Beyazıt Karataş: "Türkiye üslerini ABD kullanımına kapatmalı"

Genel Başkan Yardımcımız Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Uluslararası Kur’an Haber Ajansına konuştu.

Tarih:

Genel Başkan Yardımcımız Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, IQNA’ya verdiği röportajda “Türkiye; öncelikle üslerini ABD kullanımına kapatmalı, ABD askeri varlığını sonlandırmalı ve NATO’dan çıkmak dahil can alıcı tedbirleri öncelikle uygulamalıdır” dedi

 

Hem iktidar hem muhalefetin sert tepki gösterdiği NATO’nun Kasım ayında gerçekleştirdiği tatbikatında yaşanan skandal Türkiye-NATO ilişkilerinin yeniden sorgulanmasına da yol açtı. MHP lideri Devlet Bahçeli "NATO yokken biz vardık, şayet ve gerekirse biz bu yapının içinde olmazsak da dünyanın sonu değildir" derken; Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de "NATO bize bağımsızlık vermiyor, bağımsızlığımızı yok ediyor" diyerek, çözümün Türkiye'nin bu dayatmadan kurtulması olduğunu söylemişti.

 

Son gelişmeleri IQNA Haber Ajansı’na değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Türkiye’nin NATO’dan ayrılarak Batı Asya’da yeni ittifaklar kurması gerektiğini vurguladı.

 

Tümgeneral Karataş, ABD, NATO’yu hep kendi çıkarları için kullandığını belirterek, IQNA muhabirinin sorularını aşağıdaki şekilde yanıtladı:

 

 

1 – Günümüzde NATO’nun Türkiye dış politikasındaki yeri nedir? Türkiye’nin NATO’dan ayrılması ülkenizin lehine mi olur yoksa aleyhine sonuçlar mı doğurur?

 

Türkiye’nin milli menfaatleri ve politikaları ile NATO politikaları her zaman uyumlu olmamıştır. Türkiye, Soğuk Savaş döneminde SSCB ( Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği)’ye karşı NATO üye ülkeleri içerisindeki ikinci büyük ordusu ile önemli görevler üstlenmiş ve fedakarlıklarda bulunmuştur.

 

Soğuk Savaş sonrası NATO ve ABD dünyada tek kutuplu kalmanın verdiği cesaretle kendilerine farklı görevler bulmaya başlamıştır. Bu fırsattan istifade ile ABD, NATO’yu hep kendi çıkarları için kullanmaya ve görevlendirmeye başlamıştır. Yani NATO ABD’nin oyuncağı hale gelmiştir.

 

Irak ve Suriye’de açıkça görüldüğü gibi terör örgütü PKK/PYD’ye “benim kara ordum” diyen ve NATO’yu örtülü olarak ABD, yani NATO’nun lider ülkesi sözüm ona IŞİD’le mücadele altında Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmekte ve terör örgütleri ile işbirliği yapmaktadırlar.

 

Şu anda NATO’ya üye 29 ülkenin 28’i IŞİD’le mücadele altında ABD’nin liderliğindeki koalisyon içerisinde Suriye’dedir. Açıkca NATO ortada yok ama 28 NATO üyesi ülke ile toplamda 60 üzeri ülke Suriye savaşına dahil olmaktadır. Türkiye’nin komşularıyla ilkişkilerini bozmak için çalışan NATO, ikiyüzlü politikları ile insanlık suçu işlemektedir.

 

Türkiye’nin üyesi olduğu 1952 yılından günümüze kadar faydasının yanısıra zararı daha fazla olan NATO, görevini tamamlamış ve “Haydut” bir organizasyon halini almıştır. Artık NATO’dan ayrılmak ve başta komşu ülkeler İran, Irak, Suriye olmak üzere Batı Asyada yeni ittifaklar kurmak Türkiye’nin öncelikleri arasında olmalıdır.

 

 

2 – ABD’ye ait nükleer bombaların İncirlik Üssü’nde bulunduğu söyleniyor. Bu bombalar neden henüz Türkiye’den çıkarılmamıştır? Bazı analistler de ABD’nin Türkiye’ye konuşlandırdığı silahların daha çok İsrail’e hizmettiğine inanmakta. Sizce Türkiye ve bölgeye karşı bu gibi tehlilkeleri önlemek için Ankara nasıl bir dış politika yürütmelidir?

 

Türkiye’de NATO şemsiyesi adı altında İncirlik’te bulunan 50 adet ABD nükleer bombasına ilişkin bilgiler, Kürecik Radarı ile Diyarbakır Hava Üssünün Batısında bulunan ABD askeri varlığı konusu Ekim 2017 ayı içerisinde ayrıntıları ile tarafımdan açıklanmıştır.

 

Daha sonra 05 Kasım 2017 tarihinde Vatan Partisi Genel Başkanı Doktor Doğu Perinçek ve tarafımdan yapılan basın toplantısında bu hususlar ayrıntıları ile tekrar kamuoyu ile paylaşılmıştır. Tek başına haber dizisi olacak bu basın toplantısının Türkçe metini EK-A olarak ilişikte sunulmuştur.

 

 

3 – Terör örgütü FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in iadesi’nden kaçınan ABD’liler Suriye’de de Türkiye’nin muhalefetine rağmen PYD-YPG’yi kendi kara kuvvetleri olarak kullanmakta. Yani başka bir deyişle Türkiye ve ABD’nin menfaatleri birçok konuda örtüşmemektedir. Bu durumda ABD’nin hala Türkiye için güvenilir bir müttefik olduğunu söylemek mümkün mü? ABD’nin bu yaklaşımları karşısında Türkiye’nin ne yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?

 

ABD artık Türkiye için tek başına ve NATO içerisinde kesinlikle ve kesinlikle güvenilir bir müttefik değildir. Burada uzun uzun bilinen nedenlerini anlatmadan sadece özetleyeceğim. ABD, Ortadoğuda hem Türkiye için, hem de komşuları için eskiden olduğu gibi şimdide potansiyel bir tehlikedir.

 

ABD, daha önce örtülü olarak terör örgütlerine verdiği desteğini artık açıkça yapmaktan kaçınmamaktadır. ABD, IŞİD terör örgütünü yaratmış Irak ve Suriye’de kullanmıştır. ABD, PKK ve PYD’yi yanına alarak eğitmiş, tonlarca karadan ve havadan silah yardımı yapmış, hava gücü ile desteklemiş ve desteklemeye devam etmektedir. ABD, Suriye’de kurduğu üslerle Ortadoğu’da kalıcı olmaya ve hakimiyet alanını genişletmeye çalışmaktadır. ABD artık Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve sonrasında Türkiye ve İran’ın toprak bütünlüğünü hedef almış potansiyel bir tehdit unsurudur.

 

ABD’nin bu yaklaşımları konusunda Türkiye; öncelikle Türkiye’deki üsleri ABD kullanımına kapatmalı, ABD askeri varlığını sonlandırmalı ve NATO’dan çıkmak dahil can alıcı tedbirleri öncelikle uygulamalıdır.

 

 

4 – IKBY’nin sözde bağımsızlık referandumu konusunda İran, Türkiye ve Irak’ın işbirliği bölgedeki meselelerin dış güçlerin müdahalesi olmadan çözülebileceğini gösterdi. Sizce Batı Asya’daki olası krizleri engellemek için bölge ülkelerinin görevi nedir?

 

Bölge ülkeleri için en önemli görevler;

 

1-İç ve dış provakasyonlara karşı işbirliği yapmak,

 

2-Birbirlerinin hassas olduğu konulara daha olumlu yaklaşmak,

 

3-Etnik ve mezhepsel politikaları uygulamaktan kaçınmak, olmalıdır.

 

 

5 – Suriye konulu Soçi Zirvesi’nde İran, Türkiye ve Rusya arasında önemli mutabakatlara varıldı. Sizce gelecekte de Ankara-Şam ilişkilerinin normalleşmesi mümkün mü? Türkiye artık Suriye’ye yönelik nasıl bir politika izlemelidir?

 

Türkiye ve Suriye’de yaşayan sade vatandaşlar arasında kesinlikle düşmanlık sözkonusu değildir. Kırgınlıklar olabilir ama düzeltilmeyecek hususlar değildir. Türk kamuoyu en kısa zamanda Suriye ile direkt temas kurulmasından yanadır. Bakın göreceksiniz Ankara-Şam ilişkileri 2-3 yıl içerisinde yavaş yavaş normale dönmeye başlayacaktır.

 

EK-A: 05 Kasım 2017 Basın Toplantısı: İncirlik’teki Nükleer Bombalar, Batı Asya ve Dünya’ya Tehdit

 

 

05 Kasım 2017

 

İncirlik’teki Nükleer Bombalar

Batı Asya ve Dünya’ya Tehdit

 

Genel Başkanımız Doğu Perinçek ve Genel Başkan Yardımcısı E. Tümgeneral Hava Pilot Beyazıt Karataş, Vatan Partisi İzmir İl Başkanlığı’nda ortak basın açıklaması düzenlediler. Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in basın açıklaması:

 

Değerli basın mensuplarımız. Değerli İzmir öncüleri. Bu tarihi günlerde hepinizi sevgiyle, saygıyla ve güvenle ve Türkiyemizin geleceğine iyimserlikle, umutla bakarak selamlıyoruz.

 

Türkiye çetin günlerde, büyük başarılarla çetin günlere giriyoruz. FETÖ'yü temizledik, PKK'yı hendeklere gömdük. Batı Asya'da dostlarımızla buluştuk. İran ile Suriye ile Rusya ile beraberliğimiz sayesinde ABD ve İsrail'i İkinci İsrail girişimini bozguna uğrattık. Artık Batı Asya, Batı Asyalılarındır. Burada davetsiz olarak bulunan, Atlantik ötesinden gelen güçler, fazla zora sokmadan kendi ülkelerine dönmelidirler. Ama bu süreç çetin geçecek, öyle gözüküyor. Kesinlikle buradan şunu ilan ediyorum: Kandil beyaz bayrak çekecek. Türkiye, İran, Rusya birlikteliğine beyaz bayrak çekecek, Türkiye'ye beyaz bayrak çekecek. Türkiye'nin bütünlüğü içinde yer alması için herkese çağrıda bulunuyorum. ABD planlarına alet olma dönemi bitmiştir. ABD'den silah alarak, o silahı kardaşlarının üzerine çevirmek, Türkün, Kürdün, Arabın üzerine o silahı, o namluyu çevirme dönemi bitmiştir. İhanet dönemi bitmiştir. Onun için herkesi Batı Asya'nın birliği içinde yer almaya, Türkiye'nin vatan bütünlüğü, huzuru, barışı, üretim ekonomisini kurma mücadelesi içinde yer almaya davet ediyorum. Bu çetin sürecin tabi çeşitli tehlikeleri mevcuttur. Karşımızda, ABD gibi İsrail gibi dünyanın ağalığı iddiası olan güçler bulunmaktadır. Bu çetin koşullardan belki de en önemlisi Türkiye topraklarının altında, Türkiye'de ABD'nin nükleer silahlarının bulunmasıdır. Bu konudaki kesin bilgileri, sayın komutanımız, Genel Başkan Yardımcımız, Partimizin Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Hava Kuvvetleri'nin seçkin generallerinden, Emekli Tümgeneral, Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş komutanımız açıkladı, Türkiye'ye, kamuoyuna, dünya kamuoyuna. Büyük ilgi gördü. Komutanımız sayın Beyazıt Karataş'ın Genel Başkan Yardımcımızın açıklamaları Batı Asya'da ve dünyada yankılandı. İran'da, Mısır'da Suriye, Irak ve Rusya'da komutanımızın açıklamaları basında geniş bir şekilde yer buldu. Şimdi bu çetin koşullara girerken, engin bilgisiyle sayın komutanımızın Türkiye, Batı Asya ve dünya kamuoyuna nükleer silahlar konusundaki açıklamasını İzmir'den dinleyeceğiz.

 

 

Genel Başkan Yardımcımız Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş’ın yaptığı basın açıklaması:

 

Bu basın toplantısında; Öncelikle 1951 yılından günümüze kadar Türk-Amerikan ilişkilerinde önemli bir yer tutan, 1954 yılında yapılan ilk anlaşmadan, 1969 yılında imzalanan gizli anlaşmaya, 1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra ABD tarafından Türkiye’ye uygulanan ambargo nedeniyle 1975 yılında ABD kullanımındaki üslerinin kapatılmasına, 1980 yılında imzalanan Savunma Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA) ile kullanımına devam edilen Türkiye ve Amerika tarafından müşterek kullanılan İncirlik Hava Üssü ile ilgili bilinen bilinmeyen bazı önemli konuların yanısıra, özellikle Türk Kamuoyunun yakından ilgileneceği “İncirlik’te Nükleer Tehlike” boyutundan bahsedip, Üs’de bulunan nükleer bombalara ilişkin güncel bilgiler vereceğim.

 

Ayrıca, konunun bir bütün olarak ele alınması ve daha iyi anlaşılması için yine büyük ilgi uyandıracak “Türkiye’deki NATO ve ABD Varlığına” ait son durumu sizlere aktaracağım.

 

 

İNCİRLİK’TE NÜKLEER TEHLİKE

 

2009 yılında NATO’da yapılan görüşmeler sonrası nükleer caydırıcılık bahane edilerek NATO’nun bazı ülkelerinde bulunan ve eski nesil olduğu ifade edilen uçaklardan atılabilen “B61-3/4” nükleer bombaların, yeni nesil olduğu belirtilen yine uçaklardan atılabilen “B61-12” tahrip gücü çok yüksek olan termonükleer bombalarla değiştirilmesi Avrupa ve Türkiye’de konuşlandırılması kabul edilmiştir.

 

Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre; Bu plan doğrultusunda yeni nesil uçaklardan atılabilen “180 adet B61-12” termonükleer bomba 70 adet İtalya, 50 adet Türkiye, 20 adet Almanya, 20 adet Belçika ve 20 adet Hollanda olmak üzere “5 NATO” üyesine yerleştirilmiştir. Ayrıca ABD’nin 8-12 milyar dolarlık bir bütçeyle 400-500 adet nükleer bombayı uçak gemilerine ve denizaltılara yerleştirileceği ifade edilmiştir.

 

2015 yılında Alman televizyon kanalı ZDF’ye konuşan ve Pentagon belgelerine dayanarak verdiği bilgilerde Amerikan Bilimler Konfederasyonu üyesi nükleer fizikçi Hans Kristensen, ABD unsurlarının bulunduğu Türkiye’deki İncirlik Üssünde nükleer modernizasyon kapsamında yeni nesil nükleer bombaların yerleştirileceği “21 Sığınağın" bulunduğu “NATO Sahasının” güçlendirildiğini ifade etmiştir.

 

Yine açık kaynaklardan elde edilen bilgiler ve uydu görüntülerinden; Nükleer bombaların Türkiye dahil Avrupa’da yerleştirilmesi düşünülen hava üslerine ilişkin gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması için alt yapı inşaatlarına 2015 yılının ilk yarısında başlandığı, 2015 yılı sonlarında tamamlandığı, ABD’nde devam eden uçuş test atışları biten bombaların 2017 yılı başından itibaren Türkiye’de İncirlik Üssüne yerleştirilmeye başlandığı anlaşılmaktadır.

 

Yerleştirildikleri üslerde bulunan nükleer bombaların ABD ve bazı ev sahibi ülke uçakları tarafından atılması hedeflenmiştir. Türkiye’de İncirlik’te bulunan nükleer bombaların ise ABD F-15 ve F-16 uçakları tarafından atılması planlanmıştır. Türkiye’nin kendi F-16 uçakları ile nükleer bomba atılması önerisinin kabul edilmediği anlaşılmaktadır

 

Alman ZDF kanalına konuşan Hans Kristensen, kısa bir zaman içinde Avrupa ve Türkiye’de konumlandırılacak nükleer bombaların modernize edilen bombalar olmadığını, çok işlevli yeni bir nükleer silah olduğuna vurgu yapmıştır. Kristensen, B61-12 nükleer bombaların “Hiroşima’ya atılan atom bombasının asgari dört katı gücünde ortalama 50 kiloton” yıkıcı bir güce sahip olduğu, bu bombaların birden çok bomba işlevi gördüğü, yer altı ve üssündeki hedefleri yok etme gücüne sahip olduğunu vurgulamıştır.

 

 

TÜRKİYE NÜKLEER HEDEFTİR

 

2009 yılında NATO’da alınan bir kararla daha önce yine topraklarımızda İncirlik’te konuşlandırılan nükleer bombaların yeni nesil nükleer bombalarla değiştirilmesini ABD’nin baskısı ile kabul eden Türkiye, anlaşıldığı ve görüldüğü gibi bu kararı ile nükleer savaşta ülkemizi nükleer tehdit altına diğer bir deyişle “nükleer hedef” konumuna getirmiştir.

 

 

İNCİRLİK ÜSSÜ MERKEZLİ ÖNEMLİ TARİHİ OLAYLAR

 

1951 yılında inşaatına başlanan ve 1954’de tamamlanan üs, ABD’nin dünya çapında “Ana Harekât Üssü statüsü” verdiği az sayıda üsten biridir ve bin millik (1800 Km.) harekât yarıçapıyla Amerikan Hava Kuvvetleri’nin Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Ege ile birlikte asıl Basra ve Hazar petrol bölgelerini kapsayan bölgede kontrolü sağlamasına önemli katkı sağlamaktadır.

 

1958 yılında Almanya’dan gelen Amerikan deniz piyadelerinin “Türk hükümetinin iznini” bile beklemeye gerek duymadan İncirlik üssünden Ürdün’e gitmelerine sahne olmuştur. 1958 yılında ABD’nin Lübnan müdahalesinde etkin bir şekilde kullanılmıştır.

 

01 Mayıs 1960 tarihinde Amerikan Pilotu Gary Powers yönetimindeki bir Amerikan U–2 uçağı Sovyetler Birliği toprakları üzerinde casusluk uçuşu yapmak üzere İncirlik üssünden havalanmış ve uçak Sovyetler tarafından düşürülmüştür. Türkiye bu önemli olayı “uçak düşürüldükten üç gün sonra” yine Sovyet makamlarının açıklamalarıyla öğrenmiştir.

 

1978 yılında, İsrail’in Filistin Tel-Zaatar kampını bombalaması olayında ABD İncirlik Üssünden lojistik destek vermiştir.

 

1986 yılında Libya’nın bombalaması sırasında ABD, İncirlik Üssüne intikal eden F–111 uçaklarını da kullanmıştır.

 

1991 yılındaki Birinci Körfez Savaşından 2003 yılındaki Irak’ın işgaline kadar olan 12 yıl boyunca İncirlik Üssü “Kuzeyden Keşif Harekatı/Çekiç Güç” için yoğun bir şekilde kullanılmıştır.

 

ABD’nin 11 Eylül olaylarını bahane ederek gerçekleştirdiği Afganistan işgalinde “ele geçirdiği El–Kaide elemanlarının” CIA ajanları tarafından seyyar sorgu merkezi olarak İncirlik Üssünü kullandığı bilinmektedir.

 

IŞİD’le mücadele kapsamında 2013 yılından itibaren PKK/PYD/YPG/YPJ terör örgütlerine İncirlik’ten destek vererek “Türkiye’nin güvenliğini” göz göre ihlal etmektedir.

 

15 Temmuz 2016 tarihinde “Amerikan-CIA destekli FETÖ/PDY Darbe Girişimi” sırasında 10’ncu Tanker Üs Komutanlığı-İncirlik Üssünde konuşlu tanker uçakları ile darbeci F-16 uçaklarına havada yakıt ikmali yapılarak uçakların inmeden saatlerce uçması sağlanmıştır.

 

 

TERÖR YUVASI İNCİRLİK, KÜRECİK FÜZE SAVUNMA RADARI İLE DİYARBAKIR HAVA ÜSSÜ ABD KULLANIMINA KAPATILMALIDIR

 

PKK/PYD/YPG/YPJ’ye FETÖ/PDY’ye yani terör örgütlerine açık destek veren ABD, 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ/PDY terör örgütünün elebaşına 1999 yılından itibaren ev sahipliği yapmakta ve çok açık bir şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındadır. Sonuç olarak;

 

1- Nükleer silahlarını baskıyla Türkiye’ye yerleştirerek “Türkiye’yi nükleer hedef” haline getiren, “terör örgütlerine destek” veren ve bunlar için İncirlik Üssünü kullanan, bugüne kadar kendisine anlaşmalarla sağlanan hakları ihlal ederek burayı bir “terör yuvası” haline getiren “ABD’ye İncirlik Üssünün kapatılması” (Fotoğraf-1,2,3,4),


2- 2011 yılı sonu 2012 yılı başından itibaren NATO maskesiyle Malatya/Kürecik’e konuşlandırılan “füze savunma radarının kapatılması” (Fotoğraf-5),


3- 01 Ekim 2015 tarihinden itibaren sözde Arama-Kurtarma maksadıyla Diyarbakır Hava Üssünde bulunan 3 Silahlı Helikopter, 2 Silahlı Ulaştırma Uçağı ile 500-1000 ABD askerinin kaçak olarak adlandırdığımız “Diyarbakır Hava Üssünü kullanmasına son verilmesidir” (Fotoğraf- 6,7).

Fotoğraf - 1
Fotoğraf - 1
Fotoğraf - 2
Fotoğraf - 2
Fotoğraf - 3
Fotoğraf - 3
Fotoğraf - 4
Fotoğraf - 4
Fotoğraf - 5
Fotoğraf - 5
Fotoğraf - 6
Fotoğraf - 6
Fotoğraf - 7
Fotoğraf - 7

TÜRKİYE’DEKİ NATO VE ABD VARLIĞI

1. Müttefik Kara Komutanlığı-İzmir (NATO-ABD)


2. Çabuk İntikal Kolordusu (3.Kolordu Komutanlığı)-İstanbul (NATO-ABD)


3. Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi-Ankara (NATO)


4. Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi-Ankara (NATO)


5. ABD Savunma İşbirliği Ofisi (ODC-Turkey)-Ankara (ABD)


6. NATO AWACS arafından kullanılan Konya Hava Üssü-Konya (NATO)


7. ABD tarafından da kullanılan Mersin Limanı (ABD)


8. 39.Hava Üs Komutanlığı (39.Air Base Wing)-İncirlik (ABD)


9. İspanya PATRIOT Hava Savunma Bataryası-İncirlik (NATO)


10. İtalyan ASTER-30 Hava Savunma Bataryası-Kahramanmaraş (NATO)


11. Füze Savunma Radarı-Kürecik (NATO-ABD)


12. Yedek Uçuş Meydanı (Emercensi)-Erhaç/Malatya (ABD)


13. Füze Savunma Radarı Komuta Merkezi-Diyarbakır (NATO-ABD)


14. ABD Arama-Kurtarma (MAK) Birliği-Diyarbakır (ABD)


15. Yedek Uçuş Meydanı (Emercensi)-Batman (ABD)