Köşe Yazıları Yorumsuz - 18 Eylül 2020 Cuma

18 EYLÜL 2020,CUMA
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Hande Fırat-Hürriyet
“Mısır ile süren görüşmelerin perde arkası”


Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır’a para aktarıyor, nakit akışı sağlıyor. Mısır’dan isteği ise Türkiye ile görüşmemesi. Yunanistan ile Türkiye karşıtlığında buluşması.Bu durumun farkında olan Ankara, Mısır ile bir süre önce başlattığı arka kapı diplomasisini sürdürüyor. İki örgütün istihbarat örgütleri üst düzeyde görüşüyor. Peki Mısır’a teklif edilen anlaşma ne? Kaynaklarım bu teklifi şöyle özetlediler:
“Teklif edilen anlaşma Mısır’a üç Kıbrıs adası büyüklüğünde bir alan yaratıyor. ‘Yani deniz yetki alanları konusunda bizimle anlaşırsan, üç Kıbrıs adası büyüklüğünde bir alanı ekonomine katarsın’ denildi. Açık şekilde Mısır’ın çıkarı Türkiye ile hareket etmektir mesajı verildi. ”Birleşik Arap Emirlikleri’nin parasıyla bu görüşmeleri ve anlaşmayı engellemeye çalışmasına rağmen Mısır ve Türkiye arasındaki arka diplomasisi işliyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/misir-ile-suren-gorusmelerin-perde-arkasi-41614503



2-Nedim Şener-Hürriyet
“Şırnaklı kadınlar da HDP kapısına dayandı”

 

Kadınların yürüyüşünden haberdar olan ve kendince oturma eylemi icat eden bir HDP milletvekili de il binası önünde “Kahrolsun PKK” sloganı atan kadınlara şöyle seslendi: “Buraya gelen, provokasyon yapan kahrolsun.”Evet, PKK’nın siyasi kolu olan HDP üstüne düşen görevi yapıyor ama teröre karşı “Yeter artık” diyerek ayağa kalkan kadınların sesini kısmak mümkün olmayacak. Çünkü birileri kadınların bu yürüyüşünü bir seferlik eylem zannedebilir. Yürüyüşe katılan kadınlar kararlı, zannedilenin tersine son derece kararlılar. Her ay başı çok daha büyük gruplar halinde olmak üzere yollara çıkacak kadınlar, eylemi her perşembe günü tekrarlayacak.Artık ne PKK’nın ne de siyasi uzantısı HDP’nin bölge halkı üzerinde eski gücü yok. Diyarbakır Anneleri’nin yaptığı gibi bir eylem bir yıl öncesinde hayal bile edilemezdi. Şırnak sokaklarında şehit yakınlarıyla çocuklarının dağa kaçırılan kadınlarla kol kola yürüyüp “Kahrolsun PKK” diyerek HDP’yi böylesine suçlayacakları düşünülemezdi bile...
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/sirnakli-kadinlar-da-hdp-kapisina-dayandi-41614517



3-Melih Altıok- Sabah
“Bu muhalaefetse sabotaj ne”

 

Peki ya, Ekim 2019'da "S-400 niye alındı, bize kim saldıracak? Irak mı, İran mı bize saldıracak? Rusya mı bize saldıracak? Silahlar zaten onların. Yunanistan'la mı kavga edeceğiz" diyen Kılıçdaroğu'nun bugünkü iktidara verdiği şu akıl neye işaret eder:"Amerika kalkıp da orada tatbikat yaparsa, sen de kalkacaksın S-400'leriaktif edeceksin."Bu muhalefet falan değil düpedüz sabotaj. Halka rağmen iktidarı alma hedefinin, koltuğu ancak Türkiye kaybedince, dışarıdan sıkıştırılıp güçsüz bırakılınca kazanacağını hesaplayanların son sığınağı.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2020/09/18/bu-muhalefetse-sabotaj-ne



4-Gökhan Şen-Habertürk
“Çin ekonomisinde önemli değişiklikler kapıda”

 

Ne Kuşak ve Yol Girişimini ne de başka bir planı, hiçbir şey olmamış gibi uygulamaya çalışmak mümkün değil.Bu sebeple, Liu He tarafından (ÇKP Başkan Yardımcısı) bir formül düşünüldü. Dual Circulation / İkili Dolaşım olarak adlandırılan bu sistem dış dolaşım ve iç dolaşım olarak ikiye ayrılıyor. Çin, dış satımın eskiden olduğu kadar kolay olmadığını ve bu sebeple içeri dönük üretim yapması gerektiğini düşünüyor. Sistem kabaca bunun üstüne kurulu.Mao’nun ‘iki bacakla koşmak’ teorisi gibi (Tarım ve ağır sanayi) yine çok amaçlı bir program ile karşı karşıyayız. Onun sonu kıtlık ve geniş kitlesel ölümler ile bitmişti ancak bu program biraz daha ayakları yere basan bir ekip tarafından tasarlandı. En azından bunu söyleyebiliriz.
https://www.haberturk.com/yazarlar/gokhan-sen/2806637-cin-ekonomisinde-onemli-degisiklikler-kapida

 

 

5-Taha Akyol-Karar
“Bu fatura çok ağır”

 

Yine dikkat etmeliyiz ki, ilk on yıldaki iyileşmede AK Parti’nin diline reform ve rasyonellik hakimdi… Son yıllardaki gerileme döneminde ise giderek ideoloji ve hamaset hakim oldu! Hamaset heyecanlı bir taban sağladı. Bizdencilik ise tabanı iktisaden bağladı. İktidar dayanıklı bir taban kazandı… Ama Türkiye performans kaybetti! Faturası sorunlarımızın ağırlaşmış olmasıdır. Hem vatanseverliğin gerektirdiği mesuliyet duygusu, hem rasyonel düşüncenin gösterdiği istikamet Türkiye’nin yeniden kurallar ve kurumlar sistemine ve siyasette rasyonelliğe yönelmesidir.
https://www.karar.com/bu-fatura-cok-agir--1585961

 

 

6-Mehmet Ocaktan-Karar
“Ah şu CHP 1940larda kalsaydı ne güzel olurdu”

 

Son günlerde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Cumuhuriyet’in kurucu liderinden söz ederken Atatürk değil, “Gazi Mustafa Kemal” ifadesini kullandığı için koparılan fırtınayı görünce “ideolojik siyasal aklın” nasıl bir kapalı Türkiye hayali içinde olduğunu görmek doğrusu endişe verici.
https://www.karar.com/ah-su-chp-1940larda-kalsaydi-ne-guzel-olurdu-1585959

 

 

7-Yılmaz Özdil-Sözcü
“Hariciyeye hariçten gazel”

 

E, şimdiki dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na bakıyoruz.Lozan Antlaşması'nı kötülüyor.“Yanı başımızdaki adaları vermişiz” diyor.“Geçmişteki anlaşmaları büyük başarı öyküsü diye ilkokul ders kitaplarında yutturmaya çalıştılar” filan diyor.Lozan'ın zafer olduğu konusunda kuşku yok ama…Diplomasi tarihimize baktığımızda açıkça görüyoruz ki, bu arkadaşın bu millete dışişleri bakanı diye yutturulduğu muhakkak!
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/hariciyeye-haricten-gazel-6043267/

 

 

8-Güner Civaoğlu-Milliyet
“Türkiye İmparatorluğu kuşkusu”


Doğrusu...İlk duyuşta bu “Türkiye İmparatorluğu” söylemi gurur okşamıyor değil.
Beyinlerimizin ve yüreklerimizin derinlerinde uzun uykuya yatmış “büyük devlet nostaljimizi” hareketlendiriyor. Hangi yurtsever Türk hoşlanmaz ki?Ancak dolduruşa gelmemeliyiz.Ayranımız kabarmasın.Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki temel ilke “Yurtta sulh, cihanda sulh”tur.Kimsenin bir karış toprağında gözümüz olmadığı gibi, kimseye de verecek bir karış toprağımız yoktur.Türkiye Cumhuriyeti’nin genlerindeki “büyük devlet” sınırlarını genişleterek değil ekonomisi, teknolojisi, eğitimi, sanatı, milletine sunduğu adalet, refah ve insan hakları düzeyiyle güçlü olmaktır.Haklarını savunmak fakat kendi haklarından da 1 milim bile vermemektir.
Türkiye Çin ya da Rusya gibi genişleyici politikalarından kaynaklanan “imparatorluk diriliş algılarıyla” aynı safta olmamalı.Yunanistan’ın “Türkiye tehdidi altındayız, AB VE ABD bize yardım etmeli”söylemine gerekçe kazandırmaktan kaçınmalıyız.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/turkiye-imparatorlugu-kuskusu-6309202

 

 

9-Fikret Bila-T24
“Tarih bilgisi ve bilinci”

 

Türkiye’nin tapu belgesi olan Lozan Antlaşması ise Atatürk ve İnönü’nün büyük zaferidir. Öyle, "Meis'i İtalyanlara vermişiz, onlar da Yunanistan'a vermiş. Yanı başımızda, vermişiz" diyecek bir antlaşma değildirTarih bilgisi ve bilinci siyasetle ilgilenenler için çok önemlidi
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/tarih-bilgisi-ve-bilinci,28045