Doğu Perinçek'ten Türkiye ve Suriye Hükümeti'ne çağrı

Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek, '0 kayıplı çözüm' çağrısında bulundu

Tarih:

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, bugün (14 Ekim 2019) İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye ve Suriye Hükümetlerine çağrıda bulundu. Perinçek, Türkiye ile Suriye arasında işbirliğinin ertelenmesinin ABD emperyalizmi ile PKK ve IŞİD terör örgütlerini sevindirdiğini belirtti. Perinçek, şunları söyledi:

 

"Barış Pınarı Harekâtı’nın başarıyla ilerlemesi, bütün milleimizi sevindiriyor. Hükümetimizin silah kullanma kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahramanlığı Türk milletine güven veriyor.

 

Vatan Partisi olarak, yüreğimiz Mehmetçikle birlikte atıyor. Türkiyemizin devleti ve milletiyle zaferi için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getiriyoruz.

 

 

NAZİK DURUM

 

Harekât şu anda nazik bir aşamadadır.

 

Bugün kesin zafer için en temel mesele, Türk Ordusunun önüne doğru hedefin konmasıdır. Bu konuda resmî açıklamalarda karışıklık var. Kimi zaman 32 km derinliğinde ve 120 km uzunluğunda bir Güvenli Bölge ya da “Barış Koridoru” oluşturulacağı belirtiliyor. Kimi açıklamalarda ise, harekâtın hedefi olarak PKK’nın bitirilmesine vurgu yapılıyor.

 

İki hedef farklıdır ve kesin zafer için hedefin berraklaştırılması gerekiyor.

 

 

HEDEF: PKK’NIN BİTİRİLMESİ

 

Türkiye için tarihî bir fırsat doğdu. Hedef, PKK’nın 32 km öteye itilmesi değil, PKK’nın bitirilmesi olmalıdır.

 

Güvenli Bölge hedefi, PKK’yı bitirmiyor, PKK terör örgütünü 30-40 km güneye sürüyor. PKK, bu kez de Güvenli Bölgenin güneyinde varlığını sürdürecektir. Oysa bugün önümüzde öyle bir olanak durmaktadır ki, Türkiye PKK’yı imha ederek tarihî bir zafer kazanabilir ve terör sorununu köklü olarak çözebilir.

 

Hükümetimizin bu yöndeki, kararı, hem iç cepheyi sağlamlaştıracak, hem de bizi Rusya başta olmak üzere bölgedeki dostlarımızla daha sıkı birleştirecektir.

 

 

PKK’YI BİTİRMEK İÇİN UYGUN KOŞULLAR

 

Bilindiği gibi imha etmek, düşmanın savaş iradesini yok etmek diye tanımlanır. Bugün PKK’nın direnme iradesini yok etme koşulları vardır.

 

En önemlisi, Hükümetimizin ve Ordumuzun silah kullanma kararlılığıdır.

 

Ancak bu kararlılık yanında PKK’nın bitirilmesi için Suriye başta olmak üzere İran, Irak ve Rusya ile işbirliği gerekiyor. Bu ülkeler, en başta Suriye Türkiye ile işbirliğine hazırdır.

 

 

TÜRKİYE’YE ALTIN TEPSİDE SUNULAN FIRSAT

 

Suriye devleti, 14 Eylül 2019 günü genel af ilan etti. Böylece Türkiye hükümetinin denetimi altında bulunan Suriyeli örgütlerin silah bırakmaları için uygun ortam sağlanmıştır.

 

Daha önemlisi Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, 16 Eylül 2019 günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yolladığı mektupta PKK, YPG, YDP, SDG’nin ABD ve İsrail güdümündeki terör örgütleri olduğunu bildirmiş, Suriye devletinin bu örgütleri temizleme kararlılığını vurgulamıştır. Suriye Ordusunun bu amaçla askerî harekâtlara başladığı ve Haseki’yi terör örgütlerinden kurtardığı gelen haberler arasındadır.

 

Bu durumda Türkiye, Suriye ve Irak orduları bölgemizdeki terör örgütlerini temizleyebilir, böylece Türkiye’nin güvenliği yanında Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü kalıcı olarak sağlayabilirler.

 

 

TÜRKİYE İLE SURİYE İŞBİRLİĞİ YAPINCA PKK BEYAZ BAYRAK ÇEKER

 

Türkiye-Suriye işbirliği, PKK’nın teslim olmasını sağlar. Suriye ile işbirliği, Rusya, İran ve Irak ile işbirliği anlamına da geliyor. 2017 yılı Eylül ayında ABD ve İsrail’in Barzani marifetiyle tezgâhladıkları sözde Kürdistan referandumunu bozguna uğratan bölge dayanışması koşulları bugün çok daha elverişlidir. O durumda Kandil’deki PKK yönetimi için beyaz bayrak çekmek dışında bir çare yoktur.

 

 

DEAŞ’A KARŞI SORUMLULUĞUMUZU BAŞARIYLA YERİNE GETİRME OLANAĞI

 

ABD ve PKK’nın DEAŞ suçlularını meydana salma tehditlerini boşa çıkaracak çözüm de Suriye ile işbirliğindedir. Türkiye – Suriye – Irak işbirliği, PKK’yı teslim almak yanında DEAŞ sorununu da köklü olarak çözer ve ABD ile İsrail’e en küçük olanak tanımaz.

 

 

TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDA GERGİNLİK ABD’Yİ VE PKK’YI SEVİNDİRİYOR

 

Suriye ile birlikte PKK’yı ve diğer terör örgütlerini bitirme olanağı varken, Türkiye’yi Suriye ile karşı karşıya getirecek durumlara açmak, hem iç cepheyi zayıflatır, hem de müttefiklerimiz arasında güvensizliklere neden olur.

 

Unutulmamalıdır: ABD ve İsrail, Türkiye ile Suriye arasındaki gerginliklerin pususunda beklemektedir.

 

 

GÜVENLİ BÖLGENİN İÇİNDEN ÇIKILAMAYACAK SORUNLARI

 

Güvenli Bölge’nin yalnızca adı güvenlidir. Güvenli Bölgenin getireceği sorunları sıralamak bile, olayın ciddiyetini anlamaya yeter.

 

* Güvenli Bölgede hangi devletin egemenliği olacak?

 

* Güvenli Bölgede hangi devletin silahlı gücü yaptırım gücü olacak?

 

* Güvenli Bölgede hangi devletin hukuku geçerli olacak?

 

* Ekonomik faaliyet, alış veriş, ticaret, hangi devletin Ticaret ve Borçlar Hukukuna göre yapılacak?

 

* Suç işleyenler, hangi devletin Ceza Hukukuna göre yargılanacak?

 

* Güvenli bölgede hangi devletin mahkemeleri yargılama yapacak?

 

* Sayın Cumhurbaşkanı güvenli bölgede milyonlarca insana konut yapılacağını söylüyor. Peki hangi devletin mülkiyet hukukuna göre tapular verilecek?

 

* Türkiye, güvenli bölgeye asker götürmenin ötesinde hukuk, mahkeme, karakol, tapu dairesi, postane, hastane, okul, üniversite, müze, tiyatro, spor salonu, stadyum, belediye, kara yolu, demir yolu, hava alanı, topluca ifade edecek olursak devlet örgütü de götürecek mi?

 

 

SÜRDÜRÜLEMEYECEK STRATEJİ: GÜVENLİ BÖLGE

 

Güvenli Bölge hedefi, dostlarımızı bizden uzaklaştırıyor, bizi yalnızlaştırıyor ve karşı güçlere fırsat ve cüret veriyor.

 

Türkiye ile Rusya ve İran arasında daha şimdiden güvensizlikler ve kuşkular yaratan Güvenli Bölge, nasıl sürdürülebilecek?

 

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki tehditleri ve Türkiye’nin ekonomik zorluklarını da hesaba kattığımız zaman, kendi gücümüze güven esas olmakla birlikte, ittifak birikimimizi sağlam tutma gereği tartışma konusu olabilir mi?

 

 

SURİYE VE IRAK İLE ORTAK ASKERİ HAREKAT

 

Türkiye Hükümetinin silahlı güç kullanma kararlılığının ve Mehmetçiğin kahramanlığının kesin zafer kazanacağı koşullar oluşmuştur. Bunun için devletimizin Suriye ile 1998 yılında Adana Mutabakatıyla açtığı yolda ilerlemek ve Batı Asya ülkeleriyle ortak başarı modelini izlemek, bizi kesin zafere götürecek biricik çözümdür.

 

Türk Ordusunu veya Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutası altındaki güçleri Suriye Devleti ordusuyla karşı karşıya getirecek girişimlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Bir kez daha Rus uçağı düşürmek, ilk olaydakinden çok daha ağır sonuçlar doğurur.

 

Suriye, Irak ile ortak askerî harekât için Ortak Harekât Merkezi oluşturulmalıdır.

 

 

HÜKÜMETİMİZE VE SURİYE HÜKÜMETİ'NE ÇAĞRI

 

Hükümetimiz ve Suriye Hükümeti büyük tarihi sorumluluklar üstlenmiş bulunuyorlar.

 

ABD emperyalizmi ve İsrail’i ve PKK ile DEAŞ gibi terör örgütlerini sevindirecek uygulamalardan uzak durmak, devlet aklının, vatan severliğin ve bölgemizde barışın gereğidir.

 

Bu açıdan Hükümetimizin ve Suriye Hükümeti'nin sorumluluk bilincine güveniyoruz."