Doğu Perinçek: 'Kontrollü darbe' demek emperyalizme çağrı yapmaktır

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Ulusal Kanal canlı yayınında yaptığı açıklamada gündemdeki konuları değerlendirdi.

Tarih:

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'ın Çökertme'de gerçekleştirdiği Televizyon Gazetesi programında Halil Nebiler'in konuğu oldu. Perinçek gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Doğu Perinçek'in konuşmasından satır başları:

 

Türkiye bugün vatan savaşı veriyor. Bu savaşı ABD'ye karşı veriyoruz.

 

Gladyo'nun merkezi emniyet ve orduya sızmıştı. 15 Temmuz'da gördük onları.

 

Biz daha önce FETÖ'ye silahlı örgüt diyorduk, 15 Temmuz'da silahlı kanadı ortaya çıktı.

 

15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'nin yeniden ABD rotasına girmesi için gerçekleşti.

 

24 Temmuz 2015'de Türkiye terör örgütüne operasyon yaparak ABD'yi karşısına aldı.

 

ABD, Türkiye'nin açılımı devam ettirmesini istiyordu. PKK'nın üzerine gitmemiz ABD'yi kızdırdı ve darbeyle hükümeti ele geçirmeye çalıştılar.

 

FETÖ ve PKK, ABD tarafından kontrol ediliyor. PKK ayrılıkçı olduğu için FETÖ gibi devlete sızması zor. İkisi de ABD'nin maşası.

 

Kürt vatandaşlarımızın HDP'ye desteği giderek azalıyor. PKK'ya halk desteği yok. Haziran 2015 seçimlerinde de bunu gördük. Kürtler, Türk milletinin bir parçası haline gelmiştir. Uluslararası futbol maçında zafer kazanınca sokağa dökülüyorsa insanlar ortak duygular vardır.

 

Kürt vatandaşlarımız Mehmetçik'in kontrolünde huzur ve güvenle yaşadıklarının farkında. Son dönemde doğu ve güneydoğuya yaptığım ziyaretlerde Kürt vatandaşlarımızın Mehmetçiğin polisin sağladığı güvenlikten memnun olduğunu gördüm. Vatandaşlar güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini destekliyor.

 

PKK, 2015'de fırsat yakaladı. CHP, HDP'nin elinden tutarak Meclis'e soktu. Bir kısım iyi niyetli vatandaş Meclis'e girince akıllanacaklarını düşündü. Haziran'dan sonra PKK iyice azgınlaştı. PKK, o fırsatı kullanmadı. Türkiye'nin cevabı kararlı oldu ve 24 Temmuz sonrası PKK'yı hendeklere gömdü.

 

Silahlı bir örgüt var ve ABD "Bu silahı bırakamazsın" diyor. PKK ancak silahla bastırılır. Bize soruyorlardı "Kürt sorunu için çözüm öneriniz nedir?"

 

1- Türk ordusu yaptırım gücünü kullanacak

 

2- Kürt halkını kazanacağız

 

3- Komşularla (Suriye-Irak-İran) işbirliği yapacağız

 

 

'ABD, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ADINI DEĞİŞTİRİYOR'

 

ABD'li general dedi ki "PYD'ye sizin isminiz çok kirlendi gelin değiştirelim". Nasıl bir haysiyet! ABD silahlandırıyor, adını bile değiştiriyor. PKK, ABD'nin stratejik piyadesidir.

 

Kim emperyalizme karşıysa en büyük solcu odur. Ülkemizde sağ-sol kavramları karıştı. Bugün Türkiye'de en gerici örgütler PKK ve FETÖ.

 

PKK ile kol kola girerek devrimci olunmaz.

 

 

CHP, 'VATAN SAVAŞI'NA KARŞI DURUYOR

 

Aydınlık'ta yazı dizisi başladı. AB parlamentosu'nun kararları ile Kılıçdaroğlu'nun kararlarını karşılaştırıyor, aynı.

 

İlk defa 'Küçük Amerika olacağız' diyen Nihat Erim'dir. 4 sene sonra Celal Bayar aynısını dedi. Türkiye, 1945'de Kemalist devrimi terketti, atlantik sistemi içine girdi. Atatürk, "devrimci, halkçı Türkiye olacağız" derdi.

 

200 yıllık tarihime bakalım. 200 yıldır emperyalizme karşı savaşıyoruz. Türkiye'nin en büyük gururu budur.

 

Türkiye'de siyasette iki mevzi var. Ya emperyalizmin mevzisindesin ya da emperyalizme karşı vatan mevzisindesin.

 

CHP, 45'lerden beri "majestelerinin muhalefeti" oldu. Şimdi geldiğimiz nokta çok daha vahim. Türkiye, 2 yıldır vatan savaşı veriyor. CHP bu savaşa karşı mücadelenin merkez. "Çamura battı" diyorlar. "Ortadoğu bataklığı" diyorlar.

 

Bir koluna PKK'yı bir koluna FETÖ'cüleri takmış.

 

 

'KONTROLLÜ DARBE' DEMEK EMPERYALİZME ÇAĞRI YAPMAKTIR

 

Kontrollü darbe iddiaları Rubin'in raporunda geçiyor. Rubin diyor ki "Bu darbeyi Tayyip Erdoğan ve Doğu Perinçek" yaptı diyor. O raporun sonunda şuraya getiriyor, "Bu darbeyi yapanlar uluslararası mahkemelerde yargılanacaktır"

 

Türkiye'ye emperyalizmin müdahale etmesini istiyorlar.

 

Kılıdaroğlu "Dünyay çağrı yapıyorum" diye başladı. Ardından batı gazetelerinde yazılar çıktı. Batı dediğim atlantik sistemi. Kılıçdaroğlu o yazılarında "Irak, İran, Sıriye ve Rusya'yı hedef alıyor. Putin diktatördür" diyor. Esad için "halkı başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı" diyor.

 

İran, Irak, Suriye ve Rusya'yı diktatörlükle suçlayan kime hizmet eder?