"Vatan Partisi, programına NATO’dan çıkmayı koymuş tek partidir"

Lüleburgaz İlçe Başkanlığımız, NATO'nun Türkiye'yi hedef almasına karşı basın açıklaması düzenledi.

Tarih:

Değerli Basın Emekçileri ve Vatansever Lüleburgaz Halkı;

 

12 Kasım 2017’de gerçekleşen NATO tatbikatında kurucu liderimiz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ismi düşman tablosunda yer almıştır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Ülkemiz 65 yıldır, bırakınız NATO şemsiyesi altında güvenle yaşamayı, NATO devletleri, ABD kaynaklı tehditlerle boğuşmaktadır.

 

2 Ekim 1992’de “Kararlılık Gösterisi” isimli NATO tatbikatında Saratoga isimli savaş gemisi Muavenet isimli savaş gemimizi sözde yanlışlıkla vurmuş, gemi komutanı dahil 5 askerimizi şehit etmişti.

 

NATO’nun gerçek sahibi olan Amerika Birleşik Devletleri, 15 Ağustos 2002’de tarihinin en kapsamlı askeri tatbikatı olan ve senaryosu “Türkiye’nin İşgali” biçiminde hazırlanan “Bin Yılın Meydan Okuması” tatbikatını Nevada çölünde gerçekleştirmişti.

 

2006 Eylül'ünde Roma’daki NATO Savunma Kolejinde birifing veren bir Amerikalı albay perdeye bölünmüş bir Türkiye haritası yansıttı. Subaylarımız toplantıyı terk etti. NATO konuyu yine bir özürle geçiştirdi.

 

Daha 2 hafta önce ABD öncülüğünde Yunanistan’da gerçekleştirilen ”Artemis” isimli tatbikatın hedefinin Türkiye olduğu basınımızda yer aldı. NATO ve ABD’nin içimize yerleştirdiği “Gladyo” 6-7 Eylül 1955 olaylarından bu yana ülkemizde sayısız tertibe girişti.

 

Kahramanmaraş’ın Çorum’un, Sivas’ın, 1 Mayıs 1977’nin, son yıllarda ülkemizde patlatılan bombaların izini sürdüğümüzde ulaşacağınız menzil NATO’dur.

 

Türk ordusunu esir almayı hedefleyen Ergenekon ve Balyoz tertiplerini araştırınca karşımıza çıkan NATO’dur.

 

Başımıza ABD tarafından sarılan PKK ve FETÖ terör örgütlerinin arkasında da NATO’yu görmek mümkündür. Gerek bu güne değin PKK’ya gizli ve açıktan yapılan silah ve çeşitli yardımların arkasında yer almaları, gerek FETÖ'nün kalkışmasında İncirlik Üssü’nün rolü bunun en net göstergesidir. NATO üyesi olmayan Çin, Rusya gibi ülkelerden füze savunma sistemi almak istediğimizde ülkemizi alenen tehdit eden de NATO’dur.

 

Konu sahte bir özürle geçiştirilemeyecek kadar ciddidir. Hükümet bu sahte “hata” açıklaması ve özürle yetinecekse Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdidi yeterince anlamamış demektir. Kurtuluş Savaşı’nın önderini hedef almak, NATO’nun Türkiye’nin halen yürüttüğü Vatan Savaşına ya da İkinci Kurtuluş Savaşına bakışını göstermektedir.

 

 

ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

 

Partimiz, Türkiye’nin güvenliği için aşağıdaki önerileri yapmaktadır.

 

1- Hükümet, TBMM’yi acilen toplamalı, 18 Şubat 1952 tarihli 5886 sayılı Türkiye’nin NATO’ya girişini onaylayan yasayı tartışmaya açmalıdır. Türkiye’nin Kuzey Atlantik Anlaşmasından çekileceği ilan edilmelidir. Bu anlaşmanın gereği olan bütün diğer anlaşmalardan da Türkiye tek taraflı olarak çekilmelidir.

 

2- Türkiye’de NATO ve ABD’nin kullanımına sunulan Adana İncirlik, Diyarbakır ve Malatya Kürecik başta olmak üzere 15 askeri üs Türk ordusunun kullanımına verilmeli, yabancı güçler ülkeden çıkarılmalıdır.

 

3- Türkiye, kendi güvenliği için öncelikle İran, Irak ve Suriye gibi komşu ülkelerle ayrıca Rusya, Çin, Orta Asya Cumhuriyetleri ve Hindistan gibi Asya ülkeleriyle sıkı ilişki kurmalıdır. Türkiye’nin zaten fiili üyesi olmaktan çıktığı NATO’dan resmen de ayrılması güvenliğimiz için zorunluluktur. Türkiye’nin doğal güvenlik ittifakları zaten oluşmuş durumdadır.

 

Vatan Partisi, TBMM içindeki ve dışındaki bütün partilerin aksine, hükümet programına NATO’dan çıkılmayı koymuş tek partidir. Milli Hükümet Programımızın 15. Maddesi açıkça Türkiye’nin NATO’dan çıkacağını ve emperyalist askeri ittifaklara katılmayacağını ilan etmektedir. Türk milletinden yana olduğunu iddia eden tüm partilerin de aynı tutumu almasını bekliyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

 

Selda Kılıç

Lüleburgaz İlçe Başkanı