Hollanda Meclisi yargının yetkisini gasp edemez!

Vatan Partisi olarak, Hollanda Temsilciler Meclisi önünde, sözde soykırım yasa tasarısına karşı açıklama gerçekleştirdik

Tarih:

Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Genel Başkan Yardımcıları İnci Özdil ve Ali Mercan, Avrupa Temsilcisi Beyhan Yıldırım ve Hollanda Temsilcisi Ahmet Uyar, Hollanda Temsilciler Meclisi'nin sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyan bir yasa çıkartma girişimine karşı, Lahey'de bulunan Temsilciler Meclisi (Tweede Kamer der Staten-Generaal) önünde basın açıklaması yaptı. Reyhan açıklamasında şunları söyledi:

 

 

HOLLANDA MECLİSİ YARGININ YETKİSİNİ GASP EDEMEZ

 

Ermeni kırımı yapıldığı iddiası, Birinci Dünya Savaşında da emperyalist bir propaganda idi, bugün de. O zaman İngiltere vardı bu kampanyanın merkezinde, şimdi ABD. Üzülerek görüyoruz ki, Türkiye’nin Afrin’de ABD destekli terörle savaştığı koşullarda, Hollanda da ABD’nin emperyalist yalanına alet olmaya başladı.

 

 

SOYKIRIM BİR SUÇ TANIMI

 

Soykırım, bir suç tanımıdır, hukuki bir kavramdır. Soykırım suçu, Birleşmiş Milletler’in 1948 Soykırım Sözleşmesinde tanımlanmıştır. Suçun varlığına yalnızca suç olduğu iddia edilen eylemin yapıldığı ülkenin mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi karar verebilir. Hollanda Meclisi`nin ya da herhangi bir ülkenin meclisinin “soykırım”a hükmetme yetkisi yoktur.

 

 

AİHM’NİN ÜÇ KARARI

 

AİHM’nin üç ayrı kararı artık bu konuda tartışmaları bitirmiştir.

 

Birinci karar: AİHM 2. Dairesinin “Perinçek-İsviçre Davası” diye anılan yargılamadaki 17 Aralık 2013 günlü kararı.

 

İkinci karar: AİHM Büyük Dairesinin “Perinçek-İsviçre Davası”nda aldığı 15 Ekim 2015 günlü karar.

 

Üçüncü karar: AİHM’nin Ali Mercan, Ethem Kayalı, Hasan Kemahlı ile İsviçre Devleti arasındaki davada aldığı 28 Kasım 2017 tarihli karar.

 

Ayrıca Yüksek Mahkeme, aynı zamanda yukarda andığımız her üç kararında çok önemli bir hukukî saptamada bulundu: 1915 olayları “Holocaust” diye anılan Yahudi soykırımından farklıdır, aynı sınıflamaya konamaz.

 

Bilindiği gibi Yahudi Soykırımı, yetkili mahkeme kararıyla hükme bağlanmıştı. Oysa 1915 yılında işlenen eylemlerin soykırım suçunu oluşturduğuna ilişkin bugüne kadar yetkili mahkeme kararı yoktur. O nedenle “Ermeni soykırımı” iddiaları, bütünüyle hukuk dışıdır.

 

 

PARLAMENTOLARIN VE HÜKÜMETLERİN YETKİSİ YOK

 

BM Soykırım Sözleşmesini ve AİHM kararlarını okuyanlar, parlamentoların, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının, belediyelerin, üniversitelerin vb soykırım konusunda hüküm vermeye yetkili olmadığını görürler.

 

Nasıl Ajax-Feyenoord maçında gol kararını Hollanda Parlamentosu veremezse, Ermeni soykırımı kararını da veremez.

 

Soykırıma hükmetmek için, herhangi bir mahkeme bile yetkili değildir. Ancak Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde belirtilen iki mahkeme karar verebilir. Bu nedenle bugüne kadar yetkili olmayan kurumlarca alınan bütün kararlar, uluslararası hukuka aykırıdır.


Hal böyleyken, Hollanda’da hukukdışı önergeyi Meclis’e sunan Hıristiyan Birliği (CU) Mv. Sayın Joel Voordewind basına yaptığı açıklamada, sözde soykırımı tanımanın uluslararası hukukun bir gereği olduğunu belirtmiş ve Hollanda’yı uluslararası hukukun başkenti olarak tanımlamıştır. Bu açıklamadan, sayın vekilin ve arkadaşlarının uluslararası hukukun başkentinde uluslararası hukuktan bihaber olduklarını anlıyoruz. Eğer haberdar olsalardı, soykırıma hükmetme konusunda Hollanda Meclisi’nin değil, hemen yanıbaşlarındaki Lahey Adalet Divanı’nın veya Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu bilirlerdi. Yine Lahey Adalet Divanı (Uluslararası Ceza Mahkemesi), 3 Şubat 2015 kararında, tehcirin soykırıma hükmetme konusunda yeterli bir neden sayılamayacağını ilan etti. Hollandalı vekiller, BM 1948 Soykırım Sözleşmesi, AİHM’nin Perinçek kararları ile Lahey kararlarını takip etmiş olsalardı, işte o zaman uluslararası hukuka uygun hareket etmiş olurlardı.

 

 

HUKUK YOK

ABD’NİN İKİNCİ İSRAİL PLANINA DESTEK VAR

 

Hollanda Parlamentosu, Ermeni Soykırımını tanıma kararı alırsa, bu kararın hiçbir hukukî değeri yoktur. Hollanda, ABD emperyalizminin “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail devleti kurma girişimini desteklemiş olur, o kadar. Bu desteğin ABD girişimini bozguna uğramaktan kurtarma şansı da yoktur. Hollanda, Türkiye’ye düşmanlığını ilan etmiş olur. Kararın siyasal değeri de işte bu kadardır.

 

Tartışma ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, 1915 olaylarında ne oldu, nasıl ve niçin oldu konusundadır. Hiç kimse mahkemenin yerine geçip “1915’te falanca kimse soykırım suçunu işledi” diye hüküm kurma özgürlüğüne sahip değildir.

 

 

DANİMARKA MECLİSİ’NİN ÖRNEK KARARI VAR

 

Danimarka Meclisi, 26 Ocak 2016 günlü oturumunda, 1915 olaylarında Ermeni soykırımı yapıldığına ilişkin önergeyi reddetti. Danimarka Meclisi ve Hükümeti, görüşmelerde Hükümetin ve Parlamentonun bu konuda yetkili olmadığını saptadı. Bu uygulama, Avrupa’da Avrupa Hukukunu uygulama niyeti olan bütün devletler için yol gösterici değerdedir.

 

 

AVRUPA’DA HUKUK ÖĞRETİSİ MECLİSLERİN YETKİSİ OLMADIĞINI SAPTIYOR

 

Avrupa’da eskiden emperyalistlerin Ermeni soykırımı yalanları öğretiliyordu. AİHM’nin Perinçek-İsviçre ve Ali Mercan-İsviçre davaları kararlarından sonra, siyasal kurumların Ermeni soykırımına hükmetme yetkisinin bulunmadığı öğretiliyor. Bu konudaki örnekleri Kaynak Yayınları’nın yayınladığı “Perinçek-İsviçre Davası AİHM Büyük Daire Kararı” adlı kitabın başında yer alan “AİHM Kararlarının Kazanımları” başlıklı sunuştan okuyabilirsiniz.

 

 

DOĞRU STRATEJİ VE DOĞRU SİYASET

GÖREVİNİN BAŞINDA

 

Vatan Partisi yöneticileri, 2005 yılından bu yana 10 yıllık mücadelede, yürüyüşlerle, toplantılarla, mitinglerle İsviçre’deki yasa dışı tutumu bilinçli olarak çiğnediler, gözaltına alındılar, mahkum edildiler, AİHM’de İsviçre Devletine karşı dava açtılar ve en sonunda AİHM kararlarını Türk milletine armağan ettiler. Böylece tartışma bitti. Kazanacaklarını biliyorlardı. Çünkü Ermeni sorununda, bilime dayanan ve cesaretle uygulanan doğru stratejiyi ve siyaseti izlediler. Partimiz, dünyanın neresinde olursa olsun, Türkiye’yi soykırımcı ilan etmeyi amaçlayan her türlü emperyalist yalanın karşısına dikilmeye devam edecektir.

 

Vatan Partisi olarak Almanya’dan sonra, Türkiye-Hollanda ilişkilerinin de normalleşmesini savunuyoruz. Türk dostu olmak Hollanda’nın çıkarınadır. Hollandalı milletvekillerini, meclislerine gelecek böyle bir tasarıya oy vermemeye, iki ülke arasındaki dostluk bağlarını güçlendirmeye çağırıyoruz.