Doğu Perinçek: "Hiçbir dostluk vatan bütünlüğü kadar değerli değil"

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Tarih:

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, (18 Mayıs 2017) saat 12.00’de yaptığı basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirdi ve Trump’a Vatan Partisi’nin mesajını açıkladı. Perinçek şunları belirtti:

 

 

TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE YENİ AŞAMA


Türkiye ile ABD arasındaki cepheleşmeyi yansıtan olayları şöyle sıralayabiliriz:


Türkiye, 24 Temmuz 2015 günü başlayan askerî harekâtla ABD’nin güdümündeki PKK’yı hendeklere gömdü.


ABD, FETÖ’yü kullanarak bir askerî darbe tezgahladı, ancak bu girişim Türk Ordusu tarafından bastırıldı.


Obama, YPG‘nin ABD’nin “Kara gücü” olduğunu ilan etti. ABD, Suriye’nin kuzeyinde YPG’ye silah ve teçhizat verdi.


Türkiye, 25 Ağustos 2016 günü başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtıyla ABD Koridoruna girdi ve en son Sincar’ı bombalayarak PKK/PYD/YPG üslerini yerle bir etti.
ABD Başakanı Trump, YPG’ye ağır silah verilmesini onayladı.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz” açıklamasıyla Türkiye’nin yeni bir kara harekâtı yapabileceğini duyurdu.


Özetlenecek olursa, Türkiye ile ABD cephe cepheye gelmiş bulunuyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri, yalnız iç cephede değil dış cephede de ABD’nin piyonlarına karşı savaşmaktadır.

 

 

ABD’NİN PKK TERCİHİ


Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröre karşı mücadelesini “son teröristi temizleyene kadar” sürdüreceğini belirtiyor. Hükümet yetkilileri de aynı yönde açıklamalarda bulunuyor.


Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti işte bu koşullarda yapıldı. Bu ziyaretin tek bir hedefi olabilirdi: ABD’ye Türkiye ile PKK arasında bir seçimde bulunmak zorunda olduğunu kararlı bir tavırla hatırlatmak. “Ya Türkiye ya PKK seçenekleri” artık lafla değil eylemle bildirilmeliydi.


Son hatırlatma demek belki daha doğru olur. Çünkü ABD, tercihini PKK’dan yana yapmıştır. ABD yetkilileri ve yetkisizleri kaç kez ilan ettiler. “Artık bizim Ortadoğu’daki esas müttefikimiz, Kürt örgütleridir” dediler. Böylece Türkiye’ye tek seçenek bırakmış oldular.

 

 

TÜRKİYE İÇİN KORKMA SEÇENEĞİ YOK


Bu koşullarda Türkiye, vatan bütünlüğünü korkarak koruyamaz ve iç barışı korkarak sağlayamaz. Türkiye için korkak olma seçeneği artık gündemin dışındadır.


Türkiye’yi kim yönetirse yönetsin, kişisel özellikleri ne olursa olsun, cesur olmak zorundadır. Türkiye, girdiğimiz süreçte ancak cesaretle yönetilebilir.


Türkiye, kendisi için vatan bütünlüğünden vazgeçmek diye bir seçenek bulunmadığını ABD’ye göstermek zorundadır. ABD, bu gerçeği göremezse, kaybeden Türkiye olmaz.

 

 

PAZARLIK MASASINDA BULUNMAYAN DEĞERLER


Türkiye açısından vazgeçilmez bir karar var: Vatan bütünlüğümüzü sağlayacağız. Vatanımızın bütünlüğü ile değişebileceğimiz herhangi bir değer yok. O nedenle ABD ile yapacağımız herhangi bir pazarlık bulunmuyor.


ABD, Türkiye’ye ne verecektir de, Türkiye teröre karşı mücadeleden vazgeçecektir? Türkiye açısından böyle bir soru yoktur, bu sorunun yanıtı da yoktur. ABD, bunu bilmiyorsa, öğretmenin tek yolu var. Türkiye, hiçbir tehdide boyun eğmeyecektir. Vatan bütünlüğü ve iç barış, Türkiye için pazarlık masasında bulunmayan değerlerdir.


Bu koşullarda ABD’ye Türkiye’nin silahla hizaya getirilemeyeceğini öğretmekten başka bir diplomatik seçenek bulunmuyor. Ziyaret ancak bu amaçla yapılabilirdi. Bu amaca hizmet etmeyen bir ziyaret anlamsızdı.


 
BELİRLEYİCİ GÜÇ TÜRKİYE


Türkiye, Suriye ve Irak’taki cepheleşmenin sonucunu belirleyen güç konumundadır. ABD’nin bu savaşta PKK/YPG ve Barzani’den başka bir gücü yok ve karşısında çok büyük bir kuvvet oluşmuş durumda.


ABD, Tayyip Erdoğan yönetiminin verdiği desteğe rağmen, Suriye’deki hedefine ulaşmadı. Karşımızda Suriye’de yenik düşmüş olan bir ABD var. Türkiye, vatan bütünlüğü için her şeyi göze aldığını eylemiyle gösterdiği zaman, ABD’nin elinde durumu kabullenmek dışında bir seçenek kalmıyor.

 

Hele Türkiye’nin geçen hafta Beijing’te Asya Kalesinin merkezinde yer almasından sonra, düşünmek durumunda olan Türkiye değil, ABD’dir. Türkiye bütün dengeleri lehine çevirebileceği olanaklara sahiptir. Asya’daki konumlanma kaçınılmaz olarak Suriye ile işbirliğini de içermektedir. ABD’ye bu kararın da gösterilmesi gerekirdi.

 

 

ÜSTÜNLÜK OLANAKLARI


Kuvvet dengeleri açısından üstünlük olanaklarını eline geçirmiş olan Türkiye, Trump görüşmesinde bu üstünlüğü kullanmak yerine bir hafta öncesine göre daha geri mevzilere çekildi.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Trump görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’ye son hava saldırısını destekleyerek Türkiye’nin üstün konumunu terketmiş oldu.


Tayyip Erdoğan, ABD’ye “YPG’yi muhatap almayın” diyerek, geri çekildi. Daha üç gün önce “YPG’ye silah veremezsiniz” diyen Türkiye, yüz yüze gelince, Trump’a ağır silah verdiğini hatırlatmadı.


Dahası, ABD’nin YPD/YPG ile ilişkisini “küresel mutabakata aykırı” bulduğunu açıklayarak, vatan bütünlüğü önceliğini dile getirme cesaretinde olmadığını gösterdi.

 

 

TÜRKİYE’NİN MEŞRUİYET KAYNAĞI
KÜRESEL MUTABAKAT DEĞİL VATAN BÜTÜNLÜĞÜ


Türkiye, teröre karşı mücadelesini küresel mutabakata yaslanarak mı yürütecektir yoksa vatan bütünlüğünün vazgeçilmezliğine dayanarak mı?


Vatan bütünlüğü gibi seçeneği olmayan konularda “küresel mutabakatlara” göndermelerde bulunulması ciddî bir zaaftır.

 

 

ABD ZİYARETİNİN AMACI BELİRLENMEMİŞ


Tayyip Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinden sonra okuduğu açıklama, ziyaret öncesinde bir hedefin belirlenmediğini gösteriyor. Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktaya uygun bir tavır alınmadı.

 

 

VATAN PARTİSİ’NİN
TRUMP’A MESAJI


Trump’a söylenecek tek bir söz vardır ve onu da buradan biz söylüyoruz: * Türkiye, vatan bütünlüğünü sağlama konusunda her tehdidi göze almaktadır ve her yöntem ve aracı kullanmakta kararlıdır. Hiç kimse bu kararlılığımızdan vazgeçebileceğimiz gibi bir olasılık üzerine hesaplar yapmamalıdır.


* Türkiye’yi hedef alan terör örgütlerine silah veren ABD, dostlukla açıklanması mümkün olmayan bu uygulamaya kesinlikle son vermelidir. Vazgeçmiyorsa Türkiye ile ilişkilerini yeniden tanımlamalıdır. Çünkü Türkiye’nin uğruna vatan bütünlüğünü feda edeceği bir dostluk bulunmuyor. Hiçbir dostluk, Türkiye için yurtta barış kadar değerli değildir.