Merkez Basın Büromuzdan Davutoğlu’na yanıt

“Partimize ‘İslam ve ezan karşıtı, başörtüsü düşmanı’ demek alçakça bir iftiradır! Vatan Partisi ‘Türkiye’yi biz yönetiyoruz’ dememiştir”

Tarih:

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6 Kasım 2020 günü Vatan Partisi için tezvirat ve iftiralar içeren şu ifadeleri kullanmıştır: “Asya'daki bazı rejimlere özenti duyan bir başörtüsü düşmanı, İslam karşıtı, ezan karşıtı hani bunları onlar kullandığı için söylüyorum. Bir parti çok minik parti 'Türkiye'yi ben yönetiyorum' diyor.” Bu sözler çeşitli basın- yayın kuruluşları tarafından haberleştirilmiştir. Davutoğlu’na yanıtımızı aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.

 

Vatan Partisi’ne karşı “İslam ve ezan karşıtı, başörtüsü düşmanı” demek ve partimizin Türkiye’yi yönettiğini söylediğini ileri sürmek aleni bir iftira ve bir kışkırtmadır.

 

Vatan Partisi’nin İslam dinine, Hz. Muhammed’e, ezana ve dinin diğer kutsallarına olan saygısı kamuoyu tarafından bilinmektedir. Vatan Partisi’nin 50 yılı aşkın emperyalizmle mücadele geçmişinin önemli bir kısmını, Müslüman ülkelerle dayanışma ve ortak mücadeleler oluşturmuştur. Filistin davasına destek, Irak ve Libya işgaline karşı mücadele, Suriye yıkıcılığına karşı tavır, İran’a yönelik saldırılara karşı duruş…Son yıllardaki mücadele örnekleridir.  

 

 

İSLAMİYET’E SAYGISIZLIĞA TEPKİ

 

Yine son olarak Fransız’da İslam’a ve Hz. Muhammed’e karşı yapılan saygısızlığa Vatan Partisi’nin tepkisi, had bildiren bir yanıt olmuştur. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, basın açıklaması yaparak Hz Muhammed’e yönelik alçakça karalama ve saygısızlıkları lanetlemiş ve mahkûm etmiştir. Bununla da kalınmamış, Vatan Partisi Öncü Gençlik, İstanbul Konsolosluğu önüne giderek Fransa’yı protesto etmiştir.  

 

 

VATAN PARTİSİ “TÜRKİYE’Yİ BİZ YÖNETİYORUZ” DEMEDİ

 

Davutoğlu’n ikinci yalanına gelirsek… Daha önce de açıkladığımız gibi Vatan Partisi hiçbir yerde “Türkiye’yi biz yönetiyoruz” gibi bir ifade kullanmamıştır.” Aksine, Türkiye’nin AK Parti’nin başında olduğu iktidar tarafından yönetildiğini her fırsatta vurgulamaktadır.

 

Partimizin Türkiye’ye yön gösteren siyasetleriyle ilgili bütün açıklamalarımız, kararlılıkla savunduğumuz program ve siyasetlerin ülkemizin gündemine bir bir girdiğini anlatmaktadır. Türkiye 2014’te Silivri duvarlarının yıkılması sonrasında büyük bir dönüşüm yaşamıştır. Özetlemek gerekirse;

 

  • AK Parti Fethullah Cemaatiyle birlikteydi, 2014’ten sonra FETÖ’yü hapse attı.
  • AK Parti, PKK açılımını 2015’te sonlandırdı ve terör örgütü hendeklere gömüldü.
  • Rusya ve İran’ı karşımıza alan siyasetler terk edildi; onlarla dost olduk ve Astana Ortaklığını kurduk.
  • Doğu Akdeniz’de ve Ege’de AB’nin dayatmalarına boyun eğiyorduk, Mavi Vatanımızı silahla korumaya başladık.
  • Türkiye ABD - NATO’nun kontrolündeydi, savunma alanında bağımsız hareket eden ve S 400’leri alabilen bir ülke oldu.
  • Batı’nın bize dayattığı borçlanma ekonomisi tükendi, Türkiye üretim ve istihdam odaklı milli ekonomiye geçmeye başladı.
  • Toplam olarak baktığımızda; Atlantik cephesindeki zincirlerimizi kırdık ve Asya Çağı’nda başı dik bir ülke olarak yerimizi almaya başladık.

 

Bu saydıklarımızın hepsi, Vatan Partisi’nin Bağımsız ve Üreten Türkiye için uzun yıllardır mücadelesini verdiği siyasetlerdir. İktidar tarafından da söz konusu siyasetlerin uygulanması, yalnızca Vatan Partisi’nin haklılığını ve uzak görüşlülüğünü kanıtlamıyor, Türkiyemizin geleceğini de güvence altına alıyor.

 

 

DAVUTOĞLU’NUN YENİ PARTİSİ VE RAND MİSYONU

 

Peki Davutoğlu Vatan Partisi’yle ilgili bu yalanlara sistemli olarak neden başvuruyor? Bu soru bizi ABD’nin Türkiye ile ilgili beklentilerini ve projelerini yansıttığı RAND Corporation 2020 raporuna götürüyor. Raporda Türkiye’deki ana çelişmenin laik – dindar çelişmesi olmaktan çıktığı belirleniyor. Bunu sağlayan koşulların 15 Temmuz sonrası oluştuğu ve ABD - FETÖ- Batı karşıtlığı temelinde- RAND’in ifadesiyle- Erdoğan ile Avrasyacılar - milliyeçiler ittifakının kurulduğu saptanmaktadır. ABD’nin umudu bu birlikteliğin bozulmasındadır. Buradaki beklentinin karşılığı Ak Parti tabanındaki dindarlar ile Avrasyacıların milliyetçiliğinin çatışmasıdır.  Bu noktada RAND yeni kurulan – kurulacak partiye yüklenecek misyonu tanımlıyor: "Yeni parti “Dindar – Liberal – Kürtçü ittifakı çatısı altında barındıracak" İşte bu analizlerin yapıldığı sırada Davutoğlu’nun kuruluşunu tamamladığı Gelecek Partisi, RAND’in tarifine tam olarak oturmaktadır.  

 

 

AK PARTİ İLE VATAN PARTİSİ ARASINA FİTNE SOKMAK

 

Davutoğlu’nun yatıp kalkıp 28 Şubat, başörtüsü, diğer dini öğeler üzerinden Vatan Partisi’ne saldırması, RAND raporuyla birlikte okunduğunda anlam kazanıyor. Böylece AK Parti tabanındaki muhafazakârların, Vatan Partisi’ne karşı kışkırtılması görevinin Davutoğlu’na verildiği çok net açığa çıkıyor. Ancak Davutoğlu bu misyona uygun ne yaparsa yapsın çırpınışları boşunadır. Türkiye’yi yeniden Amerikancı rotaya sokmak artık imkânsızdır.