Öncü Kadın'dan Hükümete uyarı

"Müftülere nikâh yetkisi derhal geri çekilsin!"

Tarih:

Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Pınar Gül, (2 Ağustos.2017) İzmir İl Başkanlığımızda bir açıklama yaptı. Müftülere Nikah Kıyma yetkisinin Anayasamızda yer alan Devrim Kanunları 174 maddesinin 4. bendine aykırı olduğunu belirterek Hükümeti uyardı. Pınar Gül’ün yaptığı açıklama şöyle:

 

25 Temmuz 2017’de Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı müftülüklere nikah kıyma yetkisi vermektedir. Bu durum, Anayasamızın “İnkılap Kanunlarının Korunması” başlığı altında ki 174. maddesinin 4. bendine aykırıdır.

 

Bu kanun tasarısı, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden devrim kanunlarını zaafa uğratma dolayısıyla Anayasayı delme çabasından başka bir şey değildir.

 

Tasarıda “Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu yetkisi verilmektedir” ifadeleri yer almaktadır. Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyulmuştur? Kanun gerekçesinde belirtildiği üzere evlenme işlemleri aksamakta ya da evlendirme memuru sayısında sıkıntı mı yaşanmaktadır? Böyle bir ihtiyaç olsa dahi, evlendirme memuru görevlendirme konusunda çok sayıda idari personel tercih edilebilecekken, neden müftülükler gündeme getirilmiştir?

 

“Kolaylaştırma” için bulunabilmiş tek çarenin müftülüklere evlendirme memurluğu yetkisi verilmesi devlet ciddiyetiyle uyuşmamaktadır. Toplumumuzda, evlenmek isteyip de resmi yetersizlikten ötürü evlenememek gibi bir sorun yoktur. Milletin böyle bir talebi de yoktur. O halde, bu ısrarın sebebi nedir?

 

Her ne kadar kanun tasarısında “kolaylaştırma” gerekçesi gösterilse de, hükümet yetkilileri sözlü açıklamalarında dini nikahlı çiftlerin bu yolla resmi nikah altına alınabileceğini ifade etmişlerdir. Bu durum, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesine kökten aykırıdır. Çünkü, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kurulması Hakkındaki Kanun’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve Müftülüklere böyle bir yetki tanınmamıştır. Üstelik “toplumsal ihtiyaç” kılıfıyla böyle bir uygulama yapıldığı takdirde, yarın birçok devlet işinde benzer uygulamaların yolu açılacaktır.

 

Din görevlileri kendilerine tarif edilen görevlerin çerçevesinde kalmalıdır.

 

Başta, eğitim sistemi olmak üzere toplum hayatının birçok alanında gerici uygulamalar ile Cumhuriyetin temel ilkelerinden kopuşlar amaçlanmaktadır. Laiklik ilkesinin çiğnenmesi, ülke birlik ve bütünlüğünü tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Milletçe birlik halinde mücadele etmek zorunda olduğumuz sorunlarımız varken toplum hayatında yapılan bu tür gerici uygulamalar, insanlarımızın arasında ayrışmalar yaratmaktadır. Ülkemiz, ABD destekli PKK, FETÖ, IŞİD gibi terör örgütlerine karşı bir Vatan Savaşı verirken, milleti bölecek ve iç cepheyi zaafa uğratacak bu türden uygulamalardan hükümet derhal vazgeçmelidir.

 

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü göstermiştir ki, laiklik olmadığı zaman, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü sağlamak da güçleşmektedir. Ülke bu tür kamplaşmalarla dış müdahalelere açık hale gelmektedir.

 

Cumhuriyeti ve laikliği karşısına alan bir iktidar bu ülkeyi yönetemez. Vatan Partisi Cumhuriyet Devrimine karşı olan bütün uygulamalara karşı her alanda mücadele etmektedir ve bundan sonra da edecektir.