Genel Başkanımız Doğu Perinçek’ten TBMM’ye çağrı

"Anayasal yetkinize sahip çıkın, erken seçim darbesine izin vermeyin!"

Tarih:

ÖZETLER

 

  • Uyum Yasaları’nı Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarmak Meclisi mafyatik yöntemlerle bombalamak demektir.

 

  • Erdoğan-Bahçeli ikilisi, Erken Seçim kararı alamaz. TBMM’nin yetkisini gasp etmeye kalkmışlardır. Bu, bir Darbe kararıdır.

 

  • Uyum Yasaları çıkarılmadı. Seçimin hukukî düzeni yok, fakat seçime gidiliyor. Bu durumda seçimin kendisi kaos yaratmaktadır. Hukuku yapılmadan seçim kararı alınamaz.

 

  • Yasaların öngördüğü seçim sürelerinin keyfî olarak kısaltılması, siyasal partilerin ve vatandaşların siyasal haklarının ortadan kaldırılması anlamına geliyor.

 

  • 24 Haziran’da Erken Seçim Kararı, siyasal partilerin ön seçim yapma hakkını ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda siyasal partilerin milletvekili adaylarının lider mafyaları tarafından atanması zorunlu kılınmaktadır.

 

  • Hukuk düzeni dışında paldır küldür seçim, kaosa davetiyedir.

 

  • Meclis, Erken Seçimin tarihini, siyasal hakların kullanılmasına olanak tanıyan süreleri dikkate alarak belirlemek durumundadır.

 

  • Erdoğan-Bahçeli ikilisi, kaos ve çözümsüzlük dayatıyorlar. Ancak Türkiye, her durumda çıkış yolu bulacak birikime sahiptir. Vatan Partisi, bu zorlu koşullardan Vatan Bütünlüğü ve Üretim Ekonomisiyle çıkışı başaracaktır. Milletimize güveniyoruz. Partimize güveniyoruz.


Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Vatan Partisi İstanbul İl Merkezinde bir basın toplantısı düzenleyerek, Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli ikilisinin erken seçim kararı alamayacaklarını, bunun bir darbe kararı olduğunu açıkladı ve TBMM’ye yetkisine sahip çıkması için çağrıda bulundu. Perinçek, özetle şunları belirtti:

 

 

YETKİSİZ KARAR

 

Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli ikilisi, 24 Haziran’da baskın seçim kararı aldıklarını açıkladılar.

 

Bu, Erken Seçim değil, baskın seçim kararıdır, bir darbe kararıdır.

 

Bu, bir darbe girişimidir.

 

Çünkü Tayyip Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin erken seçim kararı alma ve erken seçimin tarihini belirleme yetkileri yoktur. Bu yetki, Anayasa tarafından TBMM’ye verilmiştir (77. MADDE).

 

 

TBMM YOK SAYILMAKTADIR

 

Erdoğan-Bahçeli ikilisi, “erken seçim kararı aldıklarını” söyleyerek TBMM’nin yetkisini gasp etmeye kalkmışlardır.

 

Bu uygulamanın, hukukî açıdan 15-16 Temmuz Darbe girişimiyle bir farkı bulunmuyor. Her iki girişim de, sonuç olarak TBMM’nin yetkilerine el koyma girişimidir. Birisi silahla, diğeri mafyalaşan siyasal sistemi kullanarak.

 

Uyum Yasaları’nın aceleye getirilip Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarılması Meclisin Kanun yetkisinin gasp edilmesidir. Böyle bir uygulama Meclisin bombalanmasından farklı değildir. FETÖ uçakla bombaladı, Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli ise mafyatik yöntemlerle bombalamaya kalkışıyor.

 

Şu anda TBMM’nin kararlaştırdığı bir erken seçim yok. Ama Vatan Partisi dışında herkes, Baskın Seçim Darbesini benimsemiş gözüküyor. Bu durumda TBMM yok sayılmaktadır.

 

Vatan Partisi, milletin egemenliğini TBMM eliyle kullandığı demokratik süreçleri hayata geçirmek için görev başındadır.

 

 

SEÇİM HUKUKU DÜZENLENMEDEN

SEÇİM KARARI ALINAMAZ

 

Erken seçim önerisinin 24 Nisan 2018 Salı günü Meclis’te görüşüleceği açıklandı. O gün kabul edilip 25 Nisan 2018 günü Resmi Gazete’de yayımlansa, geriye 60 gün kalıyor.

 

Anayasa’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 17. maddesi ile Anayasa’ya eklenen Geçici Madde 21/A’ya göre; “Bu kanunun yayım tarihinden itibaren en geç altı ay içinde TBMM, bu kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği... kanuni düzenlemeleri yapar” denilmektedir. Bu Kanunun kabulüne ilişkin halk oylamasının sonuçları 28 Nisan 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Başka deyişle 2017 Ekim ayı sonuna kadar bu yasal düzenlemelerin yapılmış olması gerekirdi. Kamuoyunda “Uyum Yasaları” diye bilinen bu düzenleme, -bırakınız altı ayı- aradan bir yıl geçmesine rağmen halen yapılmamıştır. Yasal düzenleme yok iken nasıl seçim kararı alınacak, nasıl seçime gidilecektir?

 

Erdoğan’ın hemen ardından YSK Başkanı, yaptığı açıklamada, “24 Haziran’da yapılacak seçimlere hazırız. Seçim takvimini TBMM kararından sonra açıklayacağız” diyor. Henüz “Uyum Yasaları” çıkmamış. 100 bin imza ile Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterme koşulları henüz belli değil. Ortada hukukî düzen yok. Bunu nasıl yapacaklar?

 

Dahası Anayasa’nın 67. maddesinin son fıkrasına göre, “Seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmü var.

 

Anayasa’ya eklenen Geçici Madde (21/H) ile bu seçimlerde uygulanmayacağı, yani altı ay içinde çıkarılması zorunlu olduğu halde halen çıkarılmayan “Uyum Yasaları”nın, seçim sürecinin başlamasından sonra çıkarılsa dahi uygulanacak olması karşısında seçim takvimi nasıl hazırlanacak ve nasıl uygulanacaktır?

 

Anayasanın öngördüğü Uyum Yasaları çıkartılmadı.

 

Seçimin hukukî düzeni yok, fakat seçime gidiliyor. Hukuku yapılmadan seçim kararı alınamaz.

 

Uyum Yasaları düzenlenmediği için, siyasal partilerin ve vatandaşların temel siyasal haklarını kullanma olanakları bulunmuyor.

 

“Önce Seçim Kararı alırız, sonra hukukunu getiririz” anlayışı hukuk dışıdır. Önce hukukî düzen konur, hakkın kullanılması koşulları fiilen oluşturulur. Ondan sonra seçim kararı alınır.

 

Hukuk varsa, seçim vardır.

 

Hukuk yoksa, yapılan iş hukukun dışındadır.

 

Paldır küldür seçim olmaz, darbe olur!

 

 

SEÇİMİN YASAL SÜRELERİNİN KISALTILMASI

TEMEL HAKLARIN YOK EDİLMESİDİR

 

Anayasa ve Seçim Yasalarının öngördüğü sürelerin bir anlamı var. Bu süreler, siyasal partilerin ve vatandaşların haklarını kullanabilmeleri için tanınan sürelerdir. Bu süreler ancak olağanüstü durumlarda kısaltılabilir, keyfi olarak daraltılamaz. Bu sürelerin neredeyse ortadan kaldırılması, aslında siyasal partilerin ve vatandaşların siyasal haklarının zedelenmesi, hatta yok edilmesidir. Hiçbir düzenleme, hakkın ortadan kaldırılması boyutunda olamaz.

 

 

SİYASAL PARTİLERİN ÖN SEÇİM HAKKI YOK EDİLİYOR

LİDER MAFYALARI GÜÇLENDİRİLİYOR

 

İki ay beş gün sonra sandığa gidilmesi durumunda siyasal partiler nasıl ön seçim yapacaklar?

 

Ön seçim için propaganda ne zaman yapılacaktır?

 

24 Haziran’da Baskın Seçim Kararı, siyasal partilerin ön seçim yapma hakkını ve olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda siyasal partilerin milletvekili adaylarının lider mafyaları tarafından tayin edilmesi zorunlu kılınmaktadır. Zaten mevcut ekonomik ve siyasal sistem, siyasal partilerde demokratik işleyişe olanak vermiyor, hele iki ayda seçim dayatmasıyla ön seçim kaldırıldığı için parti içi demokrasi bütünüyle yok edilmektedir. Bu durumda Baskın Seçimde milletvekili seçilmesinin önü kapatılıyor, lider piyonlarının önü açılıyor. İki ayda Baskın Seçim kararı, meclisin lider mafyalarından oluşmasına hizmet etmektedir.

 

Parti içi demokrasi bütünüyle ortadan kaldırılmakta, mevcut siyasal sistem, mafyalaşmaktadır.

 

 

CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMA HAKKI ÇİĞNENİYOR

 

Daha Anayasanın öngördüğü Uyum Yasaları çıkartılmadı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı seçilme ve seçme hakkının somut olarak kullanılması olanağı bulunmuyor.

 

Uyum Yasası çıkartılmadan Erken Seçim kararı alınması durumunda, Anayasanın vatandaşa tanıdığı 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olma hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Çünkü şu anda Cumhurbaşkanı adayı olmak için 100 bin imzanın nasıl toplanacağına ilişkin bir düzenleme yok. Düzenleme olmadığı için anayasal hak da kullanılamaz durumdadır.

 

Uyum Yasasının Erken Seçim kararından sonra çıkartılması, durumu kurtarmaz. Önce hakkın fiilen var olması gerekir. Ondan sonra seçime gidilebilir.

 

 

CUMHURBAŞKANI ADAYI GÖSTERME HAKKI DA ÇİĞNENİYOR

 

Anayasaya göre, 100 bin imza toplanması yoluyla Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi, aynı zamanda vatandaşların bireysel hakkıdır. Şu anda vatandaşların bu hakkını nasıl kullanacağını gösteren bir hukuki düzenleme yok. Bu durumda hakkın kendisi de yoktur.

 

 

PROPAGANDA HAKKINA DARBE İNDİRİLİYOR

 

Cumhurbaşkanı adaylarına ve siyasal partilere propaganda yapmaları için zaman bırakılmıyor.

 

Türkiye’nin büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu bir ortamda, Siyasal partilerin ve Cumhurbaşkanı adaylarının programlarını ve çözümlerini vatandaşa anlatabileceği yeterli süreler ve olanaklar ortadan kaldırılmaktadır. Bu durumda demokratik karar süreçleri dinamitleniyor.

 

 

HUKUK DÜZENİ KURULMADAN SEÇİM

KAOSA DAVETİYEDİR

 

24 Haziran’da seçim, hukuk düzeni içinde yapılan bir seçim değildir, iktidara hukuk dışı yollardan el koyma girişimidir.


Siyasal partilerin eşitliği çiğneniyor.


Siyasal partilerin hakları çiğneniyor.


Vatandaşın hukuku çiğneniyor.


24 Haziran tarihinde sözde seçim, siyasal partilerde de kaosa yol açmaktadır. Parti içi demokrasi dinamitleniyor.


24 Haziran tarihinde Hukuk Düzeni kurulmadan paldır küldür seçim dayatmak, kaosa davetiye çıkarmaktır.

 


TBMM’YE ÇAĞRI

 

Bütün milletvekillerine sesleniyoruz:

 

Hukuksuz “seçime” izin vermeyiniz!

 

Ön seçimsiz “seçime” izin vermeyiniz!

 

Adayların lider mafyaları tarafından atanacağı sahte “seçime” izin vermeyiniz!

 

Millet Meclisinin yetkilerinin gasp edilmesine izin vermeyiniz!

 

24 Haziran Darbesine izin vermeyiniz!

 

Kaosa izin vermeyiniz!

 

Vatan Partisi olarak, TBMM’yi yetkilerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

 

Erken Seçim kararı alma yetkisi Meclisindir.

 

Erken Seçim tarihini hukuka ve demokrasinin gereklerine göre belirleme yetkisi Meclisindir.

 

TBMM, 1 Mart 2003 Tezkeresini reddettiği tarihî kararda olduğu gibi, yetkilerine sahip çıkmalıdır.

 

Meclis, elbette Erken Seçim kararı alabilir. Ancak Erken Seçimin tarihini, siyasal hakların kullanılmasına olanak tanıyan süreleri dikkate alarak belirleme sorumluluğunu taşımaktadır.

 

 

ZORLUKLARI MİLLETÇE AŞARIZ

VATAN PARTİSİ GÖREVE HAZIRDIR

 

Erdoğan-Bahçeli ikilisi, Türkiye’yi borç batağında çaresizliğe sürüklüyorlar.

 

Komşularımızla Türkiye’nin ilişkilerini dinamitliyorlar.

 

Vatan Savaşımızın bir an önce zafere ulaşmasını baltalıyorlar.

 

Kaos ve çözümsüzlük dayatıyorlar.

 

Ancak Türkiye, her durumda onların dayattığı çözümsüzlükten çıkış yolu bulacak birikime sahiptir.

 

Türkiye, Erdoğan-Bahçeli ilişkisine mahkum değildir.

 

Türkiye, ABD’nin dayattığı bölücü ve Fetöcü güçlerle birlikte iktidar projesine de mahkum değildir.

 

Vatan Partisi, bu zorlu koşullardan Vatan Bütünlüğü ve Üretim Ekonomisiyle çıkışı başaracaktır. Komşularla işbirliğini, aydınlanmayı, laikliği ve Avrasya ülkeleriyle dayanışmayı hayata geçireceğiz.

 

Milletimize güveniyoruz.

 

Vatan Partimize güveniyoruz.