Günay’ı Partili mücadele arkadaşları cenazesinde yalnız bırakmadı.
Aydınlık hareketi, yarım asırlık köylü önderi Mehmet Günay’ı kaybetti. Her türlü zorluğa karşı mücadele yürüten Günay, yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü. Köylüleri ve mücadele arkadaşları 50 yıllık dostlarını, vasiyeti üzerine efe türküleriyle uğurladı. Günay, Söke ilçe merkezi Koca camiide kılınan ikindi namazından sonra Granta Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törene, mücadele arkadaşları, köylüleri ve yurttaşlar katıldı.
HİÇ YALPALAMADAN YÜRÜDÜ
Mehmet Günay’ı son yolcuğunda yalnız bırakmayan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve 40 yıllık mücadele arkadaşı Mehmet Bedri Gültekin, onun için şunları söyledi: “1921’den bu yana Aydınlıkçılık partili olmaktır. Mehmet Günay hem mesaj hem vasiyet vermiştir. Önderliğini köylü de benimsemiştir. 74’den sonra hapisten sonra muhtar olmuştur. Hayatının özeti yalpalamadan kesintisiz mücadele etmiştir. Gözleri güler. Karamsar değil, hep iyimserdir. Ayakta ölmüştür. Mücadele azmini ölünceye kadar kaybetmemiştir.”
YAKTIĞI ATEŞ MİRAS KALDI
Mehmet Günay 74 yaşında hayata veda etti. ‘Ağaların adaletsizliğine ve bağnazlığa karşı kendime bilimi rehber aldım’ dediği günden bu yana da tüm gücüyle mücadele yürüttü. 12 Mart’ı Uğur Mumcu’yla parmaklıklar ardında karşıladı. Yılmadı, köyünün muhtarı oldu. 12 Eylül onu muhtarken yakaladı. Koyun damlarında parti kongreleri yapıp gazeteler çıkarttı Günay. İşçi Partisi’ni memleketi Söke’de kurdu, yetinmeyip Aydın İl Başkanı da oldu.
Bafa Gölü kıyısında köylüye hayatı zindan eden ağalardan, vatanının bağımsızlığına uzanan mücadelesini alevlendirdi. Yaktığı ateşi, peşindeki nesillere bıraktı.
‘MEZAR TAŞIMA AYDINLIKÇI YAZIN’
Aydın İl Başkanımız Emre Albayrak, Mehmet Günay’ı şu satırlarla anlattı:
“Türkiye on kere yıkılsa biz onu on kere yeniden kurarız.’ Bu söz, Mehmet Günay’a ait. İradenin vücut bulmuş haliydi Mehmet ağabey. 12 Mart 1971 Amerikancı darbesinde üç yıla yakın hapis görmüş, yine 12 Eylül 1980 Amerikancı darbesinde muhtarken tutuklanmış. Ancak Beşparmak’ın yoksul ve topraksız köylüsünün kurtuluşu için mücadeleye devam etmiş. 12 Eylül sonrası neoliberal örgütsüzlük rüzgarına kapılmamış. Örgütlü mücadeleden vazgeçmemiş.
KOYUN DAMINDA KURULTAY
İşçi Partisi (Vatan Partisi)’ni önce Söke’de kurmuş, sonra il teşkilatının kurultayını yaparak kurucu il başkanı olmuş. Kahve sahibi son anda vazgeçince kurultay koyun damında gerçekleştirilmiş. Böyle bir kurultayın Türkiye’nin yakın tarihinde başka bir örneği var mıdır bilmiyorum.
İLK GÖREVE KOŞANLARDAN
Eğer bir yerde alınacak bir görev varsa Mehmet Günay o göreve ilk koşanlardan olmuş.
2016 Mayıs ayında yaptığımız son il kurultayı öncesinde hastalığı ilerlemeye başlamıştı. Telefon açtı. Hastalığım ilerliyor, ancak örnek olmak istiyorum dedi. İl disiplin kurulu üyeliğine aday olmak istediğini söyledi. Bir kez daha anladım ki Aydınlıkçı olmak en zorlu zamanlarda dahi somut bir görev almaktır ve son nefesine kadar mücadeleye devam etmektir.
KARAMSAR DEĞİL HEP UMUTLU
Karamsarlardan değildi. Her zaman inançlı ve umutlu idi. Partinin emekçi kültürünü yansıtırdı. Evinde ağırlamadığı parti kadrosu yoktur. Toros marka otomobilini her zaman partinin hizmetine sunar, seçim çalışmalarında giydirir ses sistemini takar çalışmalara katılırdı.
Partinin yayınlarına özel bir önem verir, yanından Aydınlık’ı eksik etmezdi. Ödentisini geciktirmez, partiye mali katkı yapmak için sınırlarını zorlardı. Parti disiplini olmazsa olmazdı. Rapor vermek ise disiplinin birinci kuralıydı.
Daha geçen ay Mehmet Bedri Gültekin, Hüseyin Karanlık ve Abdurrahman Taşçı ile birlikte Efeler ilçe başkanımız Saniye Duman’ın evinde Mehmet Günay ile buluştuğumuzda irade beyanını tekrarlamıştı: ‘Mezarıma Aydınlıkçı yazın.’ Kahramanlar çağına girdiğimiz bir dönemde ona veda ediyoruz.
Şüphesiz Mehmet Günay gibi önderler topluma örnektir ve toplumumuz Mehmet Günaylardan kuvvet almaktadır. Hoşçakal kan kardeşim Mehmet Günay. Durmuş Ece’ye selam söyle. Davanızı başarıya ulaştıracağımıza söz veriyoruz. Türkiye’nin Aydınlıkçıları, Aydınlıkçıların da Mehmet Günayları oldukça dünyada bizi hiçbir güç ve kuvvet yenemez.”