Partimiz YSK'ya Başvurdu

Adana İl Seçim Kurulu’nun 29 Mayıs’taki miting için partimize tahsis edilen alanı hukuksuzca Tayyip Erdoğan’a vermesine karşı YSK’ya itirazda bulundu

Tarih:

 Adana İl Seçim Kurulu’nun 29 Mayıs’taki miting için Partimize tahsis edilen alanı hukuksuzca Tayyip Erdoğan’a vermesine karşı YSK’ya itirazda bulundu. 

İtiraz sonrası YSK önünde basın açıklaması yapan Genel Başkan Yardımcımız Hasan Korkmazcan şunları söyledi; 

29 Mayıs 2015 tarihinde saat 17.00’de Adana Seyhan İlçesi İstayon Meydanı’nda Vatan Partisi Mitingi yapılacaktır. Bu tarih, kanuni süresi içinde Seyhan İlçe Seçim Kurulu’na başvuran Adana il teşkilatımız tarafından tespit edilmiş ve meydanın Vatan Partisi Mitingine tahsisi kesinleşmiştir. Buna rağmen aradan 15 gün geçtikten sonra Adana Valiliği yasalarda herhangi bir şekilde taraf olmaması gerekirken meydanın bir başka mitinge tahsis edilmesi konusunda başvuruda bulunmuştur. İlçe Seçim Kurulu çok doğal olarak bu talebi reddetmiştir. Adana Valiliği herhangi bir yetkisi olmamasına rağmen İlçe Seçim Kurulu’nun kararına karşı Adana İl Seçim Kurulu’na itirazda bulunmuş ve maalesef bu itiraz Adana İl Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir.  

ADANA İL SEÇİM KURULU HUKUKU ÇİĞNEMEKTEDİR

Biz Adana Seçim Kurulu’nun aldığı ve karar gerekçesinde bu kararın kesin olduğu doğrultusunda yazdığı kararı yasa dışı buluyoruz. Seçim hukukuna ve İl Seçim Kurulu’nun yetkilerine uygun olmadığını iddia ediyoruz. Bu iddialarımızı YSK’ya getirdik. YSK’nın seçim süreci başlarken aldığı prensip kararları içinde de yer almış bir hüküm vardır. Yer tahsisi konusunda İlçe Seçim Kurulları yetkilidir. İlçe Seçim Kurullarını ortadan kaldırmaya ve hele bu konuda nihai karar vermeye İl Seçim Kurulu’nun yetkisi yoktur. Kesin karar verilmesi hususu YSK’ya aittir. Bizim başvurumuzun bu gerekçeler doğrultusunda İl Seçim Kurulu kararının iptali şeklinde çıkacağına inanıyoruz.

PARTİLERİN EYLEMLERİ ENGELLENMEKTEDİR

Aslında bugün karşı karşıya olduğumuz durum seçim sürecin ne kadar hukuk dışı bir zeminde cereyan ettiğini göstermektedir. Seçime bir tarafta devletin bütün kurum ve kurulları iktidar partisi lehine çalışacak şekilde dizayn edilerek gidiliyor. Devlet’in bütün kurumları derken bunun içinde Cumhurbaşkanlığı Kurumu da var. Bütün kurumlar kişilik ve kimlik sınavından geçiyor. Maalesef başta Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere, İl Valilikleri bu sınavda başarılı not alamamışlardır. Siyasi tarihe yüz karası olarak geçecek eylemler yapmaktadırlar. Toplum neredeyse tarafsız ve yansız olarak bütün partilere eşit mesafede olması gereken makamların taraflı olmasına alışmıştır. Adeta Valiler iktidar partisi milletvekili adaylarının seçim propaganda elemanı konumuna düşmüşlerdir. Toplum bir bakıma bunları da kanıksamıştır. Ama son durum bundan bir adım öteye geçen bir durumdur. Bu sefer siyasi yarışa katılmış olan partilerin eylemleri engellenmektedir.  

ÖNCE MİLLETVEKİLİ ADAYIMIZ GÖZALTINA ALINDI ŞİMDİ MİTİNG ALANIMIZ ELİMİZDEN ALINMAK İSTENİYOR

Bunlardan başlıcası geçtiğimiz günlerde Vatan Partisi milletvekili adayı Yadigar Özen’in seçim çalışması yaparken gözaltına alınmasıdır. Bu bizim siyasi tarihimizde ilk defa meydana gelmektedir. İkincisi de şu anda başvurusunu yaptığımız Adana miting alanı meselesidir. Burada da Cumhurbaşkanlığı Makamı her türlü yasalara saygı duyarlılığını bir tarafa bırakarak bir partinin lehinde faaliyetler yürütmeye kalkışmıştır. Adana Valiliği buna alet olmuştur. Biz bu tür kanun dışı işlem yapan kamu görevlileri hakkında gerekli tespitleri bugünden yapıyoruz. Bunun hesabını bir gün vereceklerini akıllarında tutsunlar. İktidar yandaşlığının kendi yetki alanları dışında olduğunu bilsinler. Türkiye Cumhuriyeti’nin Valisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu görevlisi gibi davransınlar. Bu davranışların dışına çıkanlar yasadışı bir faaliyetin parçası haline gelirler. Bunun hesabı mutlaka sorulur. 

İtirazımız en kısa zamanda değerlendirilmek durumundadır. Esasen gene Adana’daki kamu görevlilerinin gayretkeşliği sonucu bizim tanıtım afişlerimiz imha edilmektedir. Seçim faaliyetimiz engellenmektedir. Demokratik zeminin dışına çıkan bu davranışlarının seçim güvenliği yönünden varabileceği noktaları düzene sokmak YSK’nın görevidir. Seçimin adil, eşit ve bütün partilerin kendilerini ifade edebileceği uygun bir ortamda geçmesi YSK’nın anayasal görevidir.