Gazi Erten Acır, Gaziler Gününde yaşananları değerlendirdi

Genel Başkan Yardımcımız, Şehit Aileleri ve Gaziler Bürosu Başkanımız Gazi Erten Acır, 19 Eylül Gaziler Gününde yaşananları değerlendirdi.

Tarih:

Genel Başkan Yardımcımız, Şehit Aileleri ve Gaziler Bürosu Başkanımız Gazi Erten Acır, 19 Eylül Gaziler Gününde yaşananları değerlendirdi. Acır, değerlendirmesinde şunları söyledi:

 

19 Eylül Gaziler Günü Sıradan Bir Gün Değildir


Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Vatan ve millet için her şeyini feda eden harp malulü ve gaziler canlı birer abidedir. Onlar için ne yapılsa azdır.” sözleri ile gazilerimize olan minnet duygusunu ifade etmişlerdir.


Bugüne kadar her yıl 19 Eylül Gaziler haftası münasebetiyle tüm ülke sathında görkemli kutlamalar yapılmakta, konserler, yürüyüşler, konferanslar, paneller, tiyatrolar, okul etkinlikleri ile şehit yakınları ve kıymetli gaziler ve yakınları adına verilen yemekli toplantılar yapılarak millî birlik ve beraberlik herkesle paylaşılmaktaydı.


Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, farklı illerden gelen okullar, kulüpler, dernekler, askeri birlikler, Emniyet teşkilatının farklı birimleri ile belediye ve benzeri resmi kurum ve kuruluş temsilcileri Ankara'da yapılan törenler kapsamında Gaziler ile birlikte Anıtkabir'i ziyaret ederek günün anlam ve önemine binaen Büyük Gazi Atatürk ve silah arkadaşları için saygı duruşunda bulunup ve İstiklal Marşını birlikte okuyarak geçmişi yad edip, birlikte oldukları gaziler ile kucaklaşırlardı.


13 Eylül 1921'de kazanılan Sakarya Zaferinin hemen ardından, 14-15 Eylül gecesi, Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa ile Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Edirne ve Kozan Milletvekilleri sıfatıyla Büyük Millet Meclisi Reisliği’ne cepheden telgrafla şu önergeyi gönderdi:


“Bizzat muharebe meydanındaki tedbiriyle muzafferiyetin amil ve müessiri olmuş Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine müşirlik rütbesi ile gazilik ünvanı tevcihini teklif ve istirham ederiz. Büyük Millet Meclisi’nin bu teveccühünün milletimiz tarafından doğrudan doğruya bütün orduya müteveccih bir eser-i takdir ve taltif olacağı kanaaatinde bulunduğumuzu arz eyleriz.”


Sakarya Meydan Muhaberesinin kazanılmasından sonra, 19 Eylül 1921 tarihinde TBMM, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e, 'Mareşal' rütbesi ile 'Gazi' ünvanı verilmiştir.


19 Eylül, 'Gaziler Günü' olarak kutlanmaktadır. Gaziler gününde yapılacak törenler, Başbakanlığın 24 Ağustos 2003 tarih ve 25209 sayılı resmi gazetede yayınlanan yönetmeliği esaslarına göre düzenlenir. Milletimiz farklı yer ve zamanlarda çok kötü olaylar ve felaketler ile karşı karşıya kalmıştır. Yerli, yabancı işbirlikçiler ile hain FETÖ'nün yaptığı 15 Temmuz 2016 tarihindeki menfur kalkışma bu neviden olaylardandır. İşte bu tip felaketlerden sonra yapılacak etkinlikler millî bilincin uyanması ve devamı için çok önemlidir.


19 Eylül 2017 tarihinde Anıtkabir'de icra edilen Gaziler Günü töreni etkinliklerinde yukarıda bahsettiğimiz coşkuyu ve saygıyı göremedik. Daha 2 ay önce tüm ülkede 15 Temmuz'un yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Anıtkabir'deki törene Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Emniyet Genel Müdürü vb. devlet erkanı ile kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri katılmıştı.


Peki bugün durum böyle mi?


Hayır...


Sadece Ankara Valisi ve Ankara Garnizon komutanı Anıtkabir'deydi. Daha sonra rehabilitasyonda? Sözde bugün Gaziler Günü. Bizler dertlerimizi, sıkıntılarımızı, isteklerimizi yani onurlu yaşam taleplerimizi ileteceğimiz bir gün olacaktı. Peki öyle mi oldu? Maalesef ki yine hayır! Gazilerden çok protokolün yani bakanların daha önemde ve gündemde olduğu ve, "Sizlere şunları verdik bunları verdik" şaşalı konuşmalarını, neredeyse kahramanlığını kitabını sanki onlar yazmışlar da bizler de onların hayat hikayesini dinler gibiydik. Yani bugünün önemi mahiyetinde uslu çocuk rolünü oynadık, sessiz kaldık!


Buradan uyarıyorum: Eğer bugün varlık nedenimiz olan Gazilerimize sahip çıkıp onlara saygı duymaz isek yarın buhranlı dönemlerimizde millî bir uyanışla ayağa kalkamayız.