Genel Başkanımız Doğu Perinçek, İstanbul’da İl Merkezimizde bir basın toplantısı düzenleyerek, Ermeni meselesinde son günlerde Avrupa’daki önemli gelişmeleri açıkladı.
Ermeni Soykırımı yalanına karşı AİHM 2. Dairesi ve Büyük Daire kararlarından sonra en son bir ay önce 25 Ağustos 2016 tarihinde İsviçre Federal Mahkemesi’nin aldığı kararla neyi kazandığımızın ne yazık ki, Hükümet de, Dışişleri Bakanlığı da, diğer devlet kurumları da, kamuoyu da bilincinde değil. Hele basınımız hiç bilmiyor ve bilgilendirmiyor. Hatta Türkiye’nin elde ettiklerinin üstü kapatılıyor.
KAZANDIĞIMIZ MEVZİ: ERMENİ SOYKIRIMI YOK!
Oysa Avrupa hükümetleri, yargı kurumları ve üniversiteleri olayın farkındalar ve gerçeği kabullendiler.
Avrupa yargısında yalnızca “Ermeni soykırımı yalandır” deme özgürlüğünü kazanmadık.
Çok daha önemlisi, “Ermeni soykırımı” iddiası artık Avrupa’da hukuken geçerli değil. Kamu makamları ve kişiler istedikleri gevezeliği yapabilirler, ancak Avrupa gerçeğin ve hukukun hizasına gelmiştir. 11 yıllık mücadele sonunda Avrupa’da kabul edilen şudur:
Ermeni soykırımı suçunun işlendiği konusunda yetkili mahkeme kararı yok.
Bu nedenle “Ermeni soykırımı” yok.
En son İsviçre Federal Mahkemesi'nin 25 Ağustos 2016 günü Doğu Perinçek hakkında 2007 yılında Lozan Mahkemesi'nin verdiği kararı bozması, Avrupa hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda geniş yankı yarattı. Son bir iki hafta içindeki gelişmeler şöyle:
BİR: İSVİÇRE CEZA YASASINI DEĞİŞTİRİYOR
İsviçre Millî Meclis üyesi, iktidar partisi olan İsviçre Halk Partisi (Schweizerische Volkspartei/SVP) milletvekili olan Yves Nidegger, Federal Parlamento'ya bir önerge verdi. Önergede İsviçre Ceza Yasası’nın Doğu Perinçek’e uygulanan 261. madde 4. Fıkranın değiştirilmesi isteniyor.
Bilindiği gibi ilgili madde "soykırımı inkâr edenlerin” cezalandırılmasını öngörüyordu. Bu madde Ermeni soykırımının inkârına da uygulanıyordu. Milletvekili Nidegger, AİHM’nin ve İsviçre Federal mahkemesinin Perinçek-İsviçre davalarında aldığı kararlar gereği, soykırım kavramına açıklık getiriyor. Önerilen maddede, "yetkili uluslararası mahkeme tarafından kabul edilen soykırım" tanımı konmaktadır. Böylece 1915 olayları artık soykırım tanımı içinde olmayacaktır. Başka deyişle sözde “Ermeni soykırımı” hukuken geçerli değildir. Hiçbir İsviçre Mahkemesi sözde “Ermeni soykırımının inkârını” cezalandırmayacaktır.
Böylece İsviçre Millî Meclisi’nin Ermeni soykırımını tanıyan kararının kaldırılmasının da yolu açılmaktadır.
AİHM ve İsviçre Federal Mahkemesi’nden sonra, İsviçre Yasama Organı da, Doğu Perinçek’in görüşünü kabul etme noktasına gelmiş bulunuyor.
İKİ: PERİNÇEK-İSVİÇRE DAVASI
ALMAN ÜNİVERSİTELERİNDE DERS OLDU
AİHM’nin 17 Aralık 2013 ve 15 Ekim 2015 tarihlerinde verdiği kararlar, Alman üniversitelerinde, uluslararası ilişkiler, düşünce özgürlüğü ve Avrupa hukuku konulu derslerde örnek kararlar olarak inceleniyor. Bilindiği gibi Almanya'daki 2,8 milyon üniversite öğrencisinin arasında yaklaşık 100 bin Türk kökenli genç öğrenim görüyor.
Perinçek-İsviçre davasını öğrenim konuları arasına alan üniversiteler, Dresden Üniversitesi, Frankfurt Viadrina Avrupa Üniversitesi, Bonn Üniversitesi ve Augsburg üniversitesi.
1. Dresden Teknik Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Thilo Rensmann’ın Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencilerine verdiği yüksek lisans dersinin 2016 yılı yaz döneminde Perinçek-İsviçre Davası işlendi. 6, 7 ve 8 Temmuz 2016 günlerinde blok seminer olarak okutulan dersin ana konusu “Devletler ve Avrupa Hukuku’nda Güncel Gelişmeler” idi. Perinçek-İsviçre Davası önemli güncel gelişme olarak masaya yatırıldı.
2. Frankfurt Viadrina Avrupa Üniversitesi
Avrupa Medya Hukuku alanında 2015/2016 kış döneminde okutulan dersi Dr. Matthias Traimer veriyor. Dersin iletişim özgürlükleri konulu oturumunda, ırkçılık ve fikir özgürlüğü konusunda örnek karar olarak, AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davası işlendi. Dr. Mathiass, Perinçek’in ısrarla vurguladığı üzere, AİHM Büyük Dairesi’nin Ermeni İddialarını Yahudi Soykırımı’ndan ayırmasına dikkat çekiyor.
3. Augsburg Üniversitesi
2016/2017 kış döneminde blok seminer olarak okutulan dersin ana konusu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi. “AİHM’in güncel ve tartışmalı kararları” konulu bölümünde işlenecek dersi Prof. Dr. Monika Polzin veriyor. Dersin gündeminde Perinçek-İsviçre Davası bulunuyor.
4. Bonn Üniversitesi’nde “Söylenen Sözün Gücü”
AİHM'deki Perinçek-İsviçre Davası'nda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin müdahil avukatlığını yapan Devletler Hukuku Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Stefan Talmon’un vereceği blok ders, 28 ve 29 Ekim 2016 tarihlerinde görülecek. Dersin ana konusu “Söylenen Sözün Gücü – Fikir Özgürlüğünün Özgürlüğü ve Sınırları” olacak.
ÜÇ: ERMENİ DERNEKLERİNİN AVUKATI DAVAYA GİRMEYECEĞİNİ BİLDİRDİ
İsviçre’de Perinçek hakkında suç duyurusunda bulunan ve AİHM’deki davalara da müdahil olarak katılan Ermeni Dernekleri’nin avukatı Nordmann, Lozan Mahkemesine dilekçe yollayarak, İsviçre Federal Mahkemesi tarafından hükmün bozulması nedeniyle yapılacak duruşmalara katılmayacağını bildirdi.
İSVİÇRE VE ALMANYA HUKUKUN HİZASINA GELDİ
Almanya ve İsviçre başta olmak üzere, Avrupa ülkelerinin yargı kurumları ve kamuoyunda Perinçek'in görüşünü kabul eden eğilim hızla yükselmekte ve gelişmelere yön vermektedir. İsviçre Federal Mahkemesi kararını yorumlayan Neue Zürcher Zeitung, "Dava hukuken bitmiştir. Ancak siyasal konu olmaya devam edecektir" vurgusunu yapmıştı (NZZ, 8 Eylül 2016).
Almanya'da ise, Federal Mahkeme Kararı açıklanmadan beş gün önce, Alman Hükümeti Sözcüsü Steffen Seibert ve Başbakan Angela Merkel şu saptamaları açıkladılar: "Alman Meclisi'nin 2 Haziran 2016 Ermeni Soykırımı Kararı hukuken geçerli değildir. Alınan karar siyasidir. Alman Meclis'nin görüş beyanıdır. Soykırım uluslararası hukukta kesin olarak tanımlanmıştır. Ancak yetkili mahkemeler (zuständige Gerichte) soykırım kararı verebilirler" (Seibert, Merkel, 2 Eylül 2016).
ALMANYA’DA ERMENİ SOYKIRIMI YALANI EĞİTİMDEN ÇIKACAK
Merkel ve Seibert'in söz konusu çıkışlarından sonra Almanya'da muhalefet çok sert tepkiler gösterirken, Alman-Ermeni Toplumu adına yapılan açıklamada, asılsız iddiaların eğitim müfredatına girmesinin zora girdiği duyurulmuştu. Alman Meclisi'nin asılsız iddiaları tanıması üzerine, Vatan Partisi önderlerinden, Avrupa Parlamentosu ve Alman Meclisi eski Üyesi Prof. Dr. Hakkı Keskin’in Alman Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurunun bir yıl içinde sonuçlanması bekleniyor.