gerektiren bir durum yok diyebiliriz.
Zaten Amerikan dış politikası girdiği izolasyoncu zihniyetten kolay kolay çıkacak gibi görünmediği için Avrupalı ülkelerin de kendi başının çaresine bakmayı öğrenmesi gerekiyor. Fakat her seferinde boş ümitlere kapılmayı sürdürdükçe zaman kaybediyorlar. Obama döneminde yeni ilişki şartlarını anlamamışlardı. Trump döneminde anladılar. Ama Biden döneminde unutma eğilimi gösterecek olurlarsaAvrupa'nın göbeğinde kopabilecek güvenlik sorunlarına hazırlıksızyakalanabileceklerini söyleyebiliriz.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/11/21/transatlantik-iliskilerde-yeni-bir-umut-var-mi

 

2-Necdet Ersenel-YeniŞafak
“Yeni reformlar Biden’a hoş geldin mi”

Trump’ın 2016’da seçilmesiyle harekete geçirilen “Rusya ile gizli anlaşma yaptı” suçlamasının da mimarlarındandır Rice. Diğeri de Obama’ydı. Rice’ın Dışişleri Bakanlığını Senato onaylar mı ayrı konu. Ama soru, bu ve yazamadığımız birçok olayın politik faili olarak nasıl bir Dışişleri Bakanı olacağıdır.‘Ekibin’ Rusya, İran, İsrail, Türkiye, Çin, Afganistan, Hindistan, Avrupa ülkeleriyle politikalarının ne olacağı ile Ankara’nın hazırlıklarına ayrıca bakmak gerekiyor…Son reform adımları ile kimi siyasilerin açıklamalarını Biden’ın seçilmesi ile ilintilendiren görüşleri tartmak gerekiyor. Mesela bana ağır geliyorlar…
https://www.yenisafak.com/yazarlar/nedretersanel/yeni-reformlar-bidena-hos-geldin-mi-2056848

 

3-ibrahim Kiras-Karar
“Hukukun dışına çıkan hukuk tartışması”

Burada adaletsizliğin ve hukuksuzluğun mağdurunun kimliği önemli mi? Elbette değil. Bu noktada adaleti -veya hükümetin bugünlerde ortaya attığı adıyla hukuk reformunu- belirli kişiler için mi isteyeceğiz? Tabii ki hayır. Ama maalesef Bülent Arınç’ın tv mülakatından yansıyan sözlerinin başlattığı tartışma bunun tam aksi yönünde cereyan etmekte. Arınç’ın Selahattin Demirtaş’ın kitaplarını beğendiğini söylemesi, bu kitapları okuyarak Kürt sorununun vahametini daha iyi anladığını ifade etmesi meseleyi bambaşka bir yere taşıdı.
Şimdi HDP’nin terörle mesafesi tartışılıyor, hukukun üstünlüğü değil.PKK’nın cinayetlerine kurban giden masum siviller ve asker-polis şehitlerimiz gündeme geliyor yargının siyasallaşması eleştirilerinin karşısına.Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılmasına yönelik şikâyet ve itirazları topyekûn Kürt sorunu ve terör tartışması susturuyor. Demirtaş’ın kitaplarının içeriği konuşuluyor asıl konuşulması gereken sistemik sorunlar yerine. Sonuçta mesele sanki Demirtaş meselesiymiş gibi anlaşılıyor toplumun hiç değilse bir bölümünde.
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/hukukun-disina-cikan-hukuk-tartismasi-1587752

 

4-Nedim Türkmen-Sözcü
“2050’de bir ekonomistin dünya rehberi”

Büyük ölçüde Çin ve Hindistan'ın yükselişinin etkisiyle, küresel GSYH'nın yükselen pazar payı da yükseliyor. 2000 yılında, gelişmekte olan piyasalar küresel üretimin yaklaşık beşte birini oluşturdu.Bu piyasalar 2042'de, küresel GSYH'ya en büyük katkı sağlayanlar olarak, gelişmiş ekonomileri geçmeye hazırlanıyorlar ve 2050 yılına kadar toplamın neredeyse %60'ına katkıda bulunacaklar. Daha içgüdüsel olarak hissedilen ise ülkeler arasındaki göreceli güçte de değişim yaşanacağıdır. Tahminlere göre, 2033'te Hindistan, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olmak için yaşı yavaşlayan Japonya'yı geçecek. 2035'te Çin, ABD'yi geride bırakarak “en büyük” unvanını alacak.2050'ye gelindiğinde Endonezya büyük lige yükselmiş olabilir ve dünyanın en büyük üç ekonomisi yükselen Asya piyasaları olabilir.RCEP ÇOK ÖNEMLİTürkiye ise 2050'de grafikte Brezilya ve İspanya'yla aynı sıralarda görünüyor ama doğu eksenli ve Asya temelli ekonomi trendini iyi kullanırsa bir şansı olabilir. Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmasına bu hafta imza atan Asya-Pasifik ülkeleri de bu tahminleri doğru çıkaracak şekilde ilerliyorlar.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/nedim-turkmen/2050de-bir-ekonomistin-dunya-rehberi-6134398/

 

5-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“Stratejik özerklik”

Yeni kaptan gereksinimiTürkiye’deki Amerikancıların da Biden’dan beklentileri var: Türkiye’nin Rusya ve İran’la işbirliğini kesmesi, AKP hükümetini BOP eşbaşkanlığı boyutunda olmasa bile bir ölçüde Washington’a çıpalaması vs.İktidarının kimi yeni yaklaşımları, ekonomi ve hukuk konularında verdiği yeni mesajlar, Amerikancıları umutlandırmış görünüyor.Tamam, Erdoğan, iktidarını sürdürebilme yolunda ne derece “taktik esnekliğe” sahip olduğunu geride kalan yıllar içinde pek çok kez gösterdi. Ancak genetik kodlarındaki Amerikancılığa rağmen, AKP’nin bile ABD’yle eski tür bir ilişkiye dönme olasılığı yok.Çünkü yeni bir dünya kuruluyor ve Asyacı, bölgeci, Çin ve Rusya’yla ortaklığı esas almayan bir hükümetin artık Türkiye’yi yönetebilme şansı yok.Türkiye’nin yeni sorunu, bu rotayı izleyecek iyi bir kaptanı dümene geçirebilmesidir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/stratejik-ozerklik-1792618

 

6-Hüseyin Gülerce-Star
“Bülent Arınç’a itirazımız var”

Arınç, "Kavala'nın hâlâ tutuklu kalmasına hayret ediyorum, tutuklu kalmaması lazım.” derken, Demirtaş'ın da tahliyesini savundu. Pandemi döneminde Demirtaş'ın Devran kitabını okuduğunu belirten Bülent Arınç, "Devran'ı herkes okusun. Belki Demirtaş hakkında fikriniz değişmeyecek ama Kürtlerin neler yaşadığını anlayacaksınız, Kürtler konusunda fikriniz değişebilir" demeyi de ihmal etmedi. Arınç, “ey hâkim ve savcılar” diyerek yargı mensuplarını eleştirirken, iddianameler için "Çocuk bile yazm bunları. Zanla, şüpheyle, kıyas yoluyla delil uyduramazsınız" çıkışıyla da yargıya gözdağı verdi. Bülent Arınç, sıradan bir isim değil. Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi, eski TBMM Başkanı ve bir dönem Başbakan Yardımcısı. Bülent Arınç’a 5 noktada itirazımız var.
https://www.star.com.tr/yazar/bulent-arinca-itirazimiz-var-yazi-1588925/

 

7-Selcan Taşcı-YeniÇağ
“Aldatıla aldatıla aldatmayı öğrendilerse demek”

Azıcık akla ve mantığa sahip olan herkes bilebilir ki; AK Parti ve iliştirilmiş medya çevresinde, Arınç'ın Demirtaş yahut Kavala ve dahi KHK'lılar bağlamında "FETÖ" çıkışlarıyla ilgili "sergilenen" rahatsızlık "gerçek" ve "samimi" olsaydı, Bülent Arınç, şu anda ne Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olurdu. Ne de kendisini bu kadar özgür ve rahat ifade edebileceği bir alanı ve cüreti bulurdu.Hatta…Belki…Çoktan hakkında "üye olmamakla birlikte bıdı bıdı bıdı…" diye devam eden o garabet suçlamalarla açılmış bir dizi soruşturma bile olurdu!Ve fakat…Yemez!İktidar kadrolarını, herhangi bir konuda "Gerçek fikri ne" temelli bir "ölçü" dahilinde tasnife kalksa, kimin, hangi konuda ne dediği, ne yaptığı da ortada, ucunun kimlere dokunacağı da; PKK'yla müzakerelerde de, terör örgütünün metropolleri cephaneliğe çevirdiği çözüm sürecinde de, şimdi "FETÖ" dedikleri yapıya "ne istedilerse verirken" de, "hepsi oradaydı" zira!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/aldatila-aldatila-aldatmayi-ogrendilerse-demek-57498yy.htm