NATO’nun, 1994 yılında Türkiye ve Suriye’nin su savaşına girdiği bir senaryoya dayanan komuta yeri tatbikatını 6 ATAF (6 Allied Tactical Air Force) ev sahipliğinde İzmir-Kemalpaşa’da bulunan harp karargahında yaptığını hatırlatan emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, ABD’nin bugün Suriye’de koridor ve petrol savaşının yanında Fırat üzerinden su savaşı da yürüttüğüne dikkat çekti.
Genel Başkan Yardımcımız Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, ABD’nin Suriye’de savaşı Fırat üzerinde yoğunlaştırmasına dikkat çekerek, ABD’nin bir taraftan koridor, bir taraftan petrol, diğer bir taraftan da su savaşı yaptığına işaret etti. Bu üç konunun birbirinden ayrılmayacağını vurgulayan Karataş, “1980’lerde ve 1990’lı yılların başında ısıtılarak önü- müze getirilen Sınır Aşan Sular (Fırat ve Dicle Nehirleri) konusu tekrar gündeme gelecektir. Su bölgenin en önemli sorunlarından biridir ve olmaya devam edecektir. Türkiye, Sınır Aşan Sular konusunda sıkıştırılmaya çalışılacaktır. ABD Türkiye’yi de içine alan bir su savaşı peşinde olacaktır” değerlendirmesi yaptı.
TATBİKAT YAPILDI
ABD’nin PKK/PYD ile birlikte Fırat üzerindeki barajları kontrol etmeye çalıştığını, Deyrizor’u ele geçirme çabasının altında suyun da bulunduğunu ifade eden Karataş, 1994 yılında yapılan bir NATO tatbikatı ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi: “1994 yılında senaryosu NATO Karargahında yazılmış bir tatbikat 6 ATAF ev sahipliğinde İzmir-Kemalpaşa’da bulunan harp karargahında yapıldı. Tatbikatın senaryosuna göre Türkiye Suriye ile su savaşına giriyordu. ABD ve NATO çok önceden Türkiye ile Suriye arasında su savaşı planlamıştı. Üstelik bu tatbikat İzmir’de konuşlu NATO karargahı koordinesinde yapıldı. Senaryo Türkiye’ye de onaylatıldı. Tatbikata Hava Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi olarak kurmay binbaşı rütbesiyle ben de katılmıştım. Tatbikat sonrasında yazdığım Tatbikat Sonuç Raporunda senaryo ile ilgili eleştiri ve önerilerimi raporuma yazdım. Özetle böyle bir senaryonun Genelkurmay Başkanlığı tarafından kabul edilmesinin ileride Türkiye açısından sakıncalar yaratacağını vurguladım.”