“Türkiye Atlantik Sisteminden Çıkıyor”

Genel Başkan Yardımcımız Yunus Soner, Rusya’nın dünya çapında yayın yapan RT (Russia Today) kanalına konuştu.

Tarih:

Genel Başkan Yardımcımız Yunus Soner, Rusya’nın RT kanalına konuk oldu. Soner, kanalın en çok izlenen “Crosstalk” isimli açık oturum programında, Batı basın ajanslarının Beyrut muhabiri Martin Jay ve Washington merkezli sivil toplum danışma örgütü temsilcisi Daniel Faraci ile tartıştı.

 

RT, İngilizce, Arapça, İspanyolca gibi dillerde dünya çapında yayın yapan, izleyici sayısının 1 milyara yakın olduğu tahmin edilen bir kanal. “Crosstalk” ise, kanalın tanıtımına göre en önemli programlardan biri.

 

Darbe Türkiye’nin iç hesaplaşması değil

 

Soner programda, darbenin Türkiye’nin iç meselesi değil, ABD ile hesaplaşmasının sonucu olduğunu, darbe sonrası ülkemizin Atlantik Sistemi’nden daha da çok kopmaya başladığını öne sürdü. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Türkiye’nin “dünyayı değiştirmeye aday olduğunu” belirtti.

 

İşte Genel Başkan Yardımcımız Yunus Soner'in, RT programında dile getirdiği görüşler ve programda yaşanan tartışmalar:

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe öncesinde Gülen Örgütü’ne karşı büyük bir mücadeleye girişmişti. Darbe ile bu çatışma, silahlı mücadele şeklini aldı. Bu mücadelede hükümet ABD ile karşı karşıya geldi. Bugün Türkiye’nin tartıştığı, yeni bir toplum modeli değil, FETÖ’nün terör niteliği ve Türk-Amerikan ilişkileri. ABD ile mücadeleye giriştiyseniz, Türkiye’de en geniş birliği sağlamalısınız. Bu bağlamda toplumsal dönüşüm hedefi gerçekçi değil.

 

Washington’dan yayına bağlanan Faraci’nin, “Erdoğan İslami diktatörlük kurmak istiyor” iddiası üzerine Soner şu ifadeleri kullandı:

 

Konuşmacının bazı hatalarını düzeltmek gerekiyor.

 

Operasyon Gülen’e karşı, muhalefete değil

 

Birincisi Türkiye’de söz konusu olan bir muhalefet ezme operasyonu değil. Muhalif partilere, basına ya da kuruluşlara karşı bir faaliyet yok. Burada hiçbir tutuklama veya benzer uygulama yok. Bu operasyon, Gülen’e karşı. Ne azı, ne de fazlası.

 

İkincisi, bu Kemalistlerle hükümet arası bir çatışma değil. TSK’nın komuta kademesi, darbeye destek vermedi. Ve TSK hiç şüphesiz halen Cumhuriyetin Atatürkçü temeline, Kemalizme bağlıdır.

 

Üçüncü hata, bu çatışmanın 10 yıldır sürmesi. Gülen Örgütü daha 80li yıllardan beri devlet örgütüne sızmaya başladı. Bunlar, daha Erdoğan iktidara gelmeden devlete sızmaya ve Amerikancı rollerini oynamaya başladılar. Unutmayın, bu bir tarikat ve lideri uzun yıllardır ABD’de yaşıyor.

 

Faraci’nin, “darbe Erdoğan’ın, iktidarını güçlendirmek için oynattığı bir tiyatro olduğu” ifadesine karşın Soner yayına müdahale ederek şunu söyledi:

 

Bu görüş, verdiğimiz şehitlere saygısızlıktır. Tanklar sokakta yürümüştür ve insanlarımız bunların önüne dikilmiştir. Bu görüş, saçma olmanın ötesinde saygısızlıktır.

 

Erdoğan darbe gecesi Atatürk’e sığındı

 

Ben de Taksim’deki mitinglere katıldım. Burada hiç bir siyasi parti bayrağı görmüyorsunuz. Gerçek, sayın Faraci’nin söylediğinin tam tersi. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan şunu söyledi: Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi direneceğiz. Buna dikkatinizi çekerim: Erdoğan’ın Kemalist bir geçmişi yok. Ama darbe gecesi Kemalizm’e dayandı. Ve insanları bu sözlerle sokaklara çağırdı.

 

Soner, programın ikinci bölümünde Türkiye’nin Atlantik Sistemi’nde çıkışına dair açıklamalar yaptı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı şunları söyledi:

 

Suriye ile diplomatik ilişkiler yolda

 

Vatan Partisi temsilcisi olarak ben darbe öncesi hükümet yetkilileri ile görüşmeler yaptım. Burada, Suriye ile diplomatik ilişkilerin tekrar inşa edilmesi yönünde net irade gösterisiyle karşılaştım.

 

Durum sakinleşince bu çizgi sürdürülecektir Türkiye’nin Rusya ile tekrar yakınlaşması da buna destek olacaktır. Beyler, durumu doğru kavrayalım. Burada bir devrim gerçekleşiyor.

 

Ve bu devrim en az bölgesel, belki küresel sonuçlar doğuracak. Türkiye yavaş yavaş Atlantik Sistemi’nden çıkıyor. Burada olan budur. Bu Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarının, ekonomik çıkarlarının sonucudur. En büyük ticaret ortaklarımız, Çin, Rusya ve Almanya. Bu aynı zamanda bir kültür meselesi. ABD’nin burada bir varlığı yok.

 

Türkiye adım adım Atlantik Sistemi’ni terk ediyor ve bu darbenin gerçekleşmesinin asıl nedeni budur. İşte bu yüzden ötürü de onlar, NATO’dakiler bu derece paniğe düştüler.

 

Gelişmeler Erdoğan’ı aşıyor, Türkiye Atlantik’ten çıkıyor


Bu gelişme, Erdoğan’dan çok daha büyük bir olay. Bu tektonik bir hareket. Bu gelişme, Türkiye-Suriye, Türk-Çin, Türk-Rus, Türk-İran ilişkilerini etkileyecek. Bu gelişme, dünyayı değiştirecek.

 

Program sunucusu: NATO aptal bir konuma düştü

 

Soner’in sözlerinden sonra program sunucusunun, “katılıyorum. NATO şu an çok aptal bir duruma düştü. Yunanistan bile Rusya’yı ‘stratejik ortak’ olarak tanımlıyor. Atlantik Sistemi’nin tüm Orta Doğu perspektifi darmadağın oluyor” sözlerini kullanması dikkatleri çekti.

 

Beyrut’tan bağlanan Jay, bölgede inisiyatifin artık Türkiye ve Rusya’ya geçtiğini belirtip, Türkiye ile Suriye arasında resmi görüşmelerin başlamasını beklediğini belirtirken Washington’dan bağlanan Faraci, PKK’nın bir zamanlar Suriye’de konuşlandığını ve iki ülkenin arasında su paylaşımı sorunlarının da yaşandığını vurguladı.