Doğu Perinçek: "İran, Irak ve Suriye ile eylem birliği zorunlu"

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Barzani’nin sözde Bağımsız Kürdistan için referandum girişimini önleyecek siyasetleri açıkladı.

Tarih:

Genel Başkanı Doğu Perinçek, Genel Merkezimizde bir basın toplantısı düzenleyerek, Barzani’nin sözde Bağımsız Kürdistan için referandum girişimini önleyecek siyasetleri açıkladı ve Batı basınında Tayyip Erdoğan için dile getirilen “İslamî Kemalist” tanımlamalarından örnekler verdi. Perinçek şunları belirtti:

 

 

TARİHİ GÖREV


Türkiye, geleceğimizi belirleyecek kararların ve eylemin eşiğindedir.


İkinci İsrail girişimini önlemek, toprak bütünlüğümüz ve bağımsızlığımız açısından tarihî görevdir.


İsrail’in kışkırttığı ve ABD’nin desteklediği sözümona Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum, yalnız Batı Asya’da değil, dünya ölçeğinde saflaşmalara yol açtı. Batı Asya ülkeleri yanında, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS ülkeleri dahil Gelişen Dünya ve Mazlumlar, referanduma karşı tavır aldılar.

 

 

DIŞİŞLERİ BAKANLARININ ORTAK BİLDİRİSİ
BARIŞ İÇİN ANAHTAR DEĞERİNDE


Türkiye, İran ve Irak Dışişleri Bakanlarının New York’ta ortak bildiri yayınlayarak, Barzani’nin İsrail güdümlü referandum girişimine karşı ilan ettikleri kararlılık, barışçı çözüm için anahtar değerindedir.

 

 

BEŞAR ESAD DÜŞMANLIĞI ÇIKMAZDA


Bu birlikteliğin içinde dolaylı olarak kuşkusuz Suriye de bulunmaktadır.


Tayyip Erdoğan yönetiminin Beşar Esad düşmanlığı çıkmazdadır.


Suriye, Batı Asya Birliği’nin vazgeçilmez ülkesidir. Çünkü ABD-İsrail ortaklığının hedef aldığı ülkelerin başında gelmektedir. Suriye, bugün emperyalizme ve bölücülüğe karşı savaşıyor. Bu savaş, aynı zamanda Türkiye’nin toprak bütünlüğü içindir.


Beşar Esad düşmanlığının bölgemizde hiçbir geleceği yoktur. Rusya dahil Türkiye’nin toprak bütünlüğünü destekleyen bütün ülkeler, Suriye ile aynı cephededir. Bu koşullarda Beşar Esad yönetimiyle işbirliğini geciktiren tavır, aslında Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve huzur ihtiyacına zarar veriyor.


Suriye ile eylem birliği için kararlı adımların atılması zorunludur. Tayyip Erdoğan yönetiminin bu konudaki sorumsuzluğunun bedelini Mehmetçiğin kanıyla ödüyoruz. Bu tavır derhal terkedilmelidir.


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, Beşar Esad’a “zorba ve diktatör” suçlamasıyla ABD ve İsrail planlarına hizmet etmektedir. CHP’yi de Beşar Esad dostluğuna davet ediyoruz.

 



TÜRKİYE VATAN PARTİSİ’NİN ÇİZGİSİNE GELİYOR


Vatan Partisi’nin onyıllardan beri savunduğu Batı Asya ittifakı, artık hayata geçmektedir.


Yarın toplanacak olan TBMM’nden milletimizin beklentileri bellidir:


1. Yurtdışına asker sevketmeyi öngören tezkerenin süresi uzatılmalıdır.


2. ABD’ye derhal nota verilmeli ve Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG’ye verdiği 1300 tır silahı geri çekmesi istenmelidir.


3. Türkiye, sözde “Bağımsız Kürdistan” için referandumu önlemek için gerekirse askerî güç kullanma kararında olduğunu ilan etmelidir.


4. Ankara’daki Erbil Temsilciliği, Kürdistan’ın bağımsızlığına yönelik referandum kararı kaldırılana kadar kapatılmalıdır.


5. Irak Kürt Bölgesel Yönetimine, referandum kararından vazgeçmediği takdirde ilk yaptırım olarak Habur Kapısının kapatılacağı bildirilmelidir. Bu konuda iki gün süre verilmelidir. Türkiye’nin Irak ve diğer Batı Asya ülkeleri ile ticaret ve ilişkisini sağlamak için ikinci bir kapının açılması hazırlığına derhal girişilmelidir.


6. İran, Irak ve Suriye hükümetleri ile ortak uygulamalar somut olarak saptanmalıdır ve hayata geçirilmelidir.


7. İncirlik Üssü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetimi altına alınmalı ve Amerikan uçaklarına kapatılmalıdır.

 

 

ABD VE AVRUPA
TAYYİP ERDOĞAN’I “İSLAMİ KEMALİST” VE
“YEŞİL KEMALİST” DİYE TANIMLIYOR


19 Eylül 2017 Salı akşamı Ulusal Kanal’da, Almanya basınında Tayyip Erdoğan hakkında “İslamî Kemalist” tanımı yapıldığından söz ettim.


Sözcü, Halk-Tv ve Oda-Tv gibi kimi yayın organlarında bu tanımı benim yaptığım gibi haberler yer aldı.


Tayyip Erdoğan hakkında “İslamî Kemalist” tanımı yapan Doğu Perinçek değildir. Bu tanımı aktardım, o kadar. Dahası bu tanımlamayı yerinde bulmuyorum.


Avrupa ve ABD basınında, Tayyip Erdoğan hakkında “İslamî Kemalist” ve “Yeşil Kemalist” tanımları 2011 yılından beri dillendiriliyor.

 

 

DIE ZEIT YAZARI MICHAEL THUMAN:
“İSLAMOKEMALİST MERHAMET BİLMİYOR*


Die Zeit gazetesinin önemli köşe yazarı Michael Thumann, Federal Almanya Meclisi binasında 14 Eylül 2017 günü yaptığımız Basın Toplantımıza da katılmıştı. Thumann, Şahin Alpay’ın tutuklanması üzerine, 14 Ekim 2016 günü yayımlanan yazısına şu başlığı atmıştı: “İslamokemalist merhamet bilmiyor”

 

 

Thumann, şöyle yazıyordu:


"Erdoğan, 2011'den itibaren Kemalist Ordu gibi otoriterleşti. Erdoğan'ın yönelişini en iyi tanımlayan kavram, Şahin Alpay'ın vurguladığı gibi İslami Kemalist'tir." (Michael Thumann, Die Zeit, 14 Ekim 2016)

 

 

RAINER HERMANN:
“ERDOĞAN ATATÜRK’ÜN VE VATAN PARTİSİ’NİN
AVRASYACI ÇİZGİSİNE GELDİ”


Yine bir diğer Türkiye uzmanı gazeteci-yazar Rainer Hermann 7 Ağustos 2017 tarihli Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde, “Die Eurasische Türkei” başlıklı yazısında, Erdoğan'ın Türkiye'de derin kökleri olan ve Atatürk döneminde de uygulanan Avrasyacı çizgiye geldiğini yazdı. Hermann, Türkiye’de Avrasyacı çizgiyi onyıllardan beri Doğu Perinçek’in önderlik ettiği Vatan Partisi’nin temsil ettiğini de vurguladı:

 


Rainer Hermann’ın yazısında şu görüşlere yer veriliyor:


"Türkiye'de on yıllardır Avrasya seçeneğini gündeme getiren ve  tanınan bir aydın ise, sol yönelişi olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve çevresidir. Doğu Perinçek ve çevresi,  Rusya'da Batı karşıtlığının öncülerinden olan Rusya'daki yeni Sağın liderlerinden olan, aynı zamanda  Putin'in danışmanı da olan Aleksander Dugin ile irtibat halinde. Erdoğan muhtemelen onun sayesinde, Kasım 2015'te düşürülen Rus uçağından sonra gerilen Türkiye-Rusya  ilişkilerinin yeniden normalleştirmesini başarabildi.  Türkiye'de Avrasya seçeneği konusunda farklı bakışlar ve ceryanlar söz konusu. Doğu Perinçek ve çevresi,  Rusya ile yakınlığı savunurken, Türk milliyetçileri Pan- Turan emeller içindeler, İslamcılar ise Osmanlı İmparatorluğu'nun  önemi üzerinde duruyorlar. Erdoğan bu üç akımı da  birleştirebilir.  Erdoğan bununla ideolojik anlamda bir yenilik getir meyecektir. Esasen Türk devlet aygıtında var olan ve giderek kökleşen Avrasyacı geleneği  benimsemiş oluyor.  Bu nedenle de  başlangıçta Erdoğan'a karşı mücadele eden Doğu Perinçek gibi şahsiyetler günümüzde Erdoğan'ın destekçileri arasında yer alıyorlar. Bu yöneliş  Erdoğan'ın neden dini çevrelerin ötesinde etkili olduğunun bir göstergesidir. Bu  yöneliş aynı zamanda Erdoğan'ın Kürt Sorunu ve dış politikadaki izlediği politika değişimini de açıklıyor."

 

 

FOREIGN POLICY: YEŞİL KEMALİST


Foreign Policy, 27 Ekim 2016 günü "Erdoğan's Turn to the Kemalist's - How it will shape Turkish Foreign Policy?" (Erdoğan'ın Kemalistlere Yönelmesi - Türk Dış Politkasını nasıl şekillendirecek?) başlığıyla yayımlanan yazısında Türkiye’de Batı karşıtı bir Yeşil-Kemalist ittifakı oluştuğunu öne sürdü:
"Yeşil-Kemalist ittifak daha da milliyetçi, otokratik ve Batı karşıtı bir Türkiye doğuracaktır.
“Yeşil-Kemalist ittifak, Ankara ve PKK arasında barışın gelmesi için en büyük engel. Bu ittifak nedeniyle, Türkiye Batı'dan uzaklaşıp daha çok Çin, İran ve Rusya'ya yönelecektir."

 

 

BATIDA KEMALİZM SUÇLAMASI


Atlantik Sisteminin Neoliberal organları, İslamî Kemalist nitelemesini bir suçlama olarak kullanıyor. PKK ve FETÖ’yü bastırmaya yönelik uygulamalar “Kemalist Otoriterleşme” olarak tanımlanıyor. Yine milli devletin savunulması ve Avrasya'ya yöneliş, “Kemalizmin diriltilmesi’ olarak görülüyor. Türkiye’nin ABD’ye direnmesi, Batı kamuoyuna Kemalizmin bağımsızlıkçı, dik duruşunu hatırlatıyor. Bu anlamda, S-400'lerin alımı, bölge ülkeleri, Çin ve Rusya ile yakınlaşma, AB yerine Şanghay İşbirliği Örgütü'nü hedeflemek, Washington / Brüksel'i rahatsız ediyor.

 

 

TANIMIN KAYNAĞI NEOLİBERALLER VE FETHULLAHÇILAR


"Erdoğan'ın İslami Kemalist eğilimler gösterdiğini" Batı merkezleri ve onların güdümünde hareket eden Şahin Alpay, Hasan Cemal gibi İkinci  Cumhuriyetçiler 2011 yıllından bu yana kullanıyorlar.


Şahin Alpay, bu tanımı ilk yapanlardan:


"İttihatçı-Kemalist değerler, Türkiye elitleri üzerinde derin izler bıraktı. Bu izleri Müslüman demokrat olarak nitelediğim AKP'liler yanında Türkiye'nin sosyalistlerinde, liberallerinde, İslamcılarında, hatta Kürt milliyetçilerinde de görmek mümkündür. AKP'nin devletçi ya da laikçi olduğu söylenemezse de (İslami ve bir damla liberal) milliyetçi bir kimliği olduğu doğrudur. [...] Kemalistleşen yani otoriterleşen bir AKP'nin iktidarda kalabileceğine ihtimal vermem." (Şahin Alpay, Zaman, 26.1.2012)

 

Tayyip Erdoğan için “İslamî Kemalist” tanımını bazı Neoliberal akademisyenler de dile getirdiler. Duisburg-Essen  Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Burak Çopur'un beş yıl önce 2012 yılındaki 12 sayfalık bir çalışmasında kullanıyor. Yazdıklarını Almanca aktarıyorum, şöyle: 


"Deshalb steuert die AKP den aus ihrer Sicht konfliktärmeren Kurs einer Koexistenz mit den verbliebenen kemalistischen Akteuren im militärisch-bürokratischen Komplex an."


"(...) Stattdessen treten die ideologischen Merkmale des autoritären Handelns der AKP immer stärker hervor. Dieser Autoritarismus hat die Konturen einer Transformation des laizistischen Kemalismus hin zu einem islamischen Kemalismus unter neoliberalen Vorzeichen. Auf den ersten Blick mutet dieser Begriff eines islamischen Kemalismus paradox an. Die Türkei bleibt zwar weiterhin ein laizistischer Staat, sie wird jedoch durch neoliberale Wirtschaftskonzepte angetrieben und akzentuiert gleichzeitig islamisch-konservative Gesellschaftswerte - beispielsweise staatliche Sanktionen für die Freizügigkeit im türkischen Fernsehen, Alkoholverbot für junge Erwachsene (...). Das verbindende Element der neo-islamischen Version des Kemalismus mit dessen traditioneller Gestalt ist ihr autoritär-jakobinischer Geist und der türkische Nationalismus mit seiner Einheit von Staat und Nation."
 
Burak Çopur, Amerikancı olarak biliniyor, derslerinde soykırım yalanının propagandasını yapıyor, Öcalan'in özgürlüğünü savunup HDP'ye açık destek veriyor ve Kemalizm düşmanı bir öğretim üyesi.

 

 

KAYNAKÇA:


Şerif Mardin 2005: "Turkish Islamic Exceptionalism Yesterday and Today: Continuity, Rupture and Reconstruction in Operational Codes /Dün ve Bugün Türk İslam'ının İstisnai Özelliği: İşleyiş Kodlarında Süreklilik, Kopuş ve Yeniden Yapılanma" (Turkish Studies, Vol. 6, No. 2, June 2005, s. 145-165).

 

Şahin Alpay 2012:  "AKP 'İslami Kemalist' midir?" (Zaman, 26 Ocak 2012)
Şahin Alpay 2016: Erdoğan iktidarı Kemalizme sarıldı. (Zaman, 18.2.2016)

 

Burak Çopur 2012: Die Türkei unter der Regierung Erdoğan: aus europäischer Sicht ein Modell für den Nahen Osten? (Erdoğan Hükümeti döneminde Türkiye - Avrupa perspektifinden Ortadoğu için model olabilir mi?) In: Friedensgutachten 2012, Berlin: LIT, S. 294-305.

 

Bipartisan 2017:
Deep State of Crisis: Re-Assessing
Risks to the Turkish State
(Derin Devlet Krizi - Türk Devleti için Riskler)
(Bipartisan Policy Center, March 2017)


Foreign Policy, 2016:
"Erdoğan's Turn to the Kemalist's - How it will shape Turkish Foreign Policy?" (Erdoğan'ın Kemalistlere Yönelmesi - Türk Dış Politkasını nasıl şekillendirecek?). Gönül Tol, Ömer Taşpınar. 27.10.2016

 

Michael Thumann: Der İslamo-Kemalist Erdoğan hat kein Erbarmen. (İslami Kemalist Erdoğan'ın merhameti yok. (Die Zeit, 14.10.2016)